MGK'da alınan Kırmızı Kitap'ın güncellemesine ilişkin karar, sadece Paralel Yapı'nın Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne girmesinden ibaret değil. Değişiklikle yeni Türkiye'nin kodları devletin tüm kurumlarına işlenecek. Adeta hücre yenilenmesi yaşanacak.
Milli Güvenlik Kurulu'nun son toplantısında Kırmızı Kitap yani Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin güncellenmesi konusunda 17 Aralık darbe girişiminden sonra beklenen tavsiye kararı alındı.
Bakanlar Kurulu'nun onayından sonra devlet kurumlarının aylardır sürdürdüğü çalışmalar sonucunda ortaya koydukları öneriler ve tespitler hükümetin son şeklini vermesinin ardından Kırmızı Kitap'a işlenecek.
Sadece Paralel Yapı'nın öncelikli tehdit olarak belgeye girmesi değil, son yıllarda değişen dış tehditler ile Türkiye'nin ekonomiden, nüfus yapısına, savunma sanayinden dışpolitikadaki tercihlerine kadar birçok konu da Kırmızı Kitap'a işlenecek.
Peki süreç nasıl işleyecek? Devlet kurumları nasıl bir çalışma yapacak?
Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan bugünkü köşe yazısında Kırmızı Kitap'ta yapılacak değişikliğin yol haritasını anlattı. Çevikcan'ın yazısından ilgili bölümler şöyle:
"MGK, aslında, “Paralel devlet yapılanması” olarak nitelendirilen yapıyla topyekun mücadele kararını, geçen yıl 30 Ekim’de yaptığı toplantı sonrasında kamuoyuna açıklamıştı.
Bu tarihten sonraki tüm toplantılarda paralel yapı konusu kurulun gündem başlıklarının başında yer aldı..."
TÜMAS’a güncelleme
"Aslında MGK toplantısından yaklaşık 1.5 ay önce, MGSB’de yapılacak güncellemelerin taslağı ilgili tüm kurumlara gönderilmişti.
Kurumlar da MGK toplantısına kadar güncellemelere ilişkin görüşlerini ve bundan sonra yapılacaklara ilişkin taslak planlarını büyük ölçüde hazırladılar.
Türkiye içinde ve dışında izlenecek stratejiler ana hatlarıyla belli.
Kırmızı Kitap güncellendikten ve ilgili kurumlara gönderildikten sonra devletin stratejik bütün birimlerinde yapılan hazırlıklar ete kemiğe bürünecek.
Bu bağlamda, en kritik güncellemelerden biri Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Askeri Strateji Belgesi olan TÜMAS’ta yapılacak.
TÜMAS, devletin tehdit algısına göre sürekli diri tutulan, savunma stratejisinin düzenlendiği ana metin olarak nitelendirilebilir.
Deneyimler, TÜMAS’ın güncellenmesinin 2 ayı bulabileceğini gösteriyor.
Kırmızı Kitap’ta 10 sayfayla anlatılan bir konuda yapılacaklar TÜMAS’ta yaklaşık 30-40 sayfa olarak düzenleniyor.
TÜMAS, çalışmalar bittikten sonra Başbakanlık’a ve MGK’ya gönderiliyor.
Burada, TÜMAS’ın, MGSB’ye uyumu konusunda titiz bir inceleme yapılıyor.
Başbakan’ın “olur” vermesi, Genelkurmay Başkanı’nın onayı ile TÜMAS da yürürlüğe girmiş kabul ediliyor.
Güncellenen TÜMAS, bu aşamalardan geçtikten sonra kuvvet ve ordu komutanlıklarına gönderilecek.
Komutanlıklar, TÜMAS’ta yer alan bilgiler doğrultusunda yeni harekât planları hazırlayacak.
Bu harekât planlarının her biri Genelkurmay’ın onayından geçecek.
Onay verildikten sonra kuvvet ve ordu komutanlıkları, alt birliklere düşen görevler konusunda emirler yayınlayacak.
Birliklerin TÜMAS’ın bütününü görme imkânı yok, ancak TÜMAS uyarınca verilen talimatlar uyarınca üzerlerine düşen görevleri yapmak zorunda olacaklar."
Yeni tehdit algıları
"Kırmızı Kitap, uzunca bir süreden beri ilk kez güncellendiğinden değişiklikler paralel yapının tehdit kabul edilmesiyle sınırlı değil.
Suriye, Ukrayna, Rusya, Balkanlar, Ortadoğu, Ege ve bu bağlamda KKTC gibi konularda da güncel gelişmeler ve bu gelişmelerin yarattığı olası tehditler Kırmızı Kitap’a işlenecek.
Asker, TÜMAS’ı buna göre de güncelleyecek.
Bu güncelleme doğrultusunda yapılacak harekât planları, birtakım birliklerin kaldırılması ya da yenilerinin oluşturulması, birliklerdeki asker ve mühimmat sayısı, füze savunma sistemleri, güney sınırındaki birliklerin konumu, kuvvet planlamaları ve hatta yeni silah alımları konusunda bir dizi karar alınmasını gerektirecek."
Sistem güncellemesi
"Bu çalışma biçimi sadece Genelkurmay’la sınırlı olmayacak.
Devletin bütün kurumlarında Kırmızı Kitap’taki tehdit algıları uyarınca yeni yapılanmalara gidilecek.
Kurumlar, paralel yapı iddiasıyla başlatılan soruşturmaları devletin tehdit algısına göre yeniden değerlendirecek ve bu yapının sürekli takibine yönelik önlemler almak zorunda kalacak.
“Legal görünüm altında illegal yapılanmalar” olarak tanımlanan yapılarla ilgili olarak Genelkurmay, MİT, Emniyet, Dışişleri, İçişleri dahil stratejik bütün kurumlarda takip kurulları, izleme grupları gibi yapılar oluşturulacak.
Devletin bütün kurumları, MİT ve Emniyet’ten eldeki bilgileri, istihbaratı paylaşmasını isteyecek.
Gelen bilgiler doğrultusunda kararlar alınacak, uygulamalar yapılacak.
İlk Yüksek Askeri Şura’da konunun askerle ilgili boyutunun gündeme gelebileceği belirtiliyor.
Diğer kurumlarda da yaz sonundan itibaren bu konularda somut adımlar atılacağı ifade ediliyor.
28 Şubat sonrası oluşturulan Batı Çalışma Grubu gibi daha sonra faaliyetleri yargılama konusu olan bir yapının ortaya çıkmaması için sorumlu noktadaki tüm isimlere büyük görev düşüyor.
Zira, devletin “gizli aklı” olarak nitelenebilecek Kırmızı Kitap’ta yer alan tehditlere karşı önlem alınması kanunen zorunluluk.
Kişi hak ve özgürlerine özen gösterilmesinin anayasal zorunluluk olması gibi.
Yeni Kırmızı Kitap doğrultusunda adımların atılacağı yeni bir döneme giriliyor."