Siz İmamoğlu olsanız neye aday olurdunuz?
Önce birkaç subjektif gözlem veya tespit paylaşmak istiyorum:
-Beğenin beğenmeyin, Ekrem İmamoğlu yıldızı parlayan bir siyasetçi olarak uzun süre siyaset sahnesinde ve lider pozisyonlarda kalacak.
-İmamoğlu, kendisine parti içinden tepki olsa da, CHP’nin geleceğini temsil ediyor.
-İmamoğlu, CHP geleneğinden gelip halka mesafesiz biçimde “dokunabilen” son 40 yılın yegane siyasetçisi.
Rahmetli Süleyman Demirel siyasetçi için söylemişti ama sanırım bu söz iş dünyasından spora her alandaki “lider”ler için geçerli: “Kendini dışarıdan bakıp gerçekçi gözle göremeyen, başarılı olamaz.”
Bilmiyorum Ekrem İmamoğlu kendine dışarıdan gerçekçi gözle bakabilen birisi mi, ama seçildiğinden beri büyük hata yapmamış olması bana en azından iyi danışmanlık aldığı izlenimi veriyor.
Bugün de gelinen noktada kendi durumunu aslında gerçekçi bie gözle değerlendiriyor; hem aday olarak adını hep en ön planda tutuyor hem de genel başkanını kırmamaya, partisini kırmamaya özel önem veriyor.
Hepimiz şunu biliyoruz: Altılı muhalefetin amacı, seçimi kazanıp anayasayı değiştirmek ve parlamenter sisteme geçmek.
Soru şu: Siz Ekrem İmamoğlu olsanız, kısa dönemde Cumhurbaşkanlığına mı aday olursunuz, uzun dönemde CHP Genel Başkanlığına ve Başbakanlığa mı?
Eğer altılı muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olacaksa, seçimi kazansa da, kaybetse de CHP Genel Başkanlığı’ndan ayrılacak.
Seçimi kazanırsa, büyük olasılıkla seçimden bir süre sonra Cumhurbaşkanlığı değişecek anayasayla birlikte “sembolik” bir makama dönüşecek, parlamenter sisteme geçilince Cumhurbaşkanı’nın elindeki icrai yetkilerin tamamı başbakanın olacak. Seçimi kaybederse, zaten CHP’nin başında durmaya devam edemez.
Siz Ekrem İmamoğlu olsanız ne yaparsınız? Resme bu açıdan baktığınızda Cumhurbaşkanı adayı mı olmak istersiniz, CHP’ye genel başkan ve sonra da başbakan olmak mı?
Tuhaf biçimde, yapılacak anketlerin sonucu Ekrem İmamoğlu’na kararında yardımcı olacak.
Eğer altılı muhalefet bugün gözüktüğü gibi milletvekili seçiminde ancak yüzde 42-44 bandındaysa ve Cumhurbaşkanlığı seçimini de Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu dışında hiçbir aday kazanamıyor gözüküyorsa, altılı masa büyük olasılıkla zaten aday olarak İmamoğlu’nu seçecektir ve İmamoğlu’nun icrai yetki de kullanacağı Cumhurbaşkanlığı öyle 6-7’la sınırlı kalmayabilir.
Yok anketler seçimin altılı masa tarafından yüzde 50’ye yakın oyla rahatça kazanılacağını, Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kendi şahsına en az yüzde 53 oy verildiğini gösteriyor olursa, zaten Kılıçdaroğlu aday olacak, parti genel başkanlığından ayrılacak ve ister istemez genel başkanlık için İmamoğlu’nun önünü açacaktır. Ben CHP’den başka bir adayın çıkabileceğini de, çıksa bile İmamoğlu’na karşı kazanabileceğini de düşünmüyorum.
Soru aynı: Siz İmamoğlu olsanız neye aday olursunuz?
Siyasi bilgelik veya siyasi içgüdü sahibi olmak aynı anda iki şey gerektirir:
1. Önüne gelen fırsatı zamanında kullanmayı bilmek; 2. Siyasetin bir maraton koşusu ve dayanıklılık yarışı olduğunu bilmek.
Bu iki şey birbiriyle çelişiyor aslında. Örneğin 2010 yılında Kemal Kılıçdaroğlu ansızın önüne CHP Genel Başkanlığı fırsatı çıktığında, “Ben uzun bir koşuya hazırlanıyorum, henüz kendimi hazır hissetmiyorum” dese, bugün evinde oturan eski bir milletvekili olurdu.
Yarın Ekrem İmamoğlu kendisine Cumhurbaşkanlığı adaylığı önerildiğinde, “Ama ben aslında başbakan olmak istiyorum” deyip öneriyi geri çeviremez.
Bunlar önüne gelen fırsatı zamanında kullanmakla ilgili örnekler.
Maraton koşuculuğu ise daha çok sabırla ilgili bir konu. Acele eden, enerjisini önce tüketir ve maratonu tamamlayamaz. Bakalım görelim, İmamoğlu ne kadar sabırlı?