Mesai bitti servisler kalktı uçağı sonra yaparız!
TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi) kısa bir müddet önce bir video-ilan yayınlayarak genç beyinleri kendisinde çalışmaya davet etti. Fakat videonun paçalarından sızan köylülük ve küçük memur zihniyeti bu çok önemli şirketimizden beklentilerimizi düşürmemiz gerektiğini gösteriyor.
En parlak zihinleri, en ileri teknolojileri kullanarak uçak ve helikopter yapmaya çalışan bir şirkete çekmek için tasarlanmış olması beklenen video “TUSAŞ’lı olmak büyük bir şirkette çalışıyor olmaktan çok daha fazlasıdır, neden mi?” sorusu ile başlıyor.
İşin doğrusu genç ve parlak bir mühendis olsam bu soruya şöyle heyecan verici cevaplar beklerdim:
-Çünkü, sizi mesleğinizde geliştirip dünya standartlarında bir mühendis haline getirecek tecrübeli üstatlarla, Türkiye’nin en iyi mühendisleriyle çalışma imkânı bulacaksınız.
-Çünkü, en son mühendislik tekniklerini teorik olarak değil pratik olarak öğrenme ve uygulama şansını yakalayacaksınız.
-Çünkü, dünyada pek az memleketin çıkabildiği bir teknoloji yarışında ülkemizi ön sıralara taşımak için çok sıkı çalışan milli bir takımın parçası olacaksınız.
-Çünkü, başkalarının yıllar önce ortaya koyduğu ve önemli bir kısmını kendine sakladığı teknolojik ilerlemeleri takip etme aşamasını aşıp, icat etme aşamasına geçeceksiniz.
-Çünkü, geri kaldığımız bir alanda farkı kapatmak için çok çalışıp çok ter dökecek, bu çabalarınızla ülkemizi hak ettiği noktaya taşımanın haklı gururunu yaşayacaksınız.
Fakat maalesef videoyu çekenlerin gençlere vaatleri bunlar değil!
Videoda TUSAŞ çalışanı rolünde genç bir kadın, baştaki soruya cevaplar sıralıyor.
İlk vaat esnek çalışma saatleri. TUSAŞ çalışanı genç kadın evinde kahvaltı yaparken görülüyor. Hemen ardından bindiği servis aracının penceresinde mütebessim çehresiyle, sağlanan kreş ve servis imkânlarını mutlulukla dile getiren sunucumuzu görüyoruz. Servis ağı genişmiş, her yere servis varmış! Ne güzel! Serbest kıyafet uygulaması sayesinde onu sıkmayacak şekilde giyinebiliyormuş. Bitmedi! Piknik alanı, sosyal tesisler, doğal yaşam parkı varmış. Sanki iş yeri değil beş yıldızlı otel tanıtımı gibi! Kampüste yaşayan minik dostlarımız da aynı fikirdeymiş. Bunu işitirken genç kadının “hayvan dostu kampüs” etiketi altında köpeklerle oynadığını görüyoruz. Hemen ardından bir fitness salonunda spor yaparken gördüğümüz sunucumuz spor tesisleri ve spor kulüplerinin müjdesini veriyor. Bir de sosyal topluluklar varmış. Bu sayede çalışanlar motosikletten fotoğrafçılığa her türlü ilgi alanlarına yoğunlaşabiliyorlarmış! Sağlık söz konusu olunca gözü arkada kalmıyormuş çünkü kampüs içinde sağlık merkezi, ambulans, eczane varmış. Ha bir de özel sağlık sigortası yapılıyormuş.
Şu ana kadar yapılacak işle ilgili tek kelime duymamıştık. Nihayet TUSAŞ akademi diye bir başlık görüyoruz ama anlatıcımız “kişisel gelişime destek” diyor. Hemen sonra reklamın yapımcıları işten bahsettikleri için kendilerini affettirmek istercesine “akademik izin” yazısını patlatıyorlar. Ne güzel! İşten, çalışmaktan başka her şey var! Memurun cenneti tasvir ediliyor adeta!
Şöyle tıkır tıkır yatan yüksek maaşlar olmadan cennet cennet sayılır mı? Sunucumuz bir alışveriş merkezinde ellerinde dolu alışveriş paketleriyle zevkten dört köşe, konuşuyor: “Türkiye standartlarının üzerinde maaşla ay sonu gibi dertlerim olmaz”. Bunu derken ekranda “yılda 16 maaş” ve “sosyal destek ödemeleri” yazıları görünüyor.
Bu cennette çalışmak için bu kadar gerekçe yeterli gelmedi mi? Video “hepsinden önemlisini” en sona saklamış. Şu cümleyle sonlanıyor: “Hepsinden önemlisi, Türkiye’nin geleceğini inşa eden, gözü yükseklerde bir ailenin parçasıyım burada.”
Mesele bu son cümlede düğümleniyor. Gözü yükseklerde ama bunun için çalışmaya, terk dökmeye hiç niyeti olmayan birileri, kendileri gibi tipleri bol gelirli, konforlu ama verimsiz, uyuşuk bir memuriyet hayatına davet ediyorlar.
Bir milli boksörü yahut halterciyi bol konfor, az çalışma, yorulmama vaadiyle dünya şampiyonu yapamazsınız. Emek lazım, ter dökmek, fedakârlık yapmak lazım.
Bu çağrı “akbil isterim ama ful artı ful olacak” diyen Recep İvedik gibi tiplere hitap edilebilir ancak.
Acı gerçeği dillendireyim: Bu vaatlerle insan kaynağı arayan yöneticilerle ve bu vaatler için orada çalışacak tiplerle uçak, helikopter falan yapılamaz.