Dövizdeki dalgalanma, FED’in olası faiz artırımı ve OPEC üyesi olan ve olmayan ülkelerin vanaları kısma kararı Türkiye’ye maliyet olarak yansıyor. Özellikle kur ve petroldeki bu hızlı yükseliş otomobilden, emlak sektörüne kadar birçok alanda zamlı fiyatları kaçınılmaz yapıyor. Şu an şirketler fiyatlara pek bir şey yansıtmasa da 2017’de maliyet artışının etiketleri etkilemesi bekleniyor.
Türkiye ekonomisi son birkaç aydır büyük bir sınavdan geçiyor. Özellikle kurdaki etkili yükseliş, brent petrolün artması ve FED’in faiz artırımı yerli ekonomiyi doğrudan etkiliyor. OPEC üyesi olmayan 11 petrol üreticisinin vanaları kısma kararıyla birlikte 2017’de petrol üretimi günlük 558 bin varil düşecek. Tabii bunun sadece haberi bile petrol fiyatlarındaki dalgalanmaya yetiyor. Üretim kısılması kararıyla birlikte brent petrolün varil fiyatı geçtiğimiz hafta 55 doları görmüştü. Bunun ardından Türkiye’de de artıştan dolayı benzin ve motorine büyük bir zam gelmişti. Oldukça uzun bir aradan sonra benzinin litre fiyatı 5 liranın üzerini gördü. Şu an ise brent petrolün varil fiyatı 57 dolar seviyelerinden işlem görüyor. Bu da akaryakıtta yeni bir zammın habercisi olabilir. Amerika Merkez Bankası (FED), yarın beklenen faiz artırımını açıklayacak. Bu açıklamayla birlikte dalgalı seyreden döviz kuru tekrar hızlı bir yükselişe geçebilir. Yükselen dolar piyasadaki birçok ürüne zam olarak yansıyor. Ülkemizde ithal otomobillerin satışı yerlilere oranla bir hayli fazla. Kurdaki artışla araç fiyatlarına gelecek zamlar da kaçınılmaz olacak. Bu da vatandaşa maliyet olarak yansıyacak. Brent petrol, OPEC toplantısı sonrası kazandığı yukarı yönlü ivmeyi yavaşlatarak haftalık bazda yatay bir seyir izledi ve 54,34 dolardan kapandı. Yeni haftaya, OPEC dışı 11 üreticinin, üretimi 558 bin varil azaltma taahhüdünde bulunduklarına ilişkin açıklamalarla primli başlayan brent petrol, Temmuz 2015’ten bu yana zirvesi olan 57,50 dolara kadar çıktı.
17 AYIN ZİRVESİNDE
Brent petrolün varil fiyatı saat 10.50 itibarıyla yüzde 4,6 değer kazanarak 56,8 dolardan işlem görürken, Batı Teksas türü ham petrolün varil fiyatı ise yüzde 5,3 artışla 54,2 dolardan alıcı buluyor. Analistler, bu hafta petrol arzına ilişkin açıklamalar ile FED kararlarının fiyatlar üzerinde etkili olabileceğini kaydederek, teknik açıdan Brent petrolün varil fiyatının 57,0 dolar üzerinde kalıcılık sağlaması durumunda yükseliş eğiliminin devam edebileceğini ifade etti. Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, özel bir televizyon kanalına verdiği röportajda Rusya’nın bu anlaşmadan elde edeceği kazanç üzerine yorumlarda bulundu. Novak, “Sadece bütçe geliri söz konusu değil, oynaklığın ve temel olmayan belirsiz faktörlerin etkisinin azaltılması da söz konusudur. 50-55 dolar civarındaki petrol fiyatı, piyasada olan fikir mutabakatından kaynaklanıyor. Anlaşmaya varılmasaydı petrol fiyatı 20 dolar daha aşağıda olurdu’ diye konuştu.
FED, 4 kez faiz artırım beklentisiyle başladığı 2016’yı tek faiz artışıyla kapatarak ‘dejavu’ yaşatacak. Dünya ekonomisinin en önemli aktörü sayılan FED’in bu yılki ilk ve son faiz artışına, tıpkı 2015’teki gibi aralık ayı Federal Açık Piyasa Toplantısı’nda (FOMC) gideceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Büyük bir sürpriz yaşanmaması halinde yaklaşık 11 yılın ikinci faiz artırımı, yarın açıklanacak. FED, ‘büyük durgunluk’ nedeniyle Haziran 2006’dan bu yana sadece bir kez (Aralık 2015) faiz artışına gidebildi. Bu yıl olduğu gibi 2015’te önce haziran, sonra eylül derken, aralık ayına kadar ertelenen faiz artışı, küresel piyasalar için yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilmişti. Tarihi kararın alındığı toplantı kapsamında yayınlanan ekonomik projeksiyonlar, FED yetkililerinin 2016’da 25 baz puan 4 faiz artışı öngördüklerini göstermesine karşın FED’in faiz artışına hazırlandığı hemen her toplantı öncesinde ‘bir şeylerin ters gitmesi’, yıl boyunca yapılan 7 FOMC toplantısının pas geçilmesiyle sonuçlandı.
İSTİHDAM VERİLERİ YEŞİL IŞIK YAKTIRDI
ABD’deki başkanlık seçimlerinden birkaç gün önce yapılan kasım ayı FOMC toplantısında da faiz artırmayan Fed’in, yıl sonundan önce faiz artırıp artıramayacağı seçim sonuçlarına bağlanmıştı. Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump’ın sürpriz zaferinin ardından küresel piyasalar ilk tepki olarak sert kayıplar yaşamış ve Fed’in aralıkta faiz artırma ihtimali yüzde 50’inin altına gerilemişti. ABD piyasalarının beklenenden çabuk toparlanmakla kalmayıp, Trump’ın vergi indirimleri ve altyapı yatırımlarının ekonomiyi canlandıracağı beklentisiyle rekor üstüne rekor kırması düşen faiz artırım beklentilerini yeniden yükseltti. Ayrıca, birkaç hafta önce açıklanan kasım ayı istihdam raporu ve enflasyon verileri de faiz artırımına “yeşil ışık” yaktı.
BEKLENTİLER İSTENİLEN SEVİYEDE
Moody’s Analytics Direktörü Ryan Sweet, FED’in aralıkta faiz artırmamak için hiçbir nedeni olmadığını belirterek, “ABD ekonomisi ve finansal piyasalar iyi duruma, faiz artırımına yönelik beklentiler tam istenilen seviyelere yükseldi. FED’in aralıkta faiz artırmamak için herhangi bir nedeni yok” dedi. Sweet, ekonomik projeksiyonlarının küçük değişimler dışında aynı kalacağını ifade ederek, “Trump yönetiminin mali politikaları hakkında şu an biz ne biliyorsak, FED yetkilileri de onu biliyor. Bu nedenle FOMC’nin ekonominin geleceğine yönelik varsayımlarını değiştirmekte acele edeceğini sanmıyorum” diye konuştu.
FAİZ ARTIŞI RİSKE YÖNLENDİRİYOR
ABD faizlerindeki yükseliş, hisse senedi gibi daha riskli varlıklara yöneliş sağlıyor. ABD 10 yıllık tahvil faizi bugün Ekim 2014’den bu yana ilk yüzde 2.5’in üzerine tırmandı. ABD Merkez Bankası’nın bu hafta politika faizini artıracağına kesin gözüyle bakılırken, tahvil faizindeki hareketin temel gerekçesi olarak gösteriliyor. 10 yıllık tahvil faizi 3 işlem gününde yükselişine devam ederken, bugün 4 baz puan artarak yüzde 2.5115 seviyesini gördü. Fon yöneticilerinin aldığı pozisyonlar hala tahviller için negatif olduklarını gösteriyor. 10 yıllık tahvilde kısa pozisyon alan, yani düşüş öngörüsü ile alınan kontrat sayısı 228.064’e çıkarak iki yılın zirvesine çıktı. Eylül ayındaki öngörülerinde Fed’in 2 faiz artışı öngördüğü anlaşılıyordu. Geçen hafta WSJ’nin piyasa oyuncuları ile yaptığı ankete göre ise piyasalar 3 faiz artışı bekliyor.