Şiirden düşmek/ şiirden düşünmek…

Biz de Şeref Bilsel gibi yapalım düşmek ve düşünmek kelimesini ilkin aynı anlamda buluşturalım sonra da adım adım ayrıştıralım. Bugün Orta Asya’da ‘anladım’ manasında hala kullanılıyor ‘düşmek’. Düş kelimesi kökeninden başlayarak taşıdığı bütün anlam yükleriyle başlı başına ilginç bir kelimedir zaten. Çok anlamlılık ve aradalık yerli yerinde kullanıldığında akla hayale gelmedik fırsatlar sunar yazar kişiye. Ancak ne yazık ki bugün şiirden düşmek dediğimizde kastımız tam da aşağı inmenin, dibe çakılmanın sert gerçekliğidir. Nicedir bu ülke şiirinden hızla düşmekte ve bunun şuursuzluğuyla dönüp durmaktadır. Bir halk deyişine göre ceviz ağacından düşen iflah olmazmış. Tıpkı öyle, şiirinden düşen bir toplumun ayağa kalkması da kolay olmasa gerektir. Hele o toplum geçmişte kendisini şiir yoluyla kurmuş, şiirle düşünmüş ve varlığını ancak öyle gerçekleştirmiş bir toplumsa.  

Yine ‘düşmek’ kelimesine dayanalım ve yine bir deyimden yol bulalım. İnsan düştüğü yerden kalkar demiş eskiler. O halde, şiiri düştüğü/ düşürüldüğü yerden kaldıracak düş/ düşünce yine şairlerin borcu. Onlar mevcut manzara ne derece umutsuzluk verici olursa olsun şiir üzerinden düşünmeyi sürdürmek durumundalar. Şeref Bilsel, uzunca süredir Varlık dergisi için gençlerin gönderdikleri şiirlerin editörlüğünü yapıyor. Onlardan seçtikleri yayın şansı buluyor. Aynı zamanda şiir hakkında önerilerde bulunuyor. Böylece, şiirin gençler üzerinde nasıl bir etki alanına sahip olduğunu sıcağı sıcağına takip edebiliyor. Güncel gerçeklikle değişmeyen teori buluşmuş oluyor böylece. Dolayısıyla onun şiir üzerine düşünmesi bir geriye bakış değil. Kavramların arasında retorik kazısı da değil.  

‘Şiire Giriş Dersleri’. (Yitik Ülke Yayınları. Şubat 2021. 171 sayfa.) Şeref Bilsel’in yeni kitabının ismi. Şair, önsöz niteliğindeki giriş yazısından sonra ‘ Şiir ve Sözcük, Şiir ve Sözcük Seçimi, Şiir ve Ses İlişkisi, Şiir ve Düzyazı, Şiir ve Dil, Şiir ve Yaşantı, Şiir ve Gençlik, Şiir ve Sezgi’ gibi onlarca başlık altında, şiiri, şiirimizi düşünüyor, ve kitabının sonuna da yerli ve yabancı isimlerden seçtiği alıntılara yer veriyor. Böylece şiirin çerçevesi tamamlanıyor. Burada önemli olan şairin düşünüyor ve bunu yazıyor olmasıdır. Düşünmek doğal bir durumdur şair için ama yazmak bir bakıma kültürel zorunluluk ve elini taşın altına koymaktır. Çünkü bir ülkenin şiir düşüncesi farklı farklı şairlerin çabalarıyla yükselir. Öznel metinlerdir bunlar sonuçta. Fakat bu öznelliklik her türlü subjektiflik sınırını aştıkça genelleşir. Bu da şairin niyet kadar yöntemiyle ilişkilidir. 

Şair şiir yazarken de şiir hakkında deneme kaleme alırken de sözcüklerden çıkar. Sözcük ana elementidir şairin. ‘Şiire Giriş Dersleri’ bu bağlamda sözcüklere saygı duruşlarıyla dolu. Çünkü özgünlüğün sözcüğe tasarrufta kilitlendiğinin farkındadır şair. ‘Bir ifadede yer tutan sözcükler kadar, o ifadedeki sözcüklerin ilişkilenme biçimi, birleşmeleri de önemli’ ise eğer, Şeref Bilsel eğildiği her başlığı sözcüklerin terbiyesiyle ele alır. Böylece biz, şairin o konudaki kavrayışı kadar yazdığı dilin birikimini de görürüz. Bu ise yine dil üzerine sıkıca düşünmeye bağlıdır. ‘Yazdıklarımızın şiirde kalması için ‘dil’ üzerine düşünmemiz lazım.’ cümlesiyle şair bir yandan dile işaret ederken devamında ‘yaşantı’nın gerekliliğine vurgu yapar. Yine bir yerde ‘Türkçe ‘iç’e bakan, içten beslenen bir dil’ yorumunda bulunur Şeref Bilsel. İçtenliğin de buna eklendiğini hatırlatalım. 

Deneme bir yana özellikle şiir üzerine deneme artık kültür dünyamızda itibarı olan bir yazma biçimi değil. Sosyal medyanın da etkisiyle bir düşüncenin at koşturma alanı oldukça sınırlı. Zihinler kısa ve dar alanda sıkışmış durumdalar. Oysa deneme insan zihninin özgürce koşabileceği ve her yola sapabileceği özgün alanlardan birisi. Şiire bağlı kalarak ve şiir etrafında bir yörünge kanunuyla dönerek yazmak da öyle. Şeref Bilsel, ‘Şiir ve Hafıza’ yazısında bize şiirin ‘ hayatın tamamlanacak olmasından doğan kederi’ fısıldadığını söylüyor. Yani ölümdür bu. Ve insanı ölüm karşısında ayakta tutan yaşama isteğidir. İşte, her vesileyle öldürülmek istenen şiirimiz için bir yaşam armağanı bu denemeler. Şair yazıyor, düşünüyorsa, düşmek ebedi değil demenin başka yolu.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum