Vatanseverlik yetmez

Vatanseverlik, bir milleti bir arada tutan çok önemli bir bağ.

Toprağa, kültüre, tarihe duyulan ortak sevgi, insanları birleştiren güçlü bir unsur.

Ancak vatan sevgisi tek başına, sağlıklı ve sürdürülebilir bir toplum inşa etmek için yeterli değil!

Bir devleti ayakta tutan esas unsur adalet.

“Adalet mülkün temelidir” ifadesi, adil bir yönetimin ve hukukun üstünlüğünün devletin devamlılığı için vazgeçilmezliğini vurgulayan, tarih boyunca birçok farklı kültürde ve dilde karşılığı olan, evrensel bir düstur.

Latince "Justitia fundamentum regnorum", Arapça "العَدلُ أَساسُ المُلكِ" (El-'adlu 'esās ul-mülk) şeklinde ifade edilen özdeyişin kökeni tam olarak bilinmiyor ama benzer ifadelere antik Yunan ve Roma metinlerinde de rastlanıyor.

Mülk, devlet, ülke, topraklar, saltanat, iktidar, egemenlik gibi anlamlara geliyor.

Adalet deyince devletin tüm kurallarının, diline, dinine, ırkına bakmadan her vatandaşa eşit ve tarafsız bir şekilde uygulanmasını anlamak gerekiyor.

Hukukun üstünlüğü, devlet gücünün keyfi bir şekilde kullanılmasını engelleyen, herkesin hak ve özgürlüklerini koruyan bir ilke.

Tarihin defalarca gösterdiği üzere, adaletin sağlanamadığı devletlerin meşruiyeti sarsılıyor. Vatandaşlar, devletin kendilerini koruyacağına, haklarını savunacağına ve adil davranacağına inançlarını kaybediyorlar. Bu güvensizlik, toplumda huzursuzluk, isyan ve çatışmalara yol açıyor. Devletin otoritesi zayıflıyor, yönetim zafiyeti ortaya çıkıyor ve toplum parçalanmaya başlıyor.

Vatanseverlik hissi, soyut kavramlar ve sembollerle beslenir.

Bayrak, marşlar, milli kahramanlar, şehitler gibi semboller, ortak bir kimlik oluşturulmasında önemli bir rol oynasa da bu sembollerin içleri adalet, eşitlik ve özgürlük gibi değerlerle doldurulmadığı takdirde vatanseverlik içi boş bir kabuğa dönüşüyor.

Adaletin sağlanması için olmazsa olmaz bir şart olan hukukun üstünlüğü yara aldığında, kanunlar, herkes için bağlayıcı olmaktan çıkıp, siyasi iktidar veya başka güç odakları tarafından keyfi bir şekilde yorumlanmaya veya çiğnenmeye başlandığında “vatanseverlik” toplumu bir arada tutan harç olma vasfını kaybediyor.

Çünkü vatanseverlik, insanların temel hak ve hürriyetlerini güvence altına alan bir adalet sistemiyle desteklenmediğinde, birlik ve beraberlik yerine ayrımcılık, ötekileştirme ve çatışma doğurabiliyor, hatta adaletsizliklere gerekçe bile yapılabiliyor.

Siyasi baskılarla yönlendirilmeye başlayan, bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybeden yargının haksız kararlarına vatanseverlik mazereti ileri sürülerek meşruiyet aranıyor.

Hukukun üstünlüğünün sağlanamadığı bir toplumda, ister istemez güçlü olan haklı sayılıyor, zayıf olan ise eziliyor. Bu durum, toplumda güvensizlik, korku ve nefreti besleyerek, toplumsal barışın temellerini ateşe veriyor.

Devletin zaafa düşüp güvenilirliğini yitirdiği, vatandaşların artık devletin kendilerini koruyacağına, haklarını savunacağına ve adaletli davranacağına inanmaz olduğu bir ortamda türeyip metastaz yapan bir kanser gibi yayılan mafyalaşmış iktidar odakları da kendilerine yine vatanseverlik üzerinden meşruiyet devşirmeye çalışıyorlar.

İrili ufaklı her güç odağının kendisini arkasına sakladığı vatanseverlik kalkanı elbette anlamını da işlevini de yitiriyor. Hissedilen yoğun güvensizlik, toplumda derin ayrışmalara yol açıyor. İnsanlar, kendilerini ait hissettikleri etnik, dini, siyasi ya da ideolojik gruplara daha sıkı sarılıyor, “ötekilere” karşı daha mesafeli, hatta düşmanca davranmaya başlıyorlar. Bu ayrışma, toplumsal dokuyu zayıflatıyor ve toplumu parçalanma noktasına sürüklüyor.

Kürsüleri işgal eden zevat, “nasıl olsa vatanseverlik her zaman geçer akçe” diye hamasi nutuklar atıp durmaktan hiç vazgeçmiyor. Fakat maalesef çok vatansever olmak, adil olmayı otomatik olarak sağlamıyor!

Daha fazla kandırılmamak ve kötü gidişata dur diyebilmek için bizim siyasilere şunu söyleyebilmemiz gerekiyor: “Tamam… Hepimiz vatanseverleriz… Ama aynı zamanda adalet istiyoruz. Lütfen artık hamasi nutukları bırakıp bize adaleti nasıl tesis edeceğinizi anlatın!”

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum