2017’de 61 zengin, dünya nüfusunun yarısı kadar servete sahipken bu rakam 2018’de 8’e düştü. Geçtiğimiz yıl toplam gelir 762 milyar dolar yükselirken bu paranın yüzde 82’si en zengin yüzde 1’lik kesimin cebine girdi, en yoksul yüzde 50 ise hiç pay alamadı.
GÜVEN ADALI / EKONOMİ SERVİSİ
İngiliz yardım kuruluşu Oxfam, küresel gelir adaletsizliğinin 2017’de arttığını ifade ederek yaratılan küresel servetin yüzde 82’lik bölümünün en zengin yüzde 1’lik kesimin cebine gittiğini söyledi. Yapılan açıklamada şu değerlendirmelere yer verildi:
* Geçen yıl, milyarderlerin tarihindeki en büyük artışı yaşandı. Milyar yetişkinler, servetlerini sadece 12 ayda (Mart 2016 - 2017) 762 milyar dolar artırdı. Raporda, bu büyük artışın, aşırı yoksulluğun yedi kez bitmesine neden olabileceği belirtildi. Oxfam 2017 yılının başında açıkladığı raporda dünya nüfusunun yarısının servetinin 8 kişinin elinde olduğunu açıklamıştı.
* Kurum bu yıl bu sayının 42 olduğunu ifade etti, geçen yılın sayısını ise 8’den 61’e revize etti. Revizyona gerekçe olarak elde edilen güncel verilerle yapılan yeni hesaplamalar gösterildi.
* Dünyada toplam dolar milyarderi sayısının 2.043 olduğunu ifade eden Oxfam, her 10 milyarderden 9’unun da erkek olduğunu vurguluyor ve kadın-erkek gelir adaletsizliğine de dikkat çekiyor.
* Bu yıl açıklanan verilerde dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise dünya nüfusunun yüzde 56’sının günlük 2 ile 10 dolar arasında gelirle yaşamını sürdürüyor.
* Gelir adaletsizliğine karşı çözüm bulunamazsa 2030 yılında 500 milyon insan günde daha 1,90 dolardan daha az azalarak yaşamını sürdürecek. Toplamda rakam 1,2 milyar insana ulaşacak.
* Kuruma göre, vergiden kaçınma, şirketlerin siyaset üzerinde artan etkisi, işçi haklarının uğradığı erozyon ve kemer sıkma politikaları gelir adaletsizliğindeki uçurumun derinleşmesinde başlıca nedenler.
* Oxfam Direktörü Mark Goldring, “Tabloya neresinden bakarsanız bakın kabul edilemez bir durum” dedi. Kurum, ekonomik işleyişlerin gözden geçirilmesi ve şirketlerin hissedarların kârını maksimize etmek üzere çalışmasının sosyal etkilerinin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. Oxfam’ın önerileri arasında, dünyanın en zengin yüzde 10’luk kesiminin toplam servetinin en fakir yüzde 40’lık kesimin gelirini aşmaması için hükümetlerin aktif olarak çaba göstermesi var. Ancak serbest piyasa ekonomisini savunan düşünce kuruluşu Ekonomik İlişkiler Enstitüsü Direktörü Mark Littlewood, “Oxfam, yoksul kesimlerin sorunlarına çözüm bulmaktansa zengin şahısları bir takıntı haline getirmiş durumda. Daha yüksek vergiler ve servetin yeniden dağıtımı fakir kesimler için bir fayda sağlamayacaktır. Zengin şahıslar aynı zamanda en çok vergiyi ödeyen kişiler. Gelirlerinin azaltılması kimseye bir fayda sağlamaz.”
CEO’LARA ‘DİKKATLİ OLUN’ MESAJI
Küresel çapta 6,3 trilyon dolarlık yatırımı yöneten BlackRock’ın Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Laurence Fink’in 16 Ocak Salı günü yaklaşık bin CEO’ya gönderdiği bir mesaj, gelir adaletsizliğinin geldiği noktayı oldukça iyi özetliyor. Şirketlerin elde ettiği rekor kârlara rağmen işçi ücretlerinin yeteri kadar artmadığını belirten Fink, mesajında şunları söyledi: “İyi finansal rakamlar açıklamanız artık yeterli değil. Toplum üzerinde iyi bir etkinizin de olması gerekiyor. Uzun dönem stratejiniz nedir? Vergi reformu yasasından elde edilecek tasarrufu nasıl kullanacaksınız? Toplumdaki rolünüz nedir? İşgücünüz yeteri kadar çeşitlendirilmiş durumda mı? Bu sorulara cevap verirken CEO’lar oldukça dikkatli olmalı. İster özel ister kamuya ait olsun, toplum şirketlerden sosyal bir amaca hizmet etmelerini bekliyor. Gelir adaletsizliği, altyapı ve otomasyonla ilgili endişeler nedeniyle yüksek gelir ve yüksek tedirginlik paradoksuna şahit olmaktayız. Finansal krizden bu yana sermayesi olanlar inanılmaz boyutlarda kâr ederken, birçok insan da düşük ücretler ve adaletsiz emeklilik sistemleriyle boğuşuyor. Birçok hükümet geleceğe hazırlık yapılması konusunda sınıfta kalmış durumda.