Güney’deki tehlike

Kırk yıldır uğraştığımız ‘Kuzey Irak’a, on yıldır ‘Kuzey Suriye’ eklendi.

İstiklal Caddesi’nde 6 vatandaşımızı şehit eden PKK organizasyonlu terör saldırısı üzerine, Türk Hava Kuvvetleri Pençe-Kılıç operasyonuyla Suriye ve Irak’taki terör hedeflerini vurdu. Bakan Hususi Akar 184 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. YPG ““karşılıksız bırakmayacağız” diyerek Karkamış’a beş roket fırlattı biri çocuk, biri öğretmen iki can kaybımız var. Sınır birliklerimiz Fırat’ın batısındaki Tel Rıfat ve doğusundaki Kobani (Ayn’el Arap) bölgelerinde terör noktalarını ateş altına aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kara operasyonu yapılacağı sinyalini verdi.

Hem Amerika hem Rusya, sert ifadelerle olmasa da Türkiye’nin hava operasyonlarına bile karşı olduklarını açıkladılar. Kara operasyonunun çok daha bir diplomatik hazırlık gerektireceği ve derinlere inmeyeceği açık.

AMERİKA VE SURİYE

Kuzey Suriye’de durum, Kuzey Iraktakinden daha tehlikelidir. PKK, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) maskesiyle Fırat’ın doğusunda PYD/YPG örgütü olarak hakimdir, yöredeki Arap nüfusunu sindirmiştir. Petrol, gaz ve su dahil, tüm Suriye’nin doğal kaynaklarının yüzde 80’i buradadır. PYD/YPG, IŞİD’in elinden aldığı bu kaynaklarla ve ABD desteğiyle, PYD/YPG 60 bin silahlı militana, 30 bin polis görevlisine, 140 bin memura maaş veren bir totaliter bir yapılanma kurmuştur! (Intl.Chrisis Group, 2019, s. 5)

PYG/YPG silahlı unsurlarına resmen “Halk Savunma Güçleri” diyor; bu terim, Kandil’deki PKK’nın KCK örgütlenmesinin uzantısıdır. (KCK Sözleşmesi, md. 43)

ABD’nin IŞİD’e karşı savaş gerekçesiyle YPG’yi silahlandırması, terör örgütüne güç katmıştır.

RUSYA VE SURİYE

Suriye artık Rusya’nın eyaleti gibidir. Moskova da terör örgütüyle yakın ilişki halindedir. Moskova’da PKK’nin resmi bürosu bulunduğu gibi, Dışişleri Bakanı Lavrov, PYD heyetini resmen kabul ederek siyasi paye vermekten çekinmemiştir. (25 Kasım 2021)

Haziran 2022’de Erdoğan’ın kara operasyonundan bahsetmesi üzerine, Münbiç ve Telfrifat’ta Rus birlikleri, Esat’ın askerleri ve PYD militanları birlikte devriye gezerek ‘engelleme’ görüntüsü verdiler. (26 Temmuz 2022)

Kasım ayındayız, Münbiç ve Telrifat’a “bir gece ansızın” operasyon henüz yapılmamıştır.

Bu karmaşık tabloya İran’ı ve Ankara’nın 2013’ten beri sert çatışma halinde bulunduğu Esat’ı da katmak lazım.

Türkiye’nin Suriye’deki politikasını Rusya ve İran’la yürütmek zorunda kalmasının, Batı’dan daha bir ayrışma görüntü verdiği, bunu da SDG’nin kullandığı bellidir.

DİPLOMASİ SORUNU

Suriye sorununda hazır bir sihirli çözüm yoktur. Bütün Türk hükümetleri 1984 yılından beri Irak ve Suriye’deki terör yapılanmalarıyla hem siyasi hem askeri olarak mücadele etmektedir.

Ufukta henüz bir çözüm gözükmediğine göre mücadeleyi gelecek hükümetler de sürdürecektir.

Mücadelenin rasyonelini iki maddede toplayabiliriz: Biri, Türkiye’nin teröre boyun eğmeyeceğini göstermektir, bunu yapıyoruz… Bir bu kadar önemlisi, Türkiye’nin bölgeyi etkileyen ülkelerle ve devletler grubuyla sıkı diplomatik ilişkiler, siyasi işbirliği ve ortak ekonomik çıkarlar geliştirerek terör örgütleri üzerinde baskı kurmayı başarmaktır. Bu noktada sorunlarımız var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Biz dünyanın parçasıyız, ne Doğu'nun ne Batı'nın” diyor. (20 Eylül)

İlk on yıldaki sözlerinin tam zıddı olan bu beyanı, aynı zamanda diplomatik yalnızlığın da ifadesidir.

Kendimizi Batı’nın “parçası” saymayarak S-400 aldık, Erdoğan bir buçuk sene önce “S-400’ler nisandan itibaren faal hale gelecek” demişti. (6 Mart 2020)

Bir buçuk seneyi geçti, paketini bile açmadık, depoda duruyor! Neden? Rusya ile Batı arasındaki sıkışmamızdan değil mi?

TÜRKİYE’NİN DOSTLARI?

İsmet Paşa daha 1926’da Irak’la Sınır Güvenliği Antlaşması imzalanırken söylemişti; bu coğrafyada bu sorun kolay çözülemeyecektir. Türkiye’nin hem kararlılığı sürdürmesi, hem geleneksel ittifaklar politikasına dönerek ‘dostlarını arttırması’ şarttır.

Amerika ve Avrupa’da senatolarda, temsilciler meclislerinde, parlamentolarda, entelektüel çevrelerde Türkiye’nin eskisi gibi dostları olsaydı Türkiye’nin eli daha güçlü olmaz mıydı?

Amerikan Kongresi’nde soykırım tasarılarını geçen yıllarda reddettiren ya da engelleyen Türkiye dostları hala mevcut olsaydı, Suriye’de durumumuz bundan iyi olmaz mıydı?!

YORUMLAR (102)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
102 Yorum