Rabbimizden felaketlerden esirgenmeyi dileyelim
RAMAZAN YAZILARI
Kamerî 1444 / Miladi 2023 yılı Ramazan ayı boyunca bu köşede sizlerle beraber olacağız inşaallah. Bu mübarek ayın KARAR okuyucularına, vatandaşlarımıza, âlem-i İslam’a ve dünyamıza hayır, bereket, sağlık, barış ve huzur vesilesi olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.
2020 ve 2021 yılı Ramazan aylarında Korona salgınından dolayı epeyce sıkıntı çekenlerimiz olmuş; hatta ülkemizde ve Müslümanların yaşadığı birçok ülkede camilerimiz, bildiğim kadarıyla tarihte ilk defa bu kadar geniş çapta vakit ve teravih namazlarına kapanmıştı. Ülkemiz bu Ramazan öncesinde de iki büyük deprem ve arkasından gelen sel olaylarıyla daha ağır acılar yaşadı.
Tabii ki Cenâb-ı Hak’tan dileğimiz, bundan sonra bizleri böylesi felaketlerden esirgemesidir. Biliyorum; bu kadar büyük sayıda canlarımız gitmişken ve ağır maddi kayıplarımız varken bunları söylemek çok zor. Ama acı da olsa itiraf etmeliyiz ki, bu felaketlerin asıl sebebi, fertler olarak, toplum ve devlet olarak, onca kötü tecrübeler yaşamış olmamıza rağmen, o tecrübelerden gerekli dersleri almamış, uzmanların ve yetkililerin yoğun uyarılarına yeterince kulak vermeyip, işlerimizi kötü yapmaya devam etmiş olmamızdır.
DUALARIMIZDAKİ AHDİMİZİ TUTALIM
Onun için şimdi kavlî ve fiilî dualarımız şu mealde olmalıdır diye düşünüyorum:
“Ey Yüce Rabbimiz! İtiraf ediyoruz ki, senin onca uyarılarına kulak asmadığımız için suçluyuz; bizi ve ölmüşlerimizi affetmeni diliyoruz. Ya Rabbi! Yaşadığımız felaketleri bir daha unutmamıza izin verme. İdrak ettiğimiz Ramazan ayını bu musibetlerden gerekli dersleri çıkarmamıza vesile eyle. Bundan sonra her zaman ve her kademede işlerimizi senin razı olacağın şekilde doğruluk ve dürüstlükle yapacağımıza dair huzurunda söz veriyoruz. Bu sözümüzü ve sorumluluklarımızı unutmamıza izin verme. Bizi sözümüzde ve vaadimizde sabit-kadem eyle ya Rabbi!”
Bu duamızdaki ahdimizi tutarsak, bundan sonrasında Allah’ın izniyle duamızın kabul edildiğinin işareti, Allah’a verdiğimiz sözü fiilî dualarımıza da yansıtmamız, yaptığımız işleri sözlü dualarımıza uygun yapmamız olacaktır. İşte o zaman Rabbimize tevekkül etmeye, O’na dayanıp sığınmaya yüzümüz olacak. Ve umuyoruz ki, –Kitab-ı Kerim’inde vaad ettiği üzere- Rabbimiz bizi dergâhından boş çevirmeyecektir. İnşaallah bu Ramazan bizim için bu manada bir dua ve tövbe ayı olur.
KIRDIĞIMIZ GÖNÜLLERİ SEVGİYLE TAMİR EDELİM
Başlangıçtan beri, özellikle de bizim milli-dinî kültürümüzde Ramazan ayı bir hoşgörü ve barış ayı olarak bilinmiş ve öyle yaşanmıştır. Maalesef Ramazan ve oruç ayının müstesna manevi atmosferine uygun ve saygılı davranmayanlar eskiden de olmuştur, şimdilerde de vardır. Ama oruç tutanlar olarak şunu bilelim ki, şiddet içerikli davranışlarla kırıp yıktığımız gönülleri sevgiyle saygıyla tamir edip kazanabiliriz. Yüce Rabbimiz Aziz Kitabında, Furkan suresinin 63. ayetinde sözlü sataşmada bulunan kendini bilmezlere ‘selam’la karşılık verenleri övgüyle anıyor. 11 asır önce Orta Asya’nın yetiştirdiği büyük âlim ve müfessir, itikadda mezhep imamımız Mâtürîdî, bu ayeti açıklarken, Allah’ın burada övdüğü kullarının ahlâkî tutumlarını özetle şöyle ifade eder:
“Küstah tabiatlı kimseler onlara sataştıklarında o müminler, küstahlara saldırgan bir tavırla karşılık vermezler; aksine ‘Selâm olsun size’ derler. Onlar, küfür ve eziyet içerikli sözlere maruz kaldıklarında bile saldırgan ve aşağılayıcı tutumlardan uzak, doğru ve güzel sözlerle karşılık verirler.”
Herkese selam olsun. “Müslümanım” diyen ve engeli olmayan herkesi oruç tutmaya çağırıyorum.
Nedenini yarın yazacağım.