Hedef kim?
Aylardan beri bana en çok sorulan soru , PKK nın üst düzey sorumlularına karşı neden bir operasyon planlanmadığı.
Açıkçası bu söylemi çok da yerinde bir eleştiri olarak görmüyorum.
Yapılıp yapılmadığını anlamak için, son bir yıldır ödül listesinde yer alan kaç kişinin etkisiz hale getirildiğine bir bakmak gerekiyor.
Bu listelerde yer alan kişilerin etkisiz hale getirilmesi sırasında rastgele mi yoksa bilinçli bir şekilde mi operasyon yapılıyor ona da dikkatlice bakmak gerekiyor.
Son dönemde bu listede yer alan kişilere karşı yapılan operasyonlarda asla kayıp verilmiyor ve hatta darbenin nereden geldiği bile anlaşılamıyor. Bu listede yer alan kişiler, çevresinde onlarca teröristlerle dolaşmalarına rağmen kırsal alanda yapılan operasyonlarda temasa girilmeden listedeki kişilere ulaşılıyor.
Bunlar yapılırken de silahlı İHA’lardan faydalanılmıyor. İşin ayrıntılarına girmeden bunun nasıl olabildiğini anlatmaya çalışacağım. Aylar öncesinde yazdığım bir yazıda Özel Kuvvetler Komutanlığı ile Hava Kuvvetleri’nin ortak operasyon yapma yeteneğinin, YDH’lere (Yüksek Değerli Hedef ) karşı inanılmaz bir seviyeye geldiği anlatmaya çalışmıştım. İşte bu eğitim ve teknolojik devrim, casus uydu ve silahlı İHA’larımız olmamasına rağmen ABD ve İngiliz Özel Kuvvetleri seviyesine bizleri getirdi.
Son dönemde Karar gazetesinde ‘Hayalet Timler’ başlığıyla verilen haberin içeriğinde olduğu gibi arazide fark edilmeden bazı operasyonlar gerçekleştirildi. Bu operasyonlar terör örgütünün telsiz konuşmalarına da yansımaya başladı. Telsiz konuşmalarında arazide başlarını çıkardıklarında operasyona uğradıklarını söylemeye başladılar. Arazide ne bir birlik fark ettiklerini ne de İHA gördüklerini söylüyorlardı. Her hareketlerinin nasıl bu kadar rahat meydana çıktığını Kandil’deki merkez telsizine soruyorlardı. Açıkçası ‘biz ne olduğunu anlayamadık siz ağabeylerinize bir sorun’ demeye getiriyorlardı.
Ağabeyleri nasıl olduğunu anlasalar da açıkçası onların da ellerinden fazla bir şey gelmiyordu. Çünkü operasyon yapma şekli onların kısıtlarının çok da üzerindeydi. Ellerinden geldiğince silahlı İHA vermediler, anlık istihbarat paylaşıyoruz diyerek iki saatlik gecikmeyle istihbarat vermeye çalıştılar. Taarruz helikopteri satımını engellediler. Fakat Çılgın Türkler ne yaptılar ne ettiler YDH teknolojisine ve eğitim seviyesine ulaştılar.
Şimdi yaptıkları en önemli şey, Suriye’de TSK’nın kabiliyetlerine kısıtlama getirmek için ortak hareket etmek bahanesini ileri sürmek. Türkiye’nin Suriye’deki PKK üst düzey yönetimine karşı harekete geçmesini engellemek adına her yerde kendi askerlerinin olduğunu öne sürerek alanı daraltmaya çalışmak.
PKK terör örgütünün sözde üst düzey yönetimi , Türkiye’nin yüksek değerli hedef takibinden kurtulmak için ya başka ülkelere kaçmış ya da koalisyon güçlerinin himayesinde olduğu bölgelere sığınmış durumda.
Türkiye silahlı İHA’ların envantere girmesiyle beraber açıkçası diğer kısıtlardan da kurtulmayı başaracaktır.
Önümüzdeki günlerde Kuzey Irak’taki kamplarda yapılan hayalet operasyonlarının açıklamaları muhtemelen PKK kaynakları tarafından da açıklanmaya başlayacaktır.
Türkiye’deki eylemlerin sorumlusu kişilerin akıbetini onlar bile daha fazla gizleyemeyeceklerdir. Önümüzdeki günlerde sanırım sorulacak tek soru.
‘Hedefte bugün kim var?’ olacaktır.