Arap kamuoyu Amerika’nın umurunda mı?
Arab Barometer araştırma kuruluşunun iki yetkilisinin Foreign Affairs’de yer alan makalesine göre Arap kamuoyu Amerika’nın pek umurunda değil ama olmak zorunda. Çünkü son dönemde Fas hariç araştırma yaptıkları pek çok yerde Amerika algısı yerlerde sürünüyor ve Amerika Arap dünyasının kaybediyor, daha da kötüsü Araplar yavaş yavaş gönüllerini Çin’e kaptırıyor. Çoğunluk hala her şeyi Amerika’dan beklese de küskünlükleri artıyor.
İddiaları, tam da İbrahim Anlaşmalarıyla yeni bir bölge düzeni kurulurken 7 Ekim Hamas saldırısının ve ardından gelen yıkıcı askeri operasyonun bütün planları altüst ettiği, rejimlerin istemeyerek de olsa İsrail’le aralarına mesafe koymak zorunda kaldığı. Her ne kadar Araplar İran saldırısı karşısında İsrail’in yanında yer almış olsalar da, bu tutumlarına çok güvenilemeyeceğini, Ürdün’den Fas’a gösterilerin düzenlendiğini hatırlatıyorlar.
Ancak onları asıl endişelendiren bulguları. 2006’dan bu yana iki yılda bir 16 Arap ülkesinde yaptıkları kamuoyu yoklamalarının sonuçları Amerika’yı hiç bir zaman en sevilen ülkeler arasından göstermemiş olsa da 2022’deki sempati tırmanışının bu yıl yaptıkları beş ülkeyi kapsayan araştırmada ciddi düşüş kaydettiğini görmüşler. Buna karşın Çin Gazze için çok bir şey yapmasa da bölgesel beğenide yükselişe geçmiş.
Araştırma sorumluları Michael Robbins ve Amaney Jamal iki yıl önce Amerika’ya yüzde 51’i sempati duyan Ürdün halkının bu yıl itibarıyla yüzde 28’e gerilediğini, bu oranın Moritanya, Lübnan gibi ülkelerde de benzeri düşüşler kaydettiğini, Biden’ın dış politikasına ilişkin soruda çok daha fazla olumsuz görüş olduğunu, 7 Ekim öncesi yaptıkları bir araştırmada Tunusluların yüzde 40’ı Amerikaya sempatiyle bakarken bu oranın üç hafta sonra yüzde 10’a düştüğünü söylüyorlar.
Washington’un geleneksel olarak “Arap Sokağını” ciddiye almadığını bilmelerine rağmen Arap rejimlerinin kendi sokaklarını ciddiye aldığını, siyasetlerini gelen tepkilere göre şekillendirdiğini, dolayısıyla Amerika’yı yönetenlerin de dikkate alması gerektiğini vurguluyorlar. Talepleri, Amerika’nın Filistin sorununa sahip çıkması, Arap sokağının hassasiyetlerini gözönünde bulundurup zemini Çin’e kaptırmaması. Beklentileri Amerika’nın iki devletli çözüm için ortaya işlevsel bir yol haritası koyması.
Amerika bunu yapar mı, yaparsa sadece sorunu yönetmek ve Arap kamuoyunu hoş tutmak için mi yapar kestirebilmek zor. Fakat bir şeyler yapması gerektiği kesin. Ne de olsa başka kimsenin bir şey yapmaya niyeti yok. Arap rejimleri ve genelde Müslüman çoğunluklu ülkeler bu sorunu dışsallaştırmış, dünyanın geri kalanına, BM’nin alacağı kararlara, en çok da Amerika’ya havale etmiş durumda. Ortak toplantılarında dahi insiyatifi başkalarından beklediklerini açıklıyorlar.
Çoğu Hamas oldu bittisini hala hazmedemedi. İran’ı güvenliklerine yönelik en büyük tehdit olarak görmekten vazgeçmedi. Hem akan kanın durması, hem de bölgenin bir nebze olsun istikrara kavuşması için ne yazık ki Amerika’ya, onun inisiyatif almasına ihtiyaç var. AB bu bölgede etkili bir aktör değil. Rusya ve Çin’in Amerika’ya rağmen sonuç getirici bir şey yapması zaten imkansıza yakın.
Öte yandan Amerika da kendinde değil. Yaşlı ve bilinci gidip gelen başkanını bir kez daha seçmekle yerleşik düzen karşıtı, bilişsel yetenekleri tartışmalı eski başkanı arasında sıkışmış halde. Üstelik Amerikalılar Arap Sokağı’nı yönetmeyi de, rejimlerine istediklerini yaptırmayı da iyi biliyorlar. Çin’in bölgeye girmesinden, İran ile Suudi Arabistan’ın arasını bulmasından rahatsız olsalar da krizlerin kendi menfaatlerine olduğunun farkındalar.
Bu tür kamuoyu yoklamalarıyla harekete geçecek, Arap sokağının taleplerini kendileri için veri kabul edecek olsalardı Filistin sorunu çoktan çözülür, oraya buraya müdahaleler olmaz, hatta bölgede otoriter rejim kalmazdı. Türkiye örneğinden bildiğimiz gibi yapılan araştırmalarda halkın kendileri hakkında ne düşündüğünü önemseselerdi iki ülke arasında çok az sorun kalır, son yıllarda yaşanan pek çok gerilim yaşanmazdı.
Yine de bu tür uyarıcı makalelerin yazılması, birilerinin okuyup da dersler çıkartması önemli. Filistin sorunu çözülemese, tarihi Filistin toprakları üstüne ikinci bir devlet kurulamasa bile belki Trump’ın damadı tarafından başlatılıp Biden yönetimince sürdürülen yeni bölgesel düzen fikrinin yüzü suyu hürmetine hiç olmazsa BM Güvenlik Konseyi’nin son aldığı ateşkes kararının uygulanması için kalıcı bir siyasi iradenin oluşmasına vesile olur…