İzmir'de acil serviste bir günde 973 hastaya bakan iki doktordan biri, yoğun tempoya dayanamayarak kalp krizi geçirdi. Doktor sayısının azlığından dolayı çok sayıda hastaya kısa sürede bakmak zorunda olduklarını belirten hekimler, meslektaşının yaşadığı kalp krizinin 'iş kazası' olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve çalışma şartlarının iyileştirilmesinin artık elzem olduğunu dile getirdi.
Uzun çalışma sürelerinin yanı sıra hasta yakınlarının şiddetine maruz kalan doktorlar, iş yoğunluğu nedeniyle zorlu şartlar altında mesai yapmayı sürdürüyor.
İzmir'in Buca ilçesindeki Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Acil Servisi'nde görevli nöbetçi doktor Uğur Dalbaşı, iş yoğunluğuna dayanamayarak kalp krizi geçirdi.
Sözcü'den Latif Sansür'ün haberine göre, Çocuk Acil Servisi'nde nöbetçi iki doktor dün (10 Aralık 2022 Cumartesi günü) 973 çocuk hastaya baktı. Bugün sabaha karşı saat 04.25 sıralarında şeker hastası olan doktor Uğur Dalbaşı, hastalığı için kullandığı insülin ilacını kendisine uyguladı.
Doktor Uğur Dalbaşı
GÖREVİ BAŞINDA KALP KRİZİ GEÇİRDİ
Ancak hasta yoğunluğu nedeniyle yemek yemeye fırsat bulamadı. Kan şekeri normal değerlerinin altına düşünce de hasta muayenesi sırasında bilincini kaybedip bayılarak yere düştü.
Hekim arkadaşının müdahale ettiği Uğur Dalbaşı'nın kalp krizi geçirdiği belirlendi. 53 yaşındaki Dalbaşı, çağrılan ambulans ile İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gönderilerek tedavi altına alındı.
REKOR SAYIDA HASTAYA BAKIYORLAR
İki doktorun görevli olduğu Çocuk Acil Servisi nöbet notuna göre, doktor Uğur Dalbaşı ile hekim arkadaşı 10'u adli vaka, 973 çocuk hastaya müdahale etti.
Ortopedi, Yenidoğan, Çocuk Cerrahi, Kadın Doğum, Göz, KBB, Çocuk Servisi ve Çocuk Enfeksiyon bölümünde 23 konsültasyona katıldı.
İki hekim dinlenme, yemek yeme veya diğer ihtiyaçlarına zaman bulamadı. Hekim arkadaşları yasalara göre şeker hastası Dalbaşı'nın gece nöbetine, üstelik böyle bir yoğunlukla baş başa bırakılmaması gerektiğini söyledi.
"İŞ KAZASI SAYILMALI"
Şeker hastası hekimin gece nöbetine bırakılmasının yasalara aykırı olduğunu belirten doktor Eren Yağcı, "Dahiliye uzmanıyım, işyerlerinden görüş sorulduğunda 'gece nöbet tutması vardiyalı çalışması uygun değildir' şeklinde kanaat belirtiyorum. Bu olay aynı zamanda iş kazası olarak değerlendirilmeli" derken, başka bir doktor ise, "Bu insanlık dışı çalışma temposuna acil çözüm bulunmalı" ifadelerini kullandı.
HASTA YOĞUNLUĞU HAT SAFHADA
Hasta yoğunluğu ve mobbing tehdidinin şifa dağıtması gereken doktorları hasta ettiğini belirten hekimler yaşananlara teki gösterdi.
Doktorlar, yoğun hasta yükünü az sayıda hekimle karşılamak zorunda kaldıklarını, 'işler dönsün' mantığıyla sağlıklarını kaybettiklerini, en küçük dinlenme veya yemek arasında bile Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) şikayet edildiklerini söyledi.
Doktor Uğur Dalbaşı (en solda)
UĞUR DALBAŞI'NA ANJİYO YAPILDI
Doktor Uğur Dalbaşı'nın mesai başındayken kalp krizi geçirmesiyle ilgili Birgün'e konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Dalbaşı'na anjiyo yapıldığını ve durumunun takip edildiğini söyledi.
Uğur Dalbaşı'nın diyabet hastası olduğunu ve insülin kullanması gerektiğini aktaran Kaynak, "Doktorun kendisi diyabet hastası ve insülin kullanması gerekiyor. İnsülinini yapmış. İnsülinin hemen arkasından yarım saat 15 dakika içinde yemek yemesi lazım ki. Ama muhtemelen o yoğunluk nedeniyle yemek yiyemedi. Yemek yiyemeyince hipoglisik atak geçirdi. Bu durum da kalp krizi riskini artırır. Dolayısıyla böyle bir şanssız durum ortaya çıktı. Bu durum tamamen çalışma şartlarıyla ilgili" diye konuştu.
"BU YOĞUNLUĞU ACİLDEKİ HEKİM NASIL KARŞILAYACAK"
Kış mevsimi ile birlikte acil servislerin yoğunluğunun zirve noktasına ulaştığını vurgulayan Kaynak, şöyle devam etti:
"Viral enfeksiyonlar, okullar başta olmak üzere çocuklarda çok yaygın görülüyor. Özellikle yoğunluğun giderek artmakta olduğunu görüyoruz. Bu yoğunluğu acildeki hekim, sağlık personeli nasıl karşılayacak? Yemek yemeden, su içmeden, tuvalete gitmeden ve sürekli bir şiddet tehdidi altında çalışanlar görev yapmak zorunda kalıyor.
Gerçekten sağlık sisteminin bence en vahim, en üzücü yüzlerinden biridir. Yoğunluk acillerde arttı. Sağlık sorunu geçiren bu arkadaşımız da bunun kurbanlarından birisi. Bu doktor arkadaşımız insani şartlarda çalışma ortamında olsaydı muhtemelen böyle bir şeyle karşılaşmayacaktı. Sağlık Bakanlığı bu durumu bir türlü görmek ve anlamak istemiyor."
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak
