6’lı masa ‘siyaset mühendisliği’ni aşabilir mi?
Siyaset, 2023 seçimleri için şimdiden hummalı bir çalışma içine girmiş bulunuyor. Ülkedeki yoksullaşmanın geniş toplum kesimlerini derinden etkilediği bir dönemde, insanların derdine çare üretme kabiliyetini yitiren Cumhur İttifakı iktidarının sandığı kurtarabilmenin telaşına kapılması son derece doğal.
Geçmişteki iktidarların da zaman zaman başvurduğu gibi bugünkü iktidar da seçim yasaları üzerinde ince işçilik yaparak 2023 için sıkı bir hazırlık yapıyor. Adaletli ve hakkaniyetli olmak kaydıyla iktidarların ellerindeki imkanları kullanmalarında yadırganacak bir durum yok elbette. Bu açıdan bakıldığında seçim yasası teklifinin ‘temsilde adalet’ ilkesiyle bağdaştığını ve de hakkaniyetli olduğunu söylemek de ne yazık ki pek mümkün değil.
Ama öyle anlaşılıyor ki Cumhur İttifakı parlamentodaki sayısal gücünü kullanarak hiçbir siyasi etik kuralına riayet etmeden ve de millet iradesinin arkasından dolanarak siyasetin bileğini bükmekte kararlı…
Hiç kuşkusuz böyle bir tabloda 6’lı masayı oluşturan muhalefet partilerinin de iktidar bloğunun hamlesini dengeleyecek güçlü bir alternatif hazırlık yapması kaçınılmaz. Nitekim 27 Mart Pazar günü DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın ev sahipliğinde bir araya gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti lideri Meral Akşener, Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve DP lideri Gültekin Uysal tarafından iktidarın seçim yasası hamlesine karşı nasıl bir yol haritası oluşturulacağını belirlemek için bir çalışma grubu oluşturuldu.
Çalışma grubu, seçimde hangi bölgede hangi partinin daha çok vekil çıkarabileceği, ortak listelerle seçime girilmesi halinde hangi sonuçların alınabileceği konularında çalışmalar yapacak ve liderlere sunacak. Yeni çalışma grubu ayrıca, seçim güvenliğinin nasıl sağlanacağı, ittifakı oluşturan partilerin hangi bölgelerde nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda da çalışmalar yapacak.
Liderler toplantısı sonrasında yapılan ortak açıklamada, iktidarın seçim teklifiyle altı partinin birlikteliğini dağıtmayı hedeflediği belirtilerek son derece net bir mesaj verildi: “Milletimizin bilmesini isteriz ki, demokratik ilkelere dayanan birlikteliğimiz bu gibi siyasi mühendislik çabalarından etkilenmeyecektir. İş birliğimizi uyum içinde sürdürmeye kararlıyız.”
Evet 6’lı masayı oluşturan siyasi parti liderlerinin verdiği kararlılık mesajı önemli bir adım. Öyle anlaşılıyor ki yol haritası netleştikçe ittifakın toplumla buluşması daha da zenginleşecek.
Ancak verilen kararlılık mesajlarına rağmen, 6 partiden oluşması beklenen Millet İttifakı’nın henüz resmiyete kavuşmaması bir eksiklik. Muhtemelen toplantıda ittifakın resmiyet kazanmasının takvimi de konuşulmuştur. Ama açıklamada bu konuda bir bilgi yok, en azından biz böyle bir bilgiye sahip değiliz.
Unutmamak gerekiyor ki ittifakın netleşmemesi, bir süre sonra doğal olarak insanların zihinlerinde ‘acaba bazı partilerin ittifaka katılması konusunda tereddütler mi var?’ şeklinde soru işaretleri doğurabilir.
Dolayısıyla hiç zaman kaybetmeden 6’lı masayı oluşturan liderlerin bu konuda nihai bir karar vermelerinde yarar var. Çünkü insanlar, ekonomik krizin kabus gibi üzerlerine çöktüğü bir ortamda dertlerine çare olacak güçlü bir sese ihtiyaç duyarlar.
Denebilir ki “Zaten altı lider bu ihtiyaçtan dolayı bir araya geldi ve her toplantıda gerekli mesajları veriyorlar”, doğrudur ama yeterli değil. Eğer Millet İttifakı’nın çatısı resmiyet kazanmadan her ay bir partinin ev sahipliğinde toplanılıp aynı minval üzere ortak açıklamalar yayınlanmaya devam edilirse, dertlerine çare arayan seçmenin adres tespitinde kafa karışıklığı yaşanabilir.
Oysa memleketin içinden geçmekte olduğu sıkıntılı süreç, bu tabloyu seçimlerde tersine çevirebilmek için 6’lı masayı oluşturan muhalefet partilerine milletin tercihini netleştirecek daha güçlü bir Millet İttifakı fotoğrafını adeta dayatmaktadır.
Kuşkusuz şu ana kadar verilen birliktelik fotoğrafı son derece kıymetlidir, ama bunu daha da vazgeçilmez kılacak olan zihinlerde hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ittifak çatısının tahkim edilmesidir.
Her ne kadar ‘siyaset mühendisliği’ projeleri Cumhur İttifakı için avantaj gibi görünse de yönetilemeyen ekonominin yarattığı yoksulluk Millet İttifakı’nın önünü sonuna dek açmaktadır, yeter ki güçlü bir adres olmayı başarabilsinler…