Başka üniversitelerle birlikte İstanbul Üniversitesi’nin de bölünmesi gündeme gelince çok değişik sesler duyuldu. YÖK Başkanına göre yeni bir şey denenecek ve sinerji ile verimlilik artacaktı. Ama herkes aynı fikirde değil.

Bölünmeyi doğru bulmayan isimlerden biri de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne yıllarını veren ve oradaki kürsüsünden emekli olan değerli Şair Hüsrev Hatemi. Konunun gündeme geldiği ilk günden beri bu konudaki düşüncelerini peyderpey tivitleriyle paylaşan Hatemi’nin kimi düşünceleri şöyle:

“Seçmenler TBMM bomba tehdidi ve eylemi altındayken” milletvekili değilim ki “demeden sarsıldılar. Şu halde devletin kurduğu ve 35 yıldan beri eskisinden daha sıkı YÖK, kontrolü altında olan üniversiteleri, TBMM nasıl böler.? Biz meclise “hantal” demiyoruz, Büyük Meclis diyoruz.”

“Bizim seçtiğimiz milletvekilleri de seçmenleri dinlemekle yükümlüdürler. Öğretim Üyeleri müesseselerine sadece maaşla bağlı olsalardı, üzüntü içinde olmazlar ve varsın bölünsün derlerdi. Bölünmek istememelerinin sebebi kurumlarına manevi bağlılıktır.”

“Spor kulüplerine bağlı olan kişileri anlayışla karşılayan hatta kendilerinin birçoğu fanatik olan milletvekilleri, üniversitelilerin kurumlarına bağlılıklarını neden düşünemiyorlar? Üniversiteler hantal değil büyük olurlar. Şu halde hantal dediğiniz kurumları birkaç yıl emekli olanların yerine kadro vermeyerek küçültme yerine bölmek neden? Bu sorunu seçim öncesinde aceleye getirmek AKP’ye sempati besleyenleri azaltacaktır. Ben bile içimde pâyansız inhidam hissediyorum AKP’ye….”

Hüsrev Hatemi Hoca ilerleyen tivitlerinde bu tasarının seçim sonrasına bırakıldığını duyduğunu ve bundan da memnun olduğunu belirtirken, biraderi Değerli Hocamız Hüseyin Hatemi de 28 Şubat ve Alemdaroğlu rüzgârlarının estiği dönemlere ait içeriğinden hiç haberdar olmadığımız başka bir ‘gelişme’ye dair bir tivit attı. Şöyle diyordu İstanbul Hukuk Fakültesi’ndeki kürsüsünden emekli Hüseyin Hatemi Bey:

“İstanbul Üniversitesi merkez binası kanunla hukuk ve iktisat fakültelerine tahsis edilmiştir. Alemdaroğlu bütün fakülteleri Çekmece’ye taşıyacağını Balçiçek Hanım’a açıklayınca kanunun fotokopisini alıp dağıttım, gürüz/alemdaroğlu bir yıl önceki sicilimi kötüye çevirdi, bu iş yattı.”

İlber Ortaylı’nın konuyla ilgili yazısı da meraklılarına ayrıca duyurulur.

Buraya nereden geldik? Ruhlar âleminden.

Seçim havası giderek sertleşiyor. Ajitasyon, hamaset, abartı ve karşıtlığın bin bir türlü hâli de sürekli yükselmede.

Böyle ortamlar, bazı inceliklerin kolayca güme gidebildiği ortamlardır. Gitmesin mümkünse.

Fesleğen dostu başkan

Zeytinburnu’nda yıllardır süren hoş bir uygulama var; Başkan Murat Aydın, her yıl yaz yaklaşırken ilçe sâkinlerine fesleğen dağıtıyor.

Böylece fesleğen saksısını alan herkesin uykusu fesleğen kokabilir. Fesleğeni alan mutlu, veren mutlu. Harika değil mi?