Batık yatırım safsatası

İnsan bir karar alması gerektiğinde çoğu kez, dört temel unsuru: “zamanını”, “parasını”, “emeğini” ve “sevgisini” neye “yatıracağına” bakıyor.

Acaba hangi mesleği seçmeli, hangi partiyi desteklemeliyim, hangi kitapları okumalı, hangi filmleri seyretmeliyim, hangi hocayı takip etmeli, kiminle evlenmeliyim gibi sorulara cevap ararken aslında “yatırım” kararları alıyoruz.

Çünkü bir kere karar verdikten sonra -verdiğimizden fazlasını kazanmak umuduyla- ilgimizi, kazancımızı, çabalarımızı ve sevgimizi seçimlerimize “yatırmaya” başlıyoruz.

Karar verme mekanizmalarımızın böyle çalışması, genel olarak mantıklı seçimler yapmamızı sağlamakla beraber, hatalı kararlarımızda lüzumsuzca ısrar etmemize de sebep olabiliyor.
Bazen belli bir kararı verdikten bir müddet sonra kararımızın yanlış bir karar olduğunu hissetmeye başlıyor, ama “onca yatırımımız” boşa gitmesin diye, yanlış kararımızın arkasında durmaya devam ediyoruz.

Mesela okumaya başladığımız beş yüz sayfalık kitabın ortalarını geçmişken o kitabı okumak azap vermeye başlasa bile “bu kadar okuduktan sonra” kitabı bırakmak istemiyoruz.

Sinemada seyrettiğimiz filmin berbat bir film olduğuna kanaat getirsek bile o kadar zaman ayarlamış, bilete para vermişken yarısında bırakıp çıkamıyoruz.

Okumayı seçtiğimiz bölümün bize göre olmadığını anlasak da okulun bitmesine bir iki yıl kalmışsa kolay kolay hatamızdan dönüp okulu bırakmayı göze alamıyoruz.
Yirmi sene evli kaldıktan sonra, yanlış kişiyle evlenmiş olduğumuzu kesin olarak anlamış olsak bile hatamızdan dönüp birlikteliğimizi sonlandıramıyoruz.

Bir karar verdiğimiz andan şu zamana kadar yapmış olduğumuz tüm yatırımlara bir tarafıyla “batık yatırımlar” gözüyle bakabiliriz.
Çünkü ne giden zamanımızı geri getirebiliriz ne paramızı ne emeklerimizi ne de sevgimizi…
Beşer şaşar. Hatalı kararlar vermiş olabiliriz. Eğer geçmişteki yanlış yatırımlarımıza çok fazla değer atfedip çok fazla odaklanırsak hatamızdan dönmemiz zorlaşır.
Bir fikre, bir kişiye, bir gruba bağlılığımız, yaptığımız yatırım nispetinde büyür.

İnsanlar kendilerini hemen her yönden istismar eden kült örgütlerden, işte bu sebepten kolay kolay kopamazlar.
O örgütlerin sunduğu fikirlere önce gönüllerini, sonra maddi manevi her şeylerini vermişken, ömürlerini o yolda harcamışken, yatırımlarının çöp olduğunu görmeleri ve kabullenmeleri çok zordur.

Hele hele ufak tefek de olsa karşılıklar görüyor, yatırımlarının gerçek karşılığını alacakları günün yakın olduğuna kendilerini inandırabiliyorlarsa, hatalarından dönme ihtimali iyice azalır. Hüküm verme mekanizmaları bloke olur, son derece irrasyonel tutumlar sergilemeye başlarlar.
Hatta kendilerini uyarmaya çalışanlara karşı saldırganlaşırlar.

İnsanların bu psikolojik zaaflarını gayet iyi bilen örgüt liderleri o yüzden her zaman daha fazlasını talep ederler. Bir verenden iki vermesini, her gün hizmetlerine koşandan gecelerini de kendilerine ayırmasını, sadece kendini değil çoluk çocuğunu da “dava için” seferber etmesini isterler.
Çünkü daha çok yatırım daha büyük bağlılık demektir.
Bu aynı zamanda bir satış taktiğidir.

Bataklık bir arazide, işe yaramaz, beş para etmez bir arsanın, “imar geçecek, buralar yakında çok değerlenecek” yalanıyla satıldığı kişiye, aynı bataklıktan başka arsalar satmak gittikçe daha kolaylaşır.

Çünkü hatalı yatımlar yapmış olduklarını, yanlış ata oynadıklarını kabul etmek insanlara ağır gelir.

İnsanı mantıksız kararlar almaya iten bu düşünce şekline “sunk cost fallacy” (batık yatırım safsatası) deniyor.
Bugün ve yarına dair doğru kararları alabilmek için “geçmişi” doğrularıyla, yanlışlarıyla arkada bırakabilmek, yanlış yatırımlarımızın ayaklarımıza vurduğu prangalardan kurtulabilmek gerekiyor.

Eğer peşine düştüğümüz kişi, cemaat, parti ya da fikirle ilgili kafamızda şüpheler oluşmaya başladıysa ve bizden sürekli daha fazla bir şeyler vermemizi, daha fazla fedakârlıklar yapmamızı talep ediyorlarsa “batık yatırım safsatası” gelmeli aklımıza.
“Zararın neresinden dönülse kârdır” lafını boşuna söylememiş atalarımız.

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum