Yüzük kardeşliği

Kavgada, çatışmada, savaşta büyük başarılar gösteren, yıkma, devirme, yok etme konusunda üstün beceriler sergileyen kahramanların “yapmak”, “yeni, sağlam, istikrarlı ve âdil bir düzen kurmak” mevzuubahis olunca nasıl çuvalladıklarını bir önceki yazımda ele almıştım.

Çünkü “yıkmak” için gereken becerilerle “yapmak” için gereken beceriler çok farklı.

Kim olursa olsun, kapasitesi ne olursa olsun, netice itibarıyla öğrenmek için sınırlı bir zamanı olan insanın tüm becerilere aynı anda sahip olması mümkün değil.

“Yıkmak”, cesaret, risk alabilme, fiziki dayanıklılık, hız, güç ve kurnazlık gibi kabiliyetler gerektirirken “yapmak”, akıl, zeka, empati kabiliyetlerinin yanı sıra, ikna, hesaplama, planlama konularında maharet gerektiriyor.

Her ne kadar kitleler, cesaret ve kaba kuvvet ile çok hızlı neticeler üreten aksiyon adamlarına hayran olsa da son tahlilde taş üstüne taş koymayı, toplumsal yapılar kurmayı öğrenmek kavgayı, yıkımı öğrenmekten daha zor.

Hani merhum Akif diyor ya:

Yıkmak insanlara yapmak kadar kıymet mi verir?
Onu en çolpa herifler de emin ol becerir

Sade sen gösteriver işte budur kubbe diye
İki ırgatla iner şimdi Süleymaniye

Ama gel kaldıralım dendi mi heyhat o zaman
Bir Süleyman daha lazım yeniden bir de Sinan

Bunların var mı sizin listede hiç benzeri, yok!
Ya ne var? Bir kuru dil, siz buyurun, karnım tok!

Hayat çok karmaşık! Ömür kısa!..

Bırakın hayatın mahiyeti nedir, varlığın anlamı nedir, dünyada insanın varlık sebebi nedir gibi büyük sorulara cevap bulmayı, insanın gözünün önünde olup biten hadiseleri bile hakkıyla kavraması çok zor.

Kapsamlı, derin ve doğru bir varlık kavrayışı geliştirmek için öncelikle,

  • mümkün olduğunca birinci elden edilecek, tahrif edilmemiş bilgiye,
  • o bilgiyi çarpıtmadan, filtrelerden geçirerek değiştirmeden aklımıza iletecek duyulara
  • gelen bilgiyi gürültüden ayırarak işleyip rafine edecek zekaya
  • güzeli çirkinden ayırt edebilmek için estetik kavrayışına
  • iyiyi kötüden ayrıştırabilmek için çok sağlam vicdani ve ahlaki omurgaya
  • farklı kaynakların farklı anlatılarını çaprazlayıp damıtacak eleştirel düşünceye
  • edinilen bilginin mevcut bilgilerle irtibatını kurup, onu bir bağlama oturtacak akla
  • bütün bunları yapabilmek için gereken enerji, motivasyon ve zamana ihtiyaç var.

Adil bir toplumsal düzen nasıl kurulur ve sürdürülür diye, ancak böyle bir varlık kavrayışının teşkil ettiği zemin üzerinde kafa patlatılabilir.

Tüm motivasyonu dövüşmek ve düşmanlarını yenmekten ibaret savaşçılar şöyle dursun, ömrü araştırmak, öğrenmek, düşünmekle geçmiş kimseler de dahil hiçbir fani, bu gerekliliklerin hepsini birden karşılayamaz.

Hakikat arayışının ve kimsenin haksızlığa uğramadığı bir düzen kurma çabalarının verimli olabilmesi, bir çok farklı kabiliyetin, zihnin, vicdanın bir araya gelip birbirine destek vermesine bağlı.

“Yüzüklerin Efendisi” romanlarını okuyanlar ya da o filmlerini izleyenler, serinin ilk bölümünün adının Yüzük Kardeşliği (Fellowship of the Ring) olduğunu hatırlayacaktır.

Tolkien bu eserinde tüm insanlığa, büyüyen kötülükle, karanlıkla, zulümle mücadelenin tek bir “kahramanın” yapacağı iş olmadığını anlatır. Bu bir ekip işidir.

Ekipte akıllı, meraklı, bilgilere ulaşma ve öğrenme motivasyonuna sahip; zamanını, enerjisini “anlamaya” hasretmiş bilge Gandalf’ın da yeri vardır, cesur, karizmatik, savaşçı kral Aragorn’un da.

Keskin gözleri, kulakları ve çevikliği ile Elf Legolas’ın da katkıları önemlidir, dayanıklılık ve çalışkanlığı ile temayüz eden cüce Gimli’nin de.

Saklanma, sessizce ve fark edilmeden hareket etme kabiliyetine sahip hobbitler Frodo ve Sam’in bile bu yolculukta önemli bir fonksiyon icra ettiklerini görürüz.

Mesele, vicdanlı, ahlaklı, akıllı, cesur, merhametli, halis niyetli kimselerin, aynı hedefe doğru yürüyen bir ekibi teşkil etme iradesi gösterebilmesidir.

Bu ekipteki savaşçının rolü, herkesi tehdit eden tehlikenin ortadan kaldırılması için yola çıkan ekip arkadaşlarını korumaktır.

Yani savaşçı ekip için savaşmalıdır, ekip savaşçı için değil!

İşlerimiz ancak böyle ekipler çıkarabildiğimiz gün yoluna girmeye başlayacaktır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.