Ahlaki Çemberimiz Genişliyor… Her Şeye Rağmen…

Ahlaki Çemberimiz Genişliyor… Her Şeye Rağmen…

Bugün hala, “bir insanın başka kadın ve erkekleri köle etmesi, parasız pulsuz çalıştırması, eve hapsedip seks kölesi olarak kullanması, bir mal gibi alıp satması doğrudur” diyen kimse var mıdır?

Bir kaç ruh hastası fanatik ırkçı dışında, “vatanımızı paylaştığımız Kürtler, Araplar, Lazlar, Gürcüler, Çerkezler, Türklerle eşit hak ve hürriyetlere sahip olamazlar, onlar ikinci sınıf vatandaş sayılmalı ve Türklerden aşağı oldukları için onlara farklı kanunlara tabi olmalıdır” diyebilecek kimseye rast gelmemiz mümkün müdür?

Sünni Müslümanlar, kanun karşısında diğer inançların sahiplerinden üstün sayılmalı, başka inançtan olanlar, yaşamalarına izin verildiği için ekstra vergi ödemeli, devlet memuriyetine alınmamalıdır diyen kimse kalmış mıdır?

Bu korkunç “görüşler” nerdeyse bir asır öncesine kadar hiç de garip karşılanmıyordu.

Sadece bizde değil dünyanın geri kalan kısımlarında da, zencilerin köle edilmesi, kadınların erkeklerle eşit sayılmaması gibi bugün artık düşünülmesi bile ayıp sayılan bir çok haksızlık “normal” kabul ediliyordu.

İnsanoğlu yerinde saymıyor. Gelişiyor. Tekamül ediyor.

Felsefede bu tekamülü tanımlayan bir kavram var: İnsanlığın genişleyen ahlaki çemberi.

Bu çember, ahlaki açıdan dikkate almaya, umursamaya, ihtimam göstermeye, korumaya değer bulduğumuz, kendilerine karşı sorumluluk hissettiğimiz kişilerin/canlıların etrafına çizdiğimiz hayali bir sınır.

Ahlaki çemberin çapı zamanla, daha önce dışında bıraktığı pek çok insanı hatta hayvan ve bitkileri içine alacak şekilde genişliyor.

Genişleyen çember benzetmesinin ilk modern kullanımı, İrlandalı tarihçi William Edward Hartpole Lecky'ye (1838-1903) atfediliyor ama bu benzetme, insan özgeciliğinin aile ve kabile üyelerine yardım etmekle başladığını, ancak şimdi rasyonel düşünceyle genişleyen ahlaki çemberimizin giderek daha kapsayıcı bir hale evirildiğini savunan Avustralyalı filozof Peter Singer tarafından popüler hale getirilmiş.

Ama gün geçtikçe daha fazla parçalanan bir dünyadayız. Kitleler, hırstan gözü dönmüş siyasetçiler tarafından kutuplaştırılıp "biz" ve "onlar" ikilemine mahkum ediliyor. Böyle bir dünyada ahlaki çemberlerimizin genişlemesi durmuş, hatta bir daralma süreci başlamış olabilir mi?

Hayır!

Herhangi bir haber kanalını açtığımızda, sosyal medya mecralarında gezdiğimizde açlık, fakirlik, kavga, zulüm, suç, savaş ve felaketle dolu, çok karanlık bir dünya manzarasıyla karşılaştığımızın elbette farkındayım.

Kendilerinden başka kimseyi umursamayan narsist tiplerin neredeyse her canlıya nefret kustuğu, her şeyden habersiz bebeklerin, masum çocukların, çaresiz kadın ve erkeklerin korkunç şekilde can verdiği görüntülere kayıtsızca bakıp geçtiğini de görüyorum.

Ama sosyal medya algoritmalarının bizi biraz daha avuçlarında tutabilmek için zihinlerimize döktüğü katranın karasından kurtulup, ölçülebilir değerlere açık bir zihinle baktığımızda manzara farklılaşıyor!

Algılar değil ama istatistikler gösteriyor ki bugünün dünyasında tarihe kıyasla çok daha az şiddet var. İnsanlık tarihinin belki de en barışçıl zamanlarında yaşıyoruz.

İletişim imkanları artıp, olan bitenden haberdar oldukça, empati kabiliyetimiz güçleniyor.

“Öteki” insan ve canlıları atalarımızdan çok daha fazla önemsiyoruz!

Mesela Tokyo’dan New York’a, Dublin’den Cape Town’a yüzbinlerce insan kendileriyle ne akrabalık, ne din, ne ırk, ne dil bağı bulunan Filistinlilerin acısını içlerinde hissedip sokaklara dökülüyor. Küçük çocuklar bile zulme tepki için boykot edilen ürünlerden uzak duruyor.

Şiddetten kaçan milyonlarca Suriyeli Arap’a, Iraklı Türkmen’e, Kürt’e, Yezidi’ye, Ukraynalıya, Afganlıya kucak açıyor, hiç bilmediğimiz iklimlerde zulme uğrayan Yemeniler, Uygurlar, Rohingyalar için dertleniyoruz.

Bir çok insan, sahipsiz sokak köpekleri öldürülmesin, yaylalar betonlaşmasın, ağaçlar kesilmesin, HES’ler yüzünden tabiat zarar görmesin diye çabalıyor.

Bakmayın siz sosyal medyanın kötülüğü köpürtmesine. Düne nazaran daha ahlaklı, barışçıl, merhametli, duyarlı ve daha diğerkâmız.

İnşallah yarın daha da iyi olacağız.

YORUMLAR (30)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
30 Yorum