YÖK’te Yekta Saraç dönemi

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, 8 yıllık süresini tamamlamadan YÖK başkanlığından ayrıldı, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar Cumhurbaşkanı tarafından YÖK üyesi olarak “seçildi”, aynı günlü kararla da YÖK başkanı olarak “seçildi.”

Buradaki ‘seçildi’ sözü YÖK kanununda yer alan bir ifadedir. Özellikle 3 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnemesi’nin Cumhurbaşkanına verdiği çok geniş yetkilere göre, yapılan işlem hukuken “atama”dır.

Bu vesileyle Yekta Saraç’ın son derece önemli olan veda mesajını tahlil etmek ve ülkemizin bitmez tükenmez üniversite sorunlarına dikkat çekmek istiyorum.

HALILARIN ALTI TEMİZ’

Sayın Yekta Saraç, görevinin sona ermesi dolasıyla “kamuoyuna” yaptığı açıklamada çok dikkat çekici mesajlar verdi.

YÖK’ü, halılarının altı tertemiz olarak bırakıyoruz. Hamdolsun, görevimizi alnımızın akıyla başımız dik olarak tamamladık…

Merhum Erdoğan Teziç’in YÖK Başkanlığı döneminden itibaren YÖK üyeliği, sonra da 7 yıl YÖK başkanlığı yapan Saraç’ın açıklaması tarihe düşülmüş bir nottur.

Neyi kastettiğini Saraç’ın açıklamasında beş defa “ahlak” vurgusu yapmasından anlayabiliriz: “Çalışkan, donanımlı ve ahlaklı bir ekipahlaki prensiplerden taviz vermemekahlaki ve kültürel değerlerahlaki temellerliyakat ve ahlaki duruş…”

Prof. Saraç’ın şu sözleri, anlatmak istediği tabloyu tamamlıyor:

Kibirden uzak durduk, tevazuyla hareket ettik, şatafata gözümüz hiç ilişmedi. Kamu yararına her zaman öncelik verdikEğilip bükülmeden, gücümüz nispetinde ‘Emrolunduğun gibi dosdoğru ol’ ilkesini unutmadan her türlü icraatta doğru olanı aradık.

Bu ifadeyle Kuran-ı Kerim’in “dosdoğru ol” şeklindeki ahlaki ilkesine referans yapan Saraç, YÖK Başkanlığı görevinde “aklın ışığı altında, bilimsel zeminde hareket etmeye özen gösterdiğini” belirtiyor.

Ve bu sayededir ki, YÖK’ten gelen kanun tekliflerinin “bütün siyasi partiler tarafından desteklendiğini” hatırlatıyor Saraç.

OHAL VE KHK’LAR

Prof. Saraç’ın sıradan bir veda yerine iyi yönetim kavramının bu ilkelerini hatırlatması elbette çok şey anlatıyor. Bu ilkeleri gerçekten hayata geçirebildi mi?

Yetkisi ve gücü dahilinde evet… Zaten kendisi de “gücümüz nispetinde” diyor.

Şehir Üniversitesi’nin kapatılması bütün üniversite tarihimizde bir kara lekedir. Fakat siyasi bir tasarruftu.

OHAL döneminin yargısız tasfiyeleri… İndekse giren tek bilimsel yayını olmayan profesörlerin yahut YÖK Kanunu’ndaki üç yıl şartına uymadan bir yıllık, hatta 6 aylık profesörlerin rektör atanması…

Türkiye’nin yüz akı üniversitelerinden biri olan Boğaziçi’ne ‘partili’ Melih Bulu’nun atanması…

Ama bunlar KHK düzenlemeleriyle yapılan kanun değişikliklerinin sonucuydu.

Hatasız kul olmaz, Yekta Saraç’ın da elbette hataları olmuştur. Fakat doğru ilkeleri ifade ettiği gibi olabildiğince uygulamaya çalıştı. Son örneği, Melih Bulu’nun görevden alınmasını sağlamış olmasıdır.

BİLİM VE KALKINMA

Saraç’ın açıklamasında, uzun bir liste halinde YÖK’te yaptığı icraatın bir dökümü var. Tarihimizde ilik defa “Araştırma üniversiteleri” ve “tematik üniversiteler” gibi kurumlaşmaların meydana getirilmesi, “YÖK 100/2000 doktora” projesi, öğrencisizlikten birer birer kapanan temel bilimlerden fizik, kimya ve matematik fakültelerinin burslarla desteklenmesi, başta hukuk ve tıp olmak üzere belirli fakülteler için asgari puan şartı konularak bu dallarda öğrenci kalitesinin yükseltilmesi, geleceğin meslekleri projesi gibi… Bunları tebrik etmek gerekir.

Tabii ki sorunların hepsi çözüm yoluna girmiş değil.

Türkiye’nin asırları kapsayan bir bilim ve üniversite sorunu var. Her devirde siyasetin üniversiteye müdahalesi akademik değerlere ve gelişmeye zarar verdi, bugün de zarar vermektedir.

İdeoloji, felsefesizlik ve nepotizm gibi bilim-karşıtı köklü kültürel hastalıklarımız da var.

Türkiye Bilimler Akademİsi’nin “Türkiye Bilim Raporu 2020” adlı araştırmasını önemle tavsiye ederim. (www.tuba.gov.tr)

Rapora göre, 1980’lerde Türkiye ile Güney Kore, “1 Milyon kişiye düşen bilimsel yayın” sayısında benzer seviyelerdeydi. Bugün G. Kore bizim üç katımızdan fazla bilimsel yayın yapıyor!

Güney Kore’nin milli geliri bugün bizim dört katımız!

Bilimsiz kalkınma olamayacağını bir anlasak artık.

Bu konuyu yine yazacağım.

YORUMLAR (131)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
131 Yorum