Güçlü lider distopyası
Amerikalı tarih profesörü Timothy Snyder’in Mart ayında yazıp Trump’ın seçilmesi üzerine 26 Kasım 2024 tarihinde güncellediği ve güçlü lider fantezisinin nelere yol açacağını anlattığı “Güçlü Lider Fantezisi ve Gerçek Hayatta diktatörlük” makalesinden seçtiğim bazı pasajları bir önceki yazımda paylaşmıştım. Aynı yazıdan birkaç bölüm daha paylaşacağım:
Güçlü lider yönetimi fantezisi günlük diktatörlüğe dönüşürken, insanlar su, okul veya sosyal güvenlik sistemi gibi şeylere ihtiyaç duyduklarını fark ederler. Bu tür hizmetler diktatörlüklerde, maddi bedelin yanısıra ahlaki bir bedel karşılığında ulaşılabilir olurlar. Bir devlet dairesine gittiğinizde, güçlü lidere olan kişisel sadakatinizi beyan etmeniz beklenir.
Bu uygulamalar hakkında bir şikayetiniz varsa, çok yazık… Amerikalılar dava açmayı seven bir millettir ve çoğumuz hemen polise başvurabileceğimizi veya dava açabileceğimizi varsayarız. Ancak güçlü bir lideri seçip başınıza getirdiğinizde, hukukun üstünlüğünü kendi oyunuzla devre dışı bırakmış olursunuz. Mahkemelerde artık yalnızca sadakat ve zenginlik önemli olacaktır. Polisten korkmayan Amerikalılar bunu yapmayı, [yani polisten korkmayı SCB.] öğreneceklerdir. Güçlü lider düzeninde, üniforma giyenler ya istifa etmek ya da tek bir adamın kaprislerinin uygulayıcıları haline gelmek zorundadırlar.
[Güçlü lider rejiminde] diktatörün kendisi, ailesi ve arkadaşları hariç herkes fakirleşecektir. Piyasa sistemi serbest rekabete bağlıdır ama güçlü lider yönetiminde serbest rekabet ortadan kalkar. Güçlü liderin akrabaları (klanı) devlet tarafından kayırılır. Zaten yeterince adaletsiz olan servet dağılımı daha da kötüleşir. Refah uman herkes resmi oligarkların himayesini aramak zorunda kalır. Küçük bir işletmeyi idare etmek bile imkansız hale gelir. Çünkü herhangi bir başarı elde ettiğiniz anda, işinizi elinizden almak isteyen biri sizi ihbar ediverecektir.
Güçlü lider fantezisinde, özgür siyaset yapma imkanı ortadan kalkar. Kasvetli, iç karartıcı bir siyaset [tek adamın siyaseti] her yere, her şeye nüfuz eder.
İhbar edilme tehdidi olmadan bir işletmeyi yönetemezsiniz. Aşağılanmadan temel hizmetleri alamazsınız. Daha sonra size karşı kullanılabileceği için ağzınızdan çıkan her söze dikkat edersiniz. İnternette yaptıklarınız sonsuza dek kaydedilir ve bunlar sizin hapse atılmanıza sebep olabilir.
Muhbirlik normal bir davranış haline gelir. Kanun ve oylamanın rafa kalktığı bir ortamda, başkalarını ihbar etmek insanların kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur. Güçlü adam yönetimi altında, meslektaşlarınıza, arkadaşlarınıza hatta ailenize bile güvenemezsiniz. Siyasi korku yalnızca tüm kamusal alanı ortadan kaldırmakla kalmaz; aynı zamanda tüm özel ilişkileri de bozar ve kısa sürede düşüncelerinizi de tüketir. Ne düşündüğünüzü söyleyemezseniz, inandıklarınızın izini kaybedersiniz. Kendiniz olmaktan çıkarsınız.
Güçlü adam fantezisinde, çocuklar yöneticilerin umurunda değildir. Ancak çocuklara yöneltilen tehditlere karşı hissedilen korku, diktatörlük gücünün özüdür. Cesur insanlar bile çocuklarını korumak için kendilerini kısıtlarlar …/… Ebeveynleri çizgiyi aşan çocuklar, okuyorlarsa üniversiteye gitme şanslarını, çalışıyorlarsa işlerini kaybederler.
Eğitim sistemi zaten çökmeye mahkumdur, çünkü bir diktatör sadece kendi gücünü haklı çıkaracak mitlerin öğretilmesini ister. Çocuklar okulda birbirlerini ihbar etmeyi öğrenirler. Her gelen neslin bir öncekinden daha uysal ve cahil olması için çalışılır.
../..
Bu süreç bir kez başladığında, durdurmak zordur. İnsanlar şu safhada güçlü lider fantezisini, “heyecan verici bir deney” gibi düşünüyorlar. Güçlü lider yönetiminden hoşlanmazlarsa, bir dahaki sefere başka birini seçebileceklerini zannediyorlar. Fakat bu, asıl meseleyi gözden kaçırdıkları anlamına geliyor. Bir güçlü liderin iktidara gelmesine yardım ederseniz, demokrasinin ortadan kaldırılmasında rol almış olursunuz.
Profesör Timothy Snyder’in yazısından aktaracaklarım bu kadar. Bence Amerikalıların bu ikazlara kulak vermesinde fayda var!