Dolaylı Vergileri azaltmak

Vergi dünyanın her yerinde ve tarihin her döneminde hassas bir konu olagelmiştir.

Veriler ve rakamlar eşliğinde, vergiyi düşünmek, başkalarının fikirlerini tekrarlamaktan daha değerlidir.

Başlayalım.

2023 bütçe gerçekleşmelerine göre hükümet 4,5 Trilyon TL vergi toplamış.

Yuvarlayarak söyleyecek olursak hükümet, 750 Milyar TL de diğer gelirler elde etmiş; bu da yetmemiş ve 1.350 Milyar TL’de borçlanarak 6,6 Trilyon TL para harcamış.

Vergi gelirlerinin %33’ü yani 1,8 Trilyon TL’si gelir ve kazanç üzerinden alınan kurumlar ve gelir vergilerinden oluşmuş; bu vergilere doğrudan alınan vergiler de deniliyor.

Geriye kalan 2,7 Trilyon TL tutarındaki vergilerin tamamına da dolaylı vergiler deniliyor.

Bugün interaktif bir yöntemle vergi sistemimizi birlikte sorgulamaya çalışacağız.

Varsayalım ki mevcut bütün vergiler iptal edildi ve yeni vergi oranları belirlemek gerekti. Yetkili bir kurul kuruldu ve siz de bu kurulun bir üyesiniz. Yani yeni vergiler ve oranlar sizin de tercihlerinizle belirlenecek.

Madem toplumumuz ittifak halinde “dolaylı vergileri azaltalım ve/veya doğrudan vergileri artıralım” istiyor, o zaman soralım.

Ücretlilerin kademeli olarak %40’a kadar yükselen gelir vergisi oranlarını (doğrudan vergiler) artıralım mı? (2023, toplanan vergi 696 Milyar TL)

Görüş ve analiz: Aslında ücretlilerin ödediğini varsaydığımız vergileri ücretliler değil, ücretliler adına işverenler ve devlet ödüyor. Bana sorarsanız ücretlilerden tahsil edilen gelir vergileri “pek çok dolaylı vergiden daha dolaylıdır.

Böyle olduğu için de ücretliler sadece gelir vergisi dilimi artıp, net maaşları %5 eksilince bir vergi mükellefi olduklarını hatırlarlar.

Herkesin cevabı kendine fakat çoğunluğun cevabının “hayır, ücretlilerin vergisi artmasın, şirketlerden kurumlar vergisi alınsın” olması, benim için hiç sürpriz olmaz.

Bilgi: 27 Avrupa ülkesinde, 2021 yılında tahsil edilen kurumlar vergisinin GSYH’ye oranı %3’tür. 2023 yılında, Türkiye’de de bu oran %3’tür. (786 Milyar / 26.200 Milyar)

Bilgi ve analiz: TOFAŞ (FIAT değil TOFAŞ), Ferrari’den sonra dünyanın en kârlı ikinci otomotiv şirketidir. Yüksek kârlılık oranını, yurtiçinde bizlere fahiş kâr oranlarıyla mal satmasına borçlu.

Buna rağmen TOFAŞ’ın ortağı ve araçların lisansına sahip, eşit hisse sahibi Stellantis, gelip Doblo’nun üretimini TOFAŞ’tan aldı ve İspanya’ya götürdü.

Yine dünyanın en kârlı 9. Otomobil Şirketi Ford Otosan (FORD Global değil) 2022 yılında 27 Milyar TL ve 2023 yılında 49 Milyar TL gibi çok yüksek fahiş kârlar elde etmesine ve hiç vergi ödememesine rağmen, Türkiye’de kazandığı parayla gidip Romanya’daki Ford tesislerini 800 milyon dolara satın aldı.

Türkiye’deki pil fabrikası yatırımını da iptal etti.

(Bu olay, yurtdışına yatırım yapıyoruz haydi sevinelim algısına dönüştü)

Yani demek istiyorum ki Kurumlar Vergisi oranı artarsa başka bazı yatırımların da “yurtdışına tüyme” ihtimali var.

Soru: Bu bilgilere rağmen, yine de, zaten Avrupa’nın en yüksek oranlarından biri olan %30, %25, %24 ve %23 kurumlar vergisi oranlarını artıralım mı?

DOLAYLI VERGİLER VE SORULAR

Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergileri artıramıyorsak, dolaylı vergileri mi düşürelim?

Dolaylı vergilerin %70’e yaklaştığı, adil olmadığı ve düşük gelirli gruplar aleyhine işlediğine dair Türkiye’de çok güçlü bir ittifak var.

Özensiz ve isabetli bulmadığım bu iddiayı da bütün boyutlarıyla irdeleyeceğiz.

Sorularla irdeleyelim.

1)Zenginlerin daha çok yararlandığı Veraset ve intikal vergilerindeki vergi oranları düşürülsün mü? (4,6 Milyar TL)

Bilgi: Veraset ve intikal vergisi oranı, 1,7 Milyon TL’ye kadar %1’dir. Kademeli olarak artan bu vergi oranı 31 milyon TL’yi aşan kısımlar için de %10’a kadar yükseliyor. Varlıklılar ve mirasa konanlar için önemli olan bu vergi oranları artsın mı?

Ek Bilgi: Beş Avrupa ülkesinde bu vergi hiç yok, İngiltere’de %20’den başlayıp %40’a kadar çıkıyor; diğer ülkelerin çoğunda Türkiye’den daha yüksek oranlar var.

Oranları düşürelim veya kaldıralım diyenler, gerekçelerini düşünmeye başlasınlar.

2) Motorlu taşıtlar çevreye zarar verir, yolları yıpratır, otopark yapımlarını artırır buna rağmen “Motorlu Taşıtlar Vergisi” azaltılsın mı? (71 Milyar TL)

Bilgi: Türkiye’de yaklaşık olarak 15 yaşından küçük 10 milyon otomobil var. Bu otomobiller de 6 milyon aile ve şirketlere ait. (Motosiklet, kamyon kamyonet, minibüs ve otobüs hariç) Geriye kalan 20 milyon ailenin arabası yok veya 16 yaşından daha yaşlı.

Bu durumda bazı yurttaşlar istese bile bazı kamu mallarını kullanamıyor; yine de kullanabilen varlıklı ailelerden alınan vergiler azaltılsın mı?

3) Elektrikliler hariç, en ucuz otomobilin ÖTV’si %45’le başlıyor ve %220’ye kadar yükseliyor; bir bakıma ÖTV orta halliden az, zenginden çok vergi alıyor, yine de otomobillerdeki ÖTV oranları düşürülsün mü? (346 Milyar TL)

Ek Bilgi: Yurtiçinde satılan motorlu taşıtların en az %60’ı ithal ve en çok %40’ı yerlidir. Yerli otomotivin içindeki yerlilik payı da en çok %50’dir. Yani otomotivin en az %80’i ithaldir. Öte yandan ÖTV oranları düşürülürse otomobil ithalatı patlar ve dövizimizin bitmesi gibi başka bazı sorunlar ortaya çıkabilir.

4)Akaryakıtta litre başına 9,45 TL’ye kadar çıkan ÖTV tutarı azaltılsın mı? (197 Milyar TL)

Bilgi: 2014 yılında Türkiye’deki akaryakıt fiyatları Avrupa’nın en pahalısıydı (2,20 Dolar) şimdi de açık ara en ucuzu (1,23 Dolar). Çok ucuz olduğu için de su gibi kullanılıyor. Arabası olanların, olmayanlardan daha varlıklı olduğunu varsaydığımızda yüksek akaryakıt vergilerinin de daha çok varlıklılar tarafından ödendiği düşünülebilir.

5) Tütün mamullerinde Türkiye, Avrupa’daki en düşük vergileri aldığı halde ÖTV oranlarını düşürsün mü? (146 Milyar TL)

6) Avrupa’nın en yüksek alkollü içki vergisini alan Türkiye bu vergileri düşürsün mü? (63 Milyar TL)

7) Kolalı gazozlardan alınan ÖTV düşürülsün mü? (7,2 Milyar TL)

8) Dayanıklı tüketim ve cep telefonlarından alınan ÖTV düşürülsün mü? (58 Milyar TL)

9) Kredi kullananlardan alınan banka ve sigorta muamele vergisi (BSMV) oranı düşürülsün mü? (108 Milyar TL)

10) Şans oyunlarından alına vergiler düşürülsün mü? ( 108 Milyar TL)

11) Özel iletişim, dijital hizmet, konaklama vs. gibi vergiler azaltılsın mı? (31,5 Milyar TL)

12) Gümrük ve dış ticaret vergileri azaltılsın mı? (125 Milyar TL)

13) Damga vergisi azaltılsın mı? (85,5 Milyar TL)

14) Harçlar azaltılsın mı? (133,9 Milyar TL)

15) Oranları %1, %10 ve %20 olan ve en çok gelir getiren vergi kalemi KDV oranları düşürülsün mü? Bazı ürünlerin %10 ve %20’lik listelerden çıkarılıp %1’lik listelere aktarılsın mı, niçin evet ve niçin hayır? (1.372 Milyar TL)

Dolaylı vergilere dair neredeyse bütün verileri irdelediğimize göre en kritik soruyu soralım: Dolaylı vergilerin tamamının yoksulların aleyhine ve zenginlerin lehine olduğu iddiaları doğru olabilir mi?

Türkiye’de, Türkiye’nin verilerine dayanmayan ve hurafe niteliğinde bir kanaat var: “Gelir ve kazançtan alına vergiler adil ve doğru; dolaylı vergiler ise adaletsiz, yoksul düşmanı ve zenginlerin lehinedir.

Şimdiye kadar irdelediğimiz veriler bence bu görüşü desteklemiyor.

AVRUPA’NIN RAKAMLARI

27 Avrupa ülkesinde vergi gelirleri artı sosyal güvenlik ödemleri toplamının GSYH’ye oranı %41’dir; Türkiye’de bu oran yaklaşık %26’dır.

Avrupa vergi dâhil kamu gelirlerini üç başlık altında topluyor: Doğrudan vergiler, dolaylı vergiler ve sosyal güvenlik ödemeleri.

27 Avrupa ülkesinde, bu üç gelir türü, neredeyse birbirlerine eşittir.

2021 verilerine göre dolaylı vergiler %34, doğrudan vergiler %33,6 ve Sosyal Güvenlik ödemeleri %32,4’tür.

Peki, Sosyal Güvenlik ödemeleri dikkate alındığında Türkiye’de durum nedir?

Bilgi: Sosyal Güvenlik Ödemeleri: SSK primleri, İşsizlik fonu ödemeleri, BES ödemeleri vs.nin toplamı. Analizde, Sosyal Güvenlik ödemeleri rakamı 2023 için iki Trilyon TL olarak varsayılacaktır.

Böylece kamunun 2023 için toplamış olduğu vergi ve sosyal güvenlik ödemeleri toplamını 6,5 Trilyon TL civarında varsaymış oluyoruz.

Bu durumda Türkiye’de, gelir ve kazançtan alınan vergiler (doğrudan) %27,7, dolaylı vergiler

%41,5 ve sosyal güvenlik ödemeleri de %30,8 olacaktır.

Görüldüğü gibi, ortalıkta dolaşan “%65 hatta %70 dolaylı vergi ödüyoruz” iddiası, Avrupa’yla mukayese edildiğinde, kavram olarak bile doğru değildir.

Düzeltelim: Türkiye’de dolaylı vergilerin oranı %65-70 değil, %42-45 civarındadır ve bu oran da Avrupa’ya göre yüksektir.

Kaldı ki, Sosyal Güvenlik ödemelerinin büyük bir kısmı da kaynağında ve kazanca göre tahsil edildiği için sanki doğrudan vergi kavramına daha yakın gibi duruyor.

Fakat Türkiye’de gelir vergisinden toplanan vergilerin düşük olduğu da bir gerçektir.

Bunun da en önemli sebebi “düşük istihdam” oranıdır.

Eurostat 2023 verilerine göre, 20-64 yaş arası istihdam oranı Avrupa’da %75 ve Türkiye’de %56’dır.

Eğer Türkiye’de kadınlar istihdam piyasasına girerse istihdam oranı artar, bu da hem gelir vergisini hem de sosyal güvenlik ödemelerini kesin olarak artırır.

Bunun için de küçük ve orta boy bazı şirketleri yani KOBİ’leri büyütmek için ne gerekiyorsa, yapılmalıdır.

Sonuç olarak bugün dolaylı vergilerle ilgili sorduğum ve herkesin üzerinde düşündüğü soruların tek doğru ve kesin bir cevabı yoktur.

Aslında, Türkiye’nin bütçesi ve kamu borcu gibi bir sorunu yoktur.

İtibarı azalmış ve halkın desteklemekte çekimser davrandığı Ak Parti, son vergi tasarısını niçin gündeme getirdi anlaşılır gibi değil.

Öyle görünüyor ki, basına yansıyan vergi önerileri kanunlaşsa da hükümet eleştirilecek, geri çekse de.

Vergi düzenlemeleri, yorgun ve yıpranmış hükümetlerin değil, yıpranmamış ve herkese umut aşılayabilecek hükümetlerin işidir.

YORUMLAR (39)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
39 Yorum