Emredersiniz Bay Kemal...
İktidarlar kan kaybetmeye başladığında, yani hikayenin sonuna yaklaşıldığında her şey o kadar can sıkıcı olmaya başlar ki bütün çabalara rağmen geminin su almasını önleyemeyebilirler.
Eğer zamanında akılcı çözümlere itibar etmemişseniz ve de zamanında geminin mekaniği ile ilgili gerekli tedbirleri almamışsanız, iyi niyetli olsanız bile denizin tam ortasında gemiyi tamir etme imkanlarından mahrum olduğunuz için kaçınılmaz olarak her gün su alan delikler daha da artacak ve siz oturup çaresizce bir mucize bekleyeceksiniz demektir.
Maalesef iktidar tam da böyle bir umutsuzluk dönemini yaşıyor. Ekonomiyi yönetemiyor, enflasyonu önleyemiyor, pazarda, markette, bakkalda her gün katlanarak gelen zamlara çözüm bulamıyor, eğitimden tarıma kadar her alanda devasa sorunların üstesinden gelemiyor ve sadece seyrediyor.
Aslında seçimlere 11 ay kaldığı bir dönemde en azından sandığı kurtarabilmek için mutlaka bir şeyler yapması gerektiğinin farkında. Ancak özellikle 2018’den bu yana ‘ekonomik aklı’ tümden kaybettiği için, daha doğrusu çözüm üretebilecek liyakatli kadroları bile isteye devletten tasfiye ettiği için çözüm üretme kabiliyetini de kaybetmiş bulunuyor.
Bu yüzden de AK Parti iktidarı hiçbir dönemde ihtiyaç duymadığı, hatta dönüp bakma ihtiyacı bile hissetmediği yöntemlere çare diye sarılıyor. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, yaşadığımız son iki-üç yıla bakmak bile iktidarın nasıl bir umutsuzluk arayışı içinde olduğunu görmek mümkün. Öyle ki şu anda dışarıdan bakan bir göz, iktidarın küçümseyerek ifade ettiği “Bay Kemal”in her önerisini anında icraata dönüştürmek için adeta kendi kendisiyle yarışıyor.
Hafızalarımızı tazeleyelim; Yıl 2019, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Seçim Özel” programında bir televizyon kanalında öğrencilerle buluşuyor. Erdoğan o programda, “Birçok öğrencinin ortak derdi olan KYK borçlarını affı veya indirimi var mı?” sorusuna aynen şu cevabı veriyor: “Bu soruya iki türlü cevap verilir, bir Bay Kemal gibi, bir Tayyip Erdoğan gibi. Bay Kemal gibi cevap verirsek ‘Sildim gitti.’ der ama benim Erdoğan gibi cevap vermem lazım. Ben 82 milyonun hakkının olduğu bir parayı korumak uğruna bunu vermem lazım.”
Sonra devran dönüyor ve CHP lideri Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde: “Gençlere sesleniyorum: Faizli KYK borçlarını ödemeyin! Bir sene içinde iktidara geliyoruz; sözünü verdiğim gibi, sizden sadece ana para talep edilecek, o da iş bulduğunuzda” çağrısı yapıyor. Bu çağrının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç zaman kaybetmeden KYK kredi faizi borçlarının silindiğini açıklamak zorunda kalıyor. Yani Bay Kemal istiyor, Erdoğan icraata dönüştürüyor…
Öyle anlaşılıyor ki artık iktidarın bir gözü Bay Kemalde… Mesela Kılıçdaroğlu, “Erdoğan 31 Aralık’ta imzaladığı zamları geri çekinceye kadar ben hiçbir elektrik faturamı ödemeyeceğim” çıkışı yapıyor, iktidar hemen alarma geçiyor ve 1 Mart 2022’de Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine toplantısı ardından günlük ve aylık elektrik tüketimine yapılan indirimi duyuruyor.
Ama iktidarın içine düştüğü durumu keşfeden Bay Kemal durmuyor… Bu kez de Twitter hesabından video paylaşan Kılıçdaroğlu, “Bugün otomobil vergileri konusunu açıyorum, özellikle ÖTV. Şimdi açıkça çağrı yapıyorum, ilk yapacağımız işlerden biri 1.6 motor otomobillerde vergileri bugünün yaklaşık 4’te 1’i oranla indirmek olacak” çağrısını yapıyor.
Ve iktidar yine Bay Kemal’in isteklerini yerine getirmeye devam ediyor… Hemen acilen Resmi Gazete’de yayımlanan yeni karara göre ÖTV kısmen indiriliyor ve Cumhurbaşkanı’nın, ÖTV ve matrahlarının alt ve üst sınırını 3 katına kadar artırabileceği, sıfıra indirebileceği açıklanıyor.
Esas itibariyle AK Parti iktidarı hiçbir dönemde böyle bir duruma düşmemişti. Bildiğimiz AK Parti özellikle seçimlere giderken gümbür gümbür icraatlarını anlatır ve tam bir özgüven içinde vaatlerini sıralardı. Öyle anlaşılıyor ki o bildiğimiz özgüvenini kaybetmiş ve telaşla Bay Kemal’in çağrılarını yerine getirmek için inanılmaz bir gayret sarfediyor…
Aslında bunlar çok da olumsuz şeyler değil, zira demokrasilerde muhalefet bir bakıma iktidarı denetler ve aynı zamanda onu motive eder. Galiba şimdi olan tam da böyle bir şey olsa gerek.