Brics’e girelim mi?

‘Avrupa Birliği’ne girelim mi’ sorusu evvelce, 2000’lerin başında bugünkünden daha önemli bir soruydu. O yıllarda Türkiye yeni ‘aday ülke’ olmuştu (1999) ve AB normlarına adapte olmak için boyuna reformlar yapıyordu.

Alırlar mıydı bizi AB’ye?

Sanki alacaklar, haydi biraz daha reformlara yüklenelim.

Yook, almazlar, orası rahmetli Erbakan’ın dediği gibi, ‘Batı Kulüp.’

Kıbrıs’ta bize sıkı bir çalım attılar, Rumları aldılar, Türkiye’ye surat asmaya başladılar.

O günlerde, Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Bizi almazlarsa Kopenhag kriterlerini gerekirse Ankara kriterleri yapar, yolumuza devam ederiz” diyordu.

Dediği gibi yapsa iyiydi. Çünkü Avrupa’nın istediği kriterlerin çoğu bu ülke vatandaşlarının devletten aldığı hizmetin kalitesini yükselten hukuki, iktisadi, adli, reform mahiyetinde düzenlemelerdi. Şeffaflık istiyorlardı mesela. Bu iktidarların işine gelmeyebilirdi. Yolsuzluk yapma kapasitelerini sınırlıyordu.

Yapmadı öyle.

Bir ayağımız Avrupa’daydı yine de. İhracatımızın çoğunu Avrupa’ya yapıyorduk.

Ama Asya’yla daha fazla vakit geçirmeye başladık.

Yani Ahmet Haşim’in şiirindeki gibi… “Yarı yoldan ziyade yerden uzak, yarı yoldan ziyade maha yakın.”

‘Eksen’imiz kaymadı belki ama disk kaymasına benzer ağrılı haller yaşadık.

Tabii bütün değişimler bir anda olmuyor, yavaş yavaş, aşama aşama ‘doğu’ya doğru sürüklendik.

Mesela rejimimizi ‘Türk tipi başkanlık sistemi’yle Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlerine benzetme yolunda ciddi bir adım attık.

Rusya’yla iyice haşır-neşir olduk. İlişkilerimiz öyle ilerledi ki ne aldık ne verdik hala tam bilmiyoruz.

ABD ve Avrupa’yla aramız serinledikçe biraz kapris çağrışımı yapan laf sokma denemeleri yapıyorduk.

Alternatifsiz olmadığımızı hissettirmek için.

“Olmazsa Şanghay iş birliği örgütüne gireriz.”

Birkaç defa telaffuz ettik bunu, ama hatırladığım kadarıyla ciddi bir teşebbüsümüz olmadı.

“Brics’e girmeyi düşündüğümüzü” de ara sıra söylüyorduk.

Şaka maka derken iş ciddiye bindi. Kuvvetli bir rivayete göre Brics’e girmek için resmen müracaat ettik.

Brics’e müracaat etmekle iyi mi ettik kötü mü ettik?

Evvela Brics’in ne olduğuna bakmamız lazım.

Malum, ‘Bric’ bir kısaltma. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in baş harfleri.

Güney Afrika katıldıktan sonra sonuna bir ‘S’ eklediler, oldu Brics.

Sonra biraz daha genişledi. Mısır, İran, Etiyopya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan da katıldı.

Bir ekonomik birlik hüviyetinde. Brics ülkelerinin dünya ekonomisinde daha etkin bir rol üstlenmesini hedefliyorlar.

Bu amaçla Yeni Kalkınma Bankası’nı kurdular.

Dünya ekonomisindeki payları yüzde 40 civarında. Ekonomik büyüklükleri 30 trilyon dolar civarında.

Dünya nüfusunun yüzde 45’i bu ülkelerde yaşıyor.

Ekonomik büyüklük olarak amiral gemisi Çin yakında dünyanın 1. büyük ekonomisi olmaya aday.

Ama toplamda çok nüfuslu zengin olmayan ülkeler.

Bugün için durum bu.

Hep böyle mi kalır?

Kalmayabilir.

Evvela ekonomik, zamanla siyasi hatta askeri bloka dönüşme potansiyeli var.

Ekonomiyi koyalım bir kenara.

Nasıl rejimlerden oluşuyor bu birlik?

Çoğunlukla otoriter. Demokrasinin kıt olduğu ya da hiç olmadığı ülkeler.

Hudutlarını sonuna kadar açsalar dünyadaki hemen hiç kimsenin; Suriyelilerin, Iraklıların veya Afrikalıların bile gidip yerleşmek istemeyeceği ülkeler.

Şu sıralar zannediyorum Rusya’nın ve Çin’in işine daha çok yarıyor.

Rusya, ambargoların ağırlığını bu ülkelerle ticaret yaparak hafifletiyor.

Bu ülkelerle olan ilişkisi Çin’e de bir hinterlant sağlıyor.

Girersek bize bir faydası olur mu?

Uluslararası ilişkilerimizi çeşitlendirmek bakımından bir anlamı var. Belki Yeni Kalkınma Bankası bir iki projemize kaynak sağlar.

Brics’e girmek için hukuk reformu, şeffaflık, demokrasi gibi konularda nazik bedenimizi yormamıza hiç gerek yok. Burnunun doğrusuna gidebilirsin.

Bu demek oluyor ki ülkemizin siyasi yönelişi açısından sıkıntılı.

Daha kapalı bir rejime dönüşme eğilimimizi teşvik edebilir.

Bence girsek bile mümkünse içinde kaybolmayalım.

YORUMLAR (36)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
36 Yorum