Çoklu aday, Erdoğan?

İmamoğlu’yla ilgili yargı kararından hemen sonra sahada AK Partililer ile görüştüğümü belirtmiştim. Çoğu seçmenin özellikle hakkaniyet açısından bu kararı doğru bulmadığını, dolayısıyla bu durumun da muhalefetin lehine olduğunu söylemiştim. Açıkçası yeni bir tablo ile karşı karşıyayız. Burada beklenen nedir?

Muhalefette birlik görüntüsünün pekiştirilmesiyle birlikte yeni bir siyasi enerjinin kitlelere hissettirilmesi… Bir anlamda kuvvetli bir rüzgârın estirilmesi…

Peki, şimdiye kadar bu güçlü rüzgâr hissettirildi mi?

Evet demek isterdim ve fakat her şey gün gibi ortada... Siyasi enerjinin ortaya çıkmasını beklerken bir baktık ki… Aday tartışmaları tekrar alevlendi.

Açıkçası taraflar konulara kendi zaviyelerinden bakmayı tercih ediyor. Empati dillerde ama sadece dillerde…

Dolayısıyla tüm bu tartışmalardan İmamoğlu kararını konuşmaya sıra gelmiyor. Bir taraftan da kitleler olan biteni dikkatli bir şekilde izliyor.

Buradan hareketle;

Karar sonrası güçlü bir rüzgâr estirilemedi desek yanlış olmaz sanırım. Bunun yerine ortak aday ile birlikte çoklu aday meselesi de konuşulmaya başlandı.

Şimdi karar sonrası olanları şöyle kısaca gözden geçirelim…

İmamoğlu’yla ilgili yargı kararından hemen sonra Akşener’in İmamoğlu’nun yanında yer almasının önemli olduğunu belirtmiştim.

Daha sonra altı liderin katılımıyla Saraçhane’de bir miting düzenlendi. Ki çok da iyi oldu. Böyle zamanlarda birlik görüntüsünün verilmesi elbette önemli… Öte yandan Akşener’in ilk günkü rüzgârını Saraçhane mitinginde sürdüremediği düşüncesindeyim.

Miting sonrasında birlik görüntüsünün güçlü bir siyasi enerjiye dönüştürülmesi beklendi. Ve fakat bunun yerine karşılıklı mesaj trafiğiyle birlikte aday tartışmaları tekrar hız kazandı. Bir anlamda muhalefetin kenetlenmesi ve güçlenmesi beklenirken çoklu aday konusu dillendirilmeye başladı.

***

Cumhur İttifakı?

Şimdi bir de Cumhur İttifakı tarafına bakalım…

Ekonominin hali ortada… En basitinden market alışverişinde karşı karşıya kaldığımız hayat pahalılığı hepimizin malumu…

Peki, sadece hayat pahalılığı mı?

O kadar çok sorun var ki… Hayat pahalılığı en hissedilen sorun olarak belirtilebilir.

Bu noktada, CHP’nin “İkinci Yüzyıla Çağrı” toplantısında Daron Acemoğlu kısaca sorunları şu şekilde belirtmişti:

“Eğitim düzeyi ve eğitim kalitesinin çok kötü durumda olduğu, gelir dağılımının üzüntü verici olduğu, çok büyük bir kredi patlamasının yaşandığı, kurumlarda geriye gidişin ciddi şekilde yaşandığı, ifade özgürlüğünde korkunç bir çöküş olduğu, yoksullaşmanın derinleştiği…”

Bu noktada küçük bir parantez açmak isterim:

Kurumlarda geriye gidişin ciddi şekilde yaşanması aslında en önemli sorun olarak belirtilebilir. Keşke şu an yönetim bilimcilerden bir ekip kurulsa ve bu ekip kurumlardaki kurumsal hafıza, kurum kültürü gibi konuların ne halde olduğuyla ilgili bir araştırma yapabilse… Şimdiden söyleyim böyle bir ekipte araştırmacı olarak yer almak isterim.

Açık konuşalım…

Böyle bir tabloda AK Parti ya da MHP teşkilatının sahada zorlanmadığı düşünülebilir mi? Ya da böylesi zorlu bir süreçte partiler arasında sorun yaşanmıyor denilebilir mi?

Görünen o ki; sorun olsa bile dışarıya pek bir şey yansıtılmıyor. Ki liderler de uyumlu bir görüntü vermek için ciddi çaba içinde… Ayrıca, olumsuz bir cümle belirten kişi de görevinden ışık hızıyla alınıyor. Tüm bunlar otoriterleşmenin alametleri olarak da belirtilebilir.

Dolayısıyla kitlelerin gördüğü nedir?

Bu denli olumsuzluğa rağmen ‘uyumlu görüntü’…

Bir anlamda kış günü yalancı baharın hissettirilmesi gibi ya da doluya düşenlere güneş açtı der gibi…

Şu bir gerçek ki kitleler detaylarla pek ilgilenmiyor, karışık mesajların kendilerine iletilmesini istemiyor. En çok ilgilendikleri, baktıkları konu ise ‘yönetme iradesi’… Kim bunu gösterirse o tarafa doğru daha çok dikkat kesiliyor. Karışık mesajların geldiği yerden de hızla uzaklaşıyor.

Aslında gelmek istediğim nokta şudur:

Hep söylüyoruz farklı partilerin bir arada olması kolay değil. Bazı konularda anlaşmazlıklar da olabilir, bu da son derece doğal. Zira müzakere de bu yüzden önemli ve gerekli… Diğer taraftan Altılı Masa şu ana kadar çok iyi programlar hazırladı. Böylesi önemli bir dönemeçte kitlelerin masadan beklediği iyi programlarla birlikte uyum görüntüsü… Zira siyasetçilerin başarısı seçmenle kurabildiği iletişimin kalitesine ve onları ikna edebilmelerine bağlıdır.

Tam da bu satırları yazarken Kılıçdaroğlu ve Akşener’in bir araya geleceği haberini okudum. Mesaj trafiği yerine meselelerin karşılıklı görüşülmesinin çok kıymetli olduğunu belirtmek isterim.

Öte yandan özellikle son dönemde olumsuz çoğu olay sanki normalmiş gibi gösteriliyor, bir kısım medya tarafından hızla böyle bir algı yaratılıyor. Dolayısıyla Saraçhane'de 30 gün boyunca “demokrasi nöbeti”nin başlatılması da olumludur.

***

Siyaset bilgesi Erdoğan?

Son dönemde konuşulmaya başlanan “çoklu aday” meselesi üzerine birkaç kelam etmek isterim. Elbette dileğimiz ortak adayın belirlenmesi yönünde… Diğer taraftan çoklu aday senaryosunun yani ortak aday yerine parçalı bir yapının oluşması durumunda ilk bakışta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinin rahatlayacağı belirtilebilir.

Ve böyle bir senaryoda ortaya çıkacak modelde en önemli faktör olarak Erdoğan’ın liderlik özellikleri belirtilebilir.

Buradan hareketle;

“Yönetim literatüründe bilgelik konusu, daha ziyade, liderlik bağlamında çalışılmıştır. Dönüştürücü bir siyasi lider olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kitleleri peşinden sürüklemesinde siyasette edinmiş olduğu bilgeliğin önemli bir rolü bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderlerde bilgelik için gerekli olan mantıksal düşünme, hissiyat, erdemlilik, pratik bilgelik, estetik yetenek gibi beş temel özelliğe sahip bir liderdir.” (Kaynak: Prof. Dr. Halit Keskin, 2017)

Açıkçası ekonomiden eğitime birçok alanda yaşanan bunca olumsuzluğa rağmen muhalefetin karşısında güçlü bir rakibin olduğu unutulmamalı. Zira çoklu aday senaryosu için çevresel incelemeler (SWOT) analizi yapıldığında görülecektir ki muhalefetin bu senaryoda eli ortak aday senaryosuna göre bir hayli zayıflıyor. Ve bu senaryoda kontrol edilemeyen birçok faktör de ortaya çıkabilir.

Ne diyelim?

Umarım parti genel merkezlerinde tüm bu senaryolar üzerine çalışılıyordur!

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum