Eser siyaseti veya sembolizm
Mevcut hükümetin gerçekleştirdiği mega projeler, bizatihi hükümete yakın görevliler tarafından “eser siyaseti” olarak nitelendiriliyor.
Ben de sizlere bu eser siyasetini anlamlandırmaya çalışıyorum.
Mega proje yönetimi konusunda son yıllarda ciddi bir literatür gelişti. Bu çalışmalarda mega projelerin “rasyonel proje yönetimi standartlarına” uymadığı söyleniyor. Ayrıca bu literatürde mega projelere “sembolik projeler” de deniliyor.
Değerli okur dünya genelinde 10 mega projenin 9’u öngörülen bütçede ve sürede tamamlanamıyor.
Büyük altyapı projelerinin yapımında başvurulan mega projeler yüksek bütçeler gerektirmektedir. Bu nedenle de bu projelerin müşterileri genellikle kamu idareleridir.
Türkiye’deki eser siyasetinin son eseri sembollerle donatılmış 1915 Çanakkale Köprüsüdür.
Nasıl mı?
Gelin bir bakalım.
ÖNCE SEMBOLİK MEGA PROJELER
* Sembolik mega projelerin parasal maliyetleri çok yüksektir. Bir hayli tartışmalı olan bu projeler radikal bir değişikliğe neden olmaktadırlar. Bunlar ıslahat havası yaratmaktalar ve yöneticilerin becerilerinin yankılanmasının misyonunu üstlenmektedirler.
Bu çerçevede mega projeleri ve topluma ve paydaşlara faydalarını kutsamak adına yoğun biçimde ritüellere başvurulmaktadır.
Sembolizm özellikle temel atma ve tesis açma törenlerinde ve projenin kat edilen belirli aşamalarında yoğun biçimde kullanılmaktadır.
Sembol yoğun projeler adeta geçmişi yeniden organize ediyorlar. Bunun sonucunda da geçmişten gelen problemler adeta aniden ortadan kalkıyorlar. (Değerli okur bu topraklarda bu tür çabalar “cambaza bak” hikâyesiyle açıklanır.)
Bu projeleri gerçekleştirenler, devasa engelleri ortadan kaldıran bir kahraman olarak gösterilmektedirler.
Projelerin risklerinin ve güçlüklerinin üzerine şal örtmek adına proje yöneticileri çok sayıda olumlu varsayım geliştirmektedir.
Siyasetçiler ve proje yöneticileri mega projeleri ilgi odağı haline getirmek konusunda çok heyecanlıdırlar.
Ancak bazı mega projeler ileri sürülen faydaları sağlamamakta ve hatta sosyal refaha zarar bile verebilmektedir. Bu durumda da toplumda alay konusu olabilmektedirler.
Değerli okur sembolik mega proje literatüründen bahsettikten sonra gelin bir de sembollerle bezenmiş 1915 Çanakkale Köprüsüne bir bakalım.
1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ
Gençler sizler bilmezsiniz. Çanakkale Boğazı’na köprü yapılması fikri ilk defa 1980’lerde ortaya çıktı.
Ayrıca, ortaya sadece bir köprü fikri de çıkmadı.
Üstüne 1995 yılında köprü için ihaleye de çıkıldı. İhaleye 18 yabancı firma katıldı. İhaleyi kazanan firma, projenin fizibıl olmadığını düşünerek, projeden çekildi.
Ama eser siyaseti olarak mega projelere dört elle sarılan mevcut hükümet Çanakkale Boğazı’na köprü yapmak üzere 2016 yılında yeniden harekete geçti.
Değerli okur zamanın yöneticileri tabii ki geçmişten gereken dersi aldılar. Köprü projesi fizıbıl değil diye teklif gelmeme ihtimalini hemen bertaraf ettiler.
Nasıl mı? Gelin devam edelim.
Bu çerçevede günlük 45 bin araç garantisi ve Avro Bölgesi enflasyonuna göre güncellenecek 15 avro sabit fiyat üzerinden gelir garantisi verdiler.
Sizler projenin gelir garantisi boyutunu görmeyin diye köprüyü sembollerle donattılar.
Köprünün ismi 1915 yılındaki Çanakkale Zaferi’ne istinaden “1915 Çanakkale Köprüsü” olarak belirlendi.
Köprü’nün temeli 2017 yılında “18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin” anıldığı gün yapıldı. Köprü, yine bir 18 Mart gününde, 2022 yılında açıldı.
Köprü’nün orta açıklığı cumhuriyetin 100’üncü yılına atfen 2.023 metre olarak belirlendi.
Böylece bir taşla iki kuş vuruldu.
Köprü hem cumhuriyetin 100’üncü yılını sembol olarak kullandı hem de bu orta açıklık uzunluğu ile Japonya’daki Akashi Kaikyō Köprüsü’nü 32 metre geçerek “Dünyanın En Uzun Asma Köprüsü” unvanını aldı.
Durun bir yere gitmeyin. Dahası var.
Değerli okur iki çelik kulesi olan köprünün kule yüksekliği 318 metredir. Kule yüksekliği ise, Osmanlı ordusunun Çanakkale Savaşı’nda 18 Mart 1915’te aldığı galibiyetine atıfla, üçüncü ayın on sekizinci günü anlamına gelecek şekilde, 3 ve 18 sayılarından oluşturuldu.
Bu sembolik yükseklik sayesinde ajanslar “1915 Çanakkale Köprüsü’nün yüksekliği Eyfel Kulesi’ni geçti” diye haber yapabildi.
Peki, orta açıklık uzunluğu ve kule yüksekliği fizibilite çalışmalarının sonucunda mı belirlendi, yoksa sembolizm uğruna mı?
Değerli okur bunu anlamak için gelin bir tanıklığa başvuralım.
1963 YILINDAN BERİ KURULAN HAYAL
Çanakkale Köprüsü’nü kazanan işletmelerden birisinin sahibi şunları söylemektedir: “İstanbul Teknik Üniversitesinde 1963 yılından beri Çanakkale Boğazı’ndaki geçişle ilgili bir köprü yapmanın hayalini kurduk. Akıl hocam olarak tanımlayabileceğim Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Semih Özcan ile tasarladığımız Çanakkale Boğazı asma köprüsü projesini Karayolları Genel Müdürlüğüne (KGM) sunduk. Çanakkale Boğazı’nın sert rüzgârına dayanıklı asma köprüsünün tasarımını 1994’te Norveç’in başkenti Oslo’da düzenlenen Asma Köprüler Konferansı’nda tanıttık. Hayalini kurduğumuz köprünün orta açıklığı 1.510 metreydi, cesaretimiz daha büyük köprü hayal etmeye yetmiyordu.”
SONUÇ YERİNE
Değerli okur açıklamasında söylediği gibi ilgili işletmecinin 1990’larda Çanakkale Boğazı’nın sert rüzgârına dayanıklı biçimde tasarladığı köprünün 1.510 metrelik orta açıklık uzunluğu cesaretsizlik nedeniyle mi yoksa proje akılcılığı nedeniyle mi belirlendi? Bilmiyoruz.
1995 yılında ihaleye kazanan firma Çanakkale Köprüsü’nü fizıbıl bulmaz iken, 2016 yılında köprüyü kimler ve nasıl fizıbıl buldu? Bilmiyoruz.
Çanakkale Köprüsü’nde milyarlarca dolar tutarında gelir garantisi verilmeseydi işletmeci bu ihaleye teklif vermeye cesaret edebilir miydi? Bilmiyoruz.
Sembolik olarak belirlenen orta açıklık uzunluğu ve kule boyu fizibilitenin bir gereği midir? Yoksa bunlar dünya rekoru kırmak ve güzel ülkemin betonkoliklerini mutmain etmek için mi belirlendi? Bilmiyoruz.
1915 Çanakkale Köprüsü’nün üzerinden geçenlerin yalancısıyım. Günde 45 bin araç (765 bin avro gelir) garantisi verilen köprüde inler cinler top oynuyormuş. KGM, YİD otoyolları ve köprülerindeki araç trafiği sayısını bir gün açıklar mı? Bilmiyoruz.
1915 Çanakkale Köprüsü’nde ve diğer mega projelerde talep tahminleri nasıl yapılıyor ve ne kadar gelir garantisi veriliyor? Bilmiyoruz.
Peki, neyi biliyoruz.
Ama yol yaptılar.
İyi pazarlar.
* Sembolik mega projeler konusunda şu çalışmaya ve kaynakçasına bakabilirsiniz: Rego, M.L. Irigaray H.A.R. Chaves, R.L.P. 2017.Symbolic Megaprojects: Historical Evidence of a Forgotten Dimension. Project Management Journal, Vol. 48, No. 6, 17–28