Normalin anormali

Nice zamandır en sık o kelimeyi duyuyoruz. Artık bir kelime olmaktan çıktı neredeyse bir hayale, özleme, ideale dönüştü.

Oyuncağı elinden alınmış çocuğa vadedilen yeni bir oyuncak, parasını kaybetmiş zengine muştulanan fazladan para gibi. Normali dilinden düşürmeyen, elindeki mucize çubuğuyla uzağı işaretleyip duranlara göre, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak olsa bile gelecek umutla, mutluluk, esenlik, başarı ve zaferlerle dolu. Yeter ki şu günler bir bitsin. Şu kara bulut üzerimizden çekilsin. Şu belirsizlik sisi dağılsın. Nereden geldiği bilinse bile kaynağı tam dillendirilemeyen felakete herkes bir alışsın, alıştırılsın. Normale dönecektir sokaklar, fabrikalar, hayatın her alanında onun çiçeği açacak, bu çiçeklenişin mimarları büyük alkışı hak edeceklerdir. Belki normalin önüne arkasına, sağına ve soluna yeni sıfatlar eklenecektir ama ‘normal’ orada, dimdik, yıkılmayan bir kutsal anıt, geri dönüş miti olarak ayakta kalacaktır.

Öyle mi gerçekten, normal denilen, şimdiden özlemle bir geçmiş hasret kipiyle anılan ‘normal’ bizi kuşatan, insani değerlerimizi ayakta tutan, doğayı, canlıları gözeten, eşitlik, özgürlük, adalet ve sağlıkla taçlanmış değerler bütünü müdür? Dünyanın her yerinde ilkin insan tekini gözeten ve bütün vasıflarını bu noktadan harekete geçiren bir özlenilesi sistemin adı mıdır normallik? O normalde şehirler insanı gözeterek kurulur, çalışma hayatının kuralları insan erdemlerini ve sağlığını yaşatmayı önceler, toprak, su, hava en vazgeçilmez yaşam materyalleri olarak kabul görür, denizlerin canına okunmaz, gökyüzünün kalbi bıçaklı uçak burunlarıyla durmaksızın deşilmez, toprak, vahşi ve doymak bilmez bir iştahla kışkırtılıp durmaksızın yorulmaz, hasılı insan denilen varlık, normallik cenneti içinde yüksek şuurla hormon denilen tuzaktan azade yaşamasını sürdürür gider.

O normallikle beraber vahşi kapitalizm dünyanın her köşesine bir vesileyle iştahla öreklenmez, madenler, verimli tarım alanları parsellenip küresel şirketlere peşkeş çekilmez. Eğitim dünyanın en ücra köşelerine kadar yüce bir öncelik olarak yayılır, din devletlerin, hanedanların, siyasal grupların ve kerameti kendisinden menkul yüce seçilmişlerin elinde bir uyuşturma vasıtasına dönüşmez hasılı, cenneti çağrıştıran bir güzellikler geçitinde, normal, öteden beri yaşanıp durur yeryüzünde. Şimdi ise, birden, beklenmedik şekilde, zengini fakiri, güçlüyü güçsüzü, ilerlemiş geride kalmışı ayırt etmeksizin bir görünmez güç araya girmiş, o melun, uğursuz, düzeni bozmuş, normalin hakkını elinden almış, bir bilinemezlik hali her yeri kaplamıştır. Ama yüksek bilgi, bilimsel tutum ve kimseye nasip olmayan irade sayesinde, bu felaketin, salgının beli kırılmış, normal bir bayram havasıyla insanlara armağan edilmiştir. Yeter ki maske kullanılsın, temizliğe dikkat edilsin, sosyal mesafe korunsun.

Sokakların, evlerin, mekanların, binaların, yolların, fabrikaların, limanların, kısaca normali temsil eden hiçbir şeyin yeri değişmeyecek, toprağa, suya, havaya, paraya, tüketim biçimlerine dair hiç ama hiç bir paradigma değişimine gidilmeyecek, sadece insan denilen ‘nesne’, temizlik, maske ve mesafeye dikkat edecek, kutsal normalimizi yaşatmak için var gücüyle çalışacaktır. Zaten, normalin, kutsal, öznelise, mutluluk ve zenginlik kaynağı, canımız normalin bütün bu olup bitenlerde hiç payı yoktur. Normal masum, suçsuz, kusursuz, tam, mükemmel, insanca pek insancadır. O halde, bunca sıkışmışlık, konserve edilmişlik, tuza yatırılmışlık sonrasında, o kutlu normalimizi özenle sahiplenip yaşamak bize borçtur, manevi bir borç.

Yakında her yerde sınır kapıları açılacak, borsa işlemlere başlayacak, limanlar yük getirip boşaltacak, marketler, mağazalar mallarla dolacak, deniz kenarları şenlenecek, yollar arabalarla, gökyüzü uçaklarla dolacak, yeryüzünde insan denilen renk cümbüşünün müziği duyulacaktır. Normal onun varlık sebebi, kaynağı, huzuru, ana besini, şenlik ateşi, gelecek sigortası, güzellik garantisidir. Normali, bize sunanlara teşekkür edip huzurlarında eğilmek, bankalara, döviz bürolarına, turizm ofislerine, okullara, sınır kapılarına, freeshoplara koşmak borçtur.

Hele normalin tadına, zevkine tekrar bir varalım. Onun güzellikleriyle bir donanalım. Şunca zamandır çektiğimiz sıkıntıları unutur, olur olur böyle şeyler, ne yapalım, bir afet, felaket geldi, dünyanın her yerini etkileyip vurdu, bize de geldi ama biz yüksek akıl sayesinde her şeyi kontrol altına aldık, şimdi de normalin coşkusuyla kendi yolumuzda gidiyor, bizi bekleyen güzel günlerin şuuruyla var gücümüzle çalışıyoruz. Ve normalin kıymetini hep bileceğiz, normal kalmaya devam edeceğiz.

Diyelim. Diyelim.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.