Rejim çöktü sorular arttı: Suriye'nin kayıp çocukları nerede?

Rejim çöktü sorular arttı: Suriye'nin kayıp çocukları nerede?

2011’de başlayan Suriye iç savaşının ardından, kaybolan çocuk sayısının iki ila beş bin arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu çocukların akıbeti hâlâ bilinmezken, rejimin çöküşü sonrası aileler sevdiklerine ulaşmak için yetimhanelerden tutuklama merkezlerine kadar her yerde iz arıyor. Güvenlik dosyaları, sahte kimliklerle gizlenen çocukların bulunmasını zorlaştırırken, aileler her geçen gün umutla çaresizlik arasında sıkışıp kalıyor.

On yıldan uzun süren Suriye iç savaşı, yalnızca ölüm ve yıkımla değil, aynı zamanda binlerce çocuğun kaybolmasıyla da derin izler bıraktı. Savaş boyunca pek çok çocuk, aileleriyle birlikte zorla alıkonuldu veya iz bırakmadan ortadan kayboldu.

Suriye'de Beşar Esad yönetiminin devrilmesinden bir ay sonra, sayısız aile ürkütücü bir sorunun yanıtını arıyor: Ülkenin kayıp çocuklarına ne oldu? BBC Türkçe'de yer alan habere göre Suriye iç savaşı boyunca kaybolan çocuklar yeni hükümetin Sosyal İşler Bakanlığınca aranıyor.

'ESAD'A YAZDIM, BENİ TUTUKLADILAR'

yeni-proje-20.jpg

Şam kırsalında yaşayan 45 yaşındaki matbaa ustası Hadi Muhammed Fraa, ailesini son kez gördüğü günü acıyla hatırlıyor. Kuşatma altındaki bölgede yaşam koşulları giderek zorlaşırken, dokuz aylık hamile eşi ve üç çocuğunu doğum için Şam’daki teyzelerine göndermeye karar vermişti. Ağustos 2013’te, sekiz yaşındaki Muhammed, yedi yaşındaki İslam ve üç yaşındaki Yusuf, anneleriyle birlikte yola çıktı. Yolculuklarında rejim yanlısı bir güvenlik komitesi üyesi de onlara eşlik ediyordu. Hadi, planına göre daha sonra ailesine katılacaktı.

Yolculuğun ardından bir kontrol noktasındaki subay, Hadi’yi telefonla arayarak eşinin ve çocuklarının sağ salim ulaştığını bildirdi. Ancak subay, Hadi’nin neden yanında olmadığını sordu. Hadi, hemen gidip ailesine katılabileceğini söylemesine rağmen, subay bunu gerekli bulmadığını belirterek sadece “güvenlik kuralları uyarınca” aradığını ifade etti.

O günden sonra Hadi, ailesinden bir daha haber alamadı. 11 yıldır her kapıyı çaldığını ancak hiçbir sonuca ulaşamadığını anlatıyor:

"Adalet Bakanlığına, sosyal işler bakanlığına ve Şam valiliğine gittim. Güvenlik güçlerine bile ulaştım. Bölgesel büro, devriye bürosu, soruşturma bürosu ve ulusal güvenlik bürosu."

Tüm girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine Beşar Esad ve eşi Esma’ya mektuplar yazdı. Ancak bu çaresiz adım, Hadi’nin başına daha büyük dertler açtı. Güvenlik güçleri bu mektupları yazdığı için onu suçladı, sorun çıkartmak ve şikayet etmekle itham ederek üç yıl hapis cezasına çarptırdı.

Hadi, hapiste kaldığı süre boyunca sekiz ay boyunca işkenceye maruz kaldı. Sorgucular, ondan hükümet karşıtı gösterilerle bilinen İdlib bölgesiyle bağlantılı olduğunu itiraf etmesini istiyorlardı. Hapishanedeki zor koşulları anlatan Hadi, birçok tutuklunun işkence ya da hastalık sebebiyle öldüğüne tanık olduğunu söylüyor. Bu nedenle eşini sağ bulma umudunu tamamen kaybetti.

Ancak kaybolduklarında henüz doğmamış bebeği ve üç çocuğu, Hadi’nin rüyalarında hâlâ canlı bir şekilde karşısına çıkıyor. Çocuklarının yüzlerini son kez gördüğü o anlar, zihninden silinmiyor ve umutsuzca onları bulma hayaliyle yaşıyor.

YETİMHANEDEKİ ÇOCUKLAR

yeni-proje-20-kopyasi.jpg

Suriye’de kaybolan binlerce çocuğun akıbeti hâlâ bilinmiyor. Eski rejim döneminde tutuklanan ailelerin çocuklarının yetimhanelere yerleştirildiği ve kimliklerinin sahte isimlerle değiştirildiği ortaya çıktı. Bu durum, çocukların izini sürmeyi daha da zorlaştırıyor.

Suriye Yetimlere Yardım Kuruluşu’ndan Maha Diab, yetkililerin bu konuda herhangi bir bilgi sızmaması için sıkı önlemler aldığını belirtiyor:
"Bu çocukların varlığından söz etmemiz bile yasaktı."

Tüm bu kısıtlamalara rağmen Diab ve ekibi, gizlice çocukların gerçek kimliklerini ortaya çıkarmaya çalıştı. Diab, yaşça büyük çocukların bazen kendilerine verilen sahte isimleri düzelttiğini ve aileleriyle ilgili bilgiler paylaştığını söylüyor.

ejimin devrilmesinin ardından, yetimhaneler az sayıda çocuğu ailelerine geri verebildi. Ancak bu, kayıp binlerce çocuğun yanında oldukça küçük bir oranı temsil ediyor. Görgü tanıkları, hapishanelerde bile çocukların takma isimlerle çağrıldığını ve bu durumun kimliklerini tespit etmeyi zorlaştırdığını ifade ediyor.

Kaybolan çocuklar, ailelerini büyük bir belirsizliğin içine sürüklüyor. Aileler, bir gün çocuklarını tekrar görme umuduyla yas tutup tutmama arasında gidip geliyor.

Tanınmış diş hekimi ve eski satranç şampiyonu Rania el Abbasi, 2013 yılında biri bebek altı çocuğuyla birlikte gözaltına alındı. Aradan geçen on yıla rağmen, aile bireylerinin başına ne geldiği konusunda hiçbir bilgiye ulaşılamadı.

Bu belirsizlik, ailelerde uzun vadeli korkulara yol açıyor. Rania’nın görümcesi Ahlam Yassin, durumun etkilerini şu sözlerle dile getiriyor:
"Gelecekte birileri bilmeden öz kardeşiyle evlenirse ne olacak?"

Bu tür endişeler, kayıp çocukların bulunması çabalarına daha fazla önem verilmesi gerektiğini gösteriyor. Ancak binlerce çocuk hâlâ kayıp ve aileleri, belki de bir gün sevdiklerine ulaşma umuduyla beklemeye devam ediyor.

DOĞU GUTA'DAN BİR HİKÂYE: YASİR SÜLEYMAN VE KAYIP YEĞENİ

Hadi gibi bazı kişiler, kayıp yakınlarını resmi yollarla aramaya çalışsa da, pek çok aile muhalefetin kontrolündeki bölgelerde yaşadıkları için aynı imkâna sahip olamadı. Bu trajik hikâyelerden biri de, Doğu Guta’daki Zamalka’dan yerel eylemci Yasir Süleyman’a ait.

yeni-proje-20-kopyasi-2.jpg

Şam’ın doğusundaki bu bölge, 2013-2018 yılları arasında Suriye iç savaşının en uzun süren kuşatmalarından birine tanıklık etti. Yasir, Ağustos 2013’te kaybolan yeğeni Abdülhadi Muvafak Süleyman’ın hikâyesini anlatıyor.

Abdülhadi, Zamalka’daki hava saldırısında hem babasını hem de amcasını kaybettikten sonra, kuşatma altındaki bölgeden çıkmaya karar verdi. Sadece beş kilometre uzaklıktaki Şam’da yaşayan annesine ulaşmak için yola çıkan Abdülhadi, bir daha geri dönmedi. Annesine ulaşmayı başaramadı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

Yasir, ailesinin hükümet makamlarından bilgi alamamasının nedenini şu sözlerle açıklıyor:
"Hepimizi terörist olarak görüyorlardı."

Muhaliflerle bağlantılı olmak, Yasir gibi ailelerin kaybolan yakınlarına dair bilgi talep etmesini imkânsız hale getiriyordu. Bu korku, pek çok kişinin sevdiklerinin akıbetini öğrenme çabalarını daha da zorlaştırdı.

Rejimin devrilmesiyle birlikte Yasir ve onun durumundaki aileler için umutlar yeniden filizlenmeye başladı. Güvenlik dosyalarının ve belgelerinin açılması, uzun süredir saklanan gerçeklerin nihayet gün yüzüne çıkması anlamına gelebilir. Yasir, bu umutla şu sözleri dile getiriyor:

"Allah’a inancımız büyük ve bu belgelerin sonunda ‘Abdülhadi öldü mü, yaşıyor mu?’ sorusuna yanıt vermesini umuyoruz."

Bu tür hikâyeler, savaşın yalnızca fiziksel yıkımla kalmadığını, ailelerin hayatlarına derin yaralar açtığını bir kez daha gösteriyor. Yasir’in ve onun gibi binlerce ailenin sorularına bir gün cevap bulması umuduyla bekleyişleri sürüyor.

SURİYE SOSYAL İŞLER BAKANLIĞI'NIN ÇOCUKLARI ARIYOR

yeni-proje-20-kopyasi-3.jpg

Suriye’nin kayıp çocukları sorunu, Sosyal İşler Bakanlığı’nın öncelikli gündem maddelerinden biri haline geldi. Bakanlık, bu meselenin oldukça zorlu bir iş olduğunu vurguluyor.

Göreve yeni atanan Sosyal İşler Bakan Yardımcısı İbrahim Bakour, kaybolanların akıbetini ortaya çıkarmak için bir komite kurulduğunu doğruladı. Konuyla ilgili olarak şunları söylüyor:
"Amacımız tüm belgeleri toplamak ve dünyaya sunmak."

ESAD REJİMİ DÖNEMİNDE KAYBOLAN ÇOCUKLARLA İLGİLİ YENİ BELGELER BULUNDU

Suriye Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı, Esad yönetimi döneminde çeşitli güvenlik birimleri tarafından gönderilen "gizli" kitapların bulunduğunu açıkladı. Bu kitaplar, bazı çocukların yetim eğitimiyle ilgilenen derneklere sevk edilmesiyle ilgiliydi.

Medya ofisi, "Belgeleri toplamakta büyük zorluklarla karşılaştık. Şu anda arşivleme sistemlerini iyileştirmek ve kaybolan veya zarar gören verilerin geri kazanılmasını sağlamak için çalışmalar yapıyoruz. Bu, soruşturmanın hızlandırılmasına ve bu davaların şeffaf bir şekilde ele alınmasına katkı sağlayacaktır." dedi.

Açıklama, "Kaybolan çocukların ailelerinden, ilgili sosyal işler ve çalışma müdürlüklerine başvurarak çocukların isimlerini ve arama sürecini kolaylaştıracak her türlü bilgi sunmalarını rica ediyoruz." şeklinde son buldu.

Esad rejiminin düşmesinin üzerinden bir ay geçtikten sonra, kaybolan çocukların akıbeti, ülkedeki yeni liderler için büyük bir sorun olmaya devam ediyor.
Kaybolan çocukların yakınları, eski güvenlik belgeleri aracılığıyla çocuklarını bulmayı umuyorlar.

Esad yönetimi sırasında, tanımlanamayan sayıda çocuk ve aileleri tutuklandı ve çoğunun akıbeti hala bilinmiyor.

Bazı raporlar, Suriye'deki yetimhanelerin, Esad'ın eşi Esma Esad'ın denetimindeki kurumlar da dahil olmak üzere, cezaevlerinden getirilen çocukları kabul ettiğini belirtmişti.

UMUTLARIMIZ TAMAMEN TÜKENMEZ DEĞİL

Kayıp binlerce kişi arasında, hayatta mı yoksa ölü mü olduğu bilinmeyenlerin sayısı oldukça fazla. Bu belirsizlikle yaşayanlardan biri de Abir Şaban’ın ailesi. Abir, Şam’ın doğusundaki Jobar’da muhaliflerin kontrolündeki bir bölgede yaşıyordu. Oğlu Ahmed’i en son Ağustos 2013’te çok sayıda can kaybına neden olan bir hava saldırısı sırasında gördü.

Abir, o günü şu sözlerle anlatıyor:

"O gün çok sayıda çocuk kayboldu. Erkek, kadın ve çocukların ceset parçalarını gördüm."

Aradan geçen zamana rağmen, Abir Ahmed’in cansız bedenine ulaşamadı. Muhalif savaşçılar, oğlunu gördüklerini iddia etse de, onun hala sağ olabileceği umudunu yitirmedi.

Abir’in çilesi sadece oğluyla sınırlı değil. Altı ay önce, tahıl tüccarlığı yapan kocası da bir kontrol noktasında kaybolmuştu. Ne eşi ne de oğlu bir daha bulunamadı.

Bu tür kayıpların akıbeti, ancak kişilerin sağ bulunduğu ya da ölümlerinin kanıtlanmasıyla netlik kazanabiliyor. Ancak binlerce Suriyeli aile gibi Abir’in de bekleyişi ve belirsizliği sürüyor.

Abir Şaban gibi sayısız Suriyeli, bir gün sevdiklerine kavuşup kavuşamayacaklarını ya da onların akıbetini öğrenip öğrenemeyeceklerini merak ediyor. Ancak şu an için bu sorular hâlâ yanıtsız.

Bekleyiş sürüyor, umutlar ise her geçen gün biraz daha azalsa da tamamen tükenmiş değil.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN