Öğrenmeden uzman öğretmen olmak?
Kutu doldurmaca testine odaklanan eğitim, eğitemez diyorum. Peki, eğitimin derecesini ölçmek mümkün mü? Kutu doldurmaca bilgi ölçmüyor mu? Biz nasıl bir eğitimin peşindeyiz? Bu eğitim değilse hangisi eğitim? Acaba bilmek yetiyor mu?
Yetmiyor… Bilmenin, öğrenmenin dereceleri var. En altta ham rakamlar, kelimeler duruyor. Bunlara “veri- muta- data” diyoruz. Bunlar bir düzene sokulduğunda adı “malumat- information” oluyor. Malumat, ancak işe yarar hâle gelince “bilgi”ye dönüşüyor. O bilgiyle yeterince haşır-neşir olunduğunda, o bilgi yıllarca uygulanıp o tecrübelerden bir birikim elde edildiğinde de “bilgelik- hikmet” unvanı doğabilir. Bizim eğitimimiz, sanki ineceği pisti bulamadığı için “malumat” uzayında daireler çizen bir uçağa benziyor.
BLOOM’UN EĞİTİM SINIFLANDIRMASI
Bu düşünceler eğitime uygulanabilir mi? Millî eğitimle ilgili her şey gibi bu soru da hayatî. Öğrenmenin dereceleri varsa bunları bulmak ve ölçmek lazım. İnsanlar bu işi çoktan yapmış. Ta 1956’da Benjamin Bloom, Eğitim Hedeflerinin Sınıflandırması (Taxonomy of Educational Objectives) diye bir makale yazmış. Çalışmasında, öğrenme aşamalarını en ilkelden en işlenmişine doğru sıralamış. Sonra Bloom’a eklemeler, iyileştirmeler bir birini kovalamış. Her bilim alanında olduğu gibi... Bloom’la başlayıp geliştirilen yapı, bugün eğitimde standart sayılıyor.
Bloom, ilk makalesinde, eğitimi şu altı etiketle sınıflandırmış:
Bilgi=> Kavram=> Uygulama=> Çözümleme (Analiz) => Sentez=> Değerlendirme
Bu aşamaların her biri, bir öncekinden daha yüksek bir biliş düzeyi sayılıyor. Bloom’u izleyen araştırıcılar, sınıflandırmanın isimlerle değil, fiillerle yapılmasını daha uygun bulmuşlar. En üst iki aşamaya da yer değiştirtmişler. Sonuç, şu hiyerarşiyi veriyor:
Hatırla => Anla => Uygula => Çözümle => Değerlendir => Yarat
ZİHNİN ALTI- ÜSTÜ
Bu sınıflandırma, Maslov’un ihtiyaçlar sıralaması gibi bir piramit hâlinde gösteriliyor. Şekildeki gibi. Biliş, en temel bilgiden başlayıp daha karmaşık ve değerli zihin süreçlerine doğru yükseliyor.
Öğrenci önce bilgiyi edinecek. Bu fiil olarak “hatırla” talimatına karşılık geliyor. İşte ezberci eğitim, bu aşamaya saplanan, en ilkel düzeydeki eğitimdir. Kutu doldurmayı başarmak için bu seviye yeter. “Anla” aşamasına geçilmiyor, daha kötüsü böyle bir ihtiyaç da hissedilmiyor. Bloom’un sınıflandırmasındaki ilk üç aşamaya “aşağı düzey biliş” deniyor. Alt seviyede kalabilmek için bile hatırlama ve anlamadan başka, bir de hatırlayıp anladığını uygulayabilmek gerekiyor.
Fakat eğitimin gerçek değeri, üstteki üç beceride. Bunlara da “yukarı düzey biliş” deniyor: Öğrendiklerini çözümleme, değerlendirme ve yaratma. Okulda öğrendiklerinizi kendinize göre analiz edeceksiniz, değerlendireceksiniz, yani eleştireceksiniz. Nihayet onlara dayanarak yeni bir şeyler, yeni beceriler, yeni sentezler yaratacaksınız. Bloom’un orijinal sıralamasında “yarat” fiilinin isim hâli “sentez” idi…
ZOR GELDİYSE ÇOKTAN SEÇMELİ YAPALIM
Kolay kavramlar değil. Bloom’un sınıflandırmasını öğrenmeye de Bloom sınıflandırması uygulayabiliriz. Değil mi? Önce aşamaları hatırlayalım. Sonra her birini anlayalım. En sonunda da buna dayanarak dersler, müfredatlar yaratalım. Zor ama değerli işler. Yok, eğer bu konuda sadece kutu doldurmacalı, çoktan seçmeli testi geçmek istiyorsanız o da mümkün. Bloom’un en dip aşamasında, “hatırla”da kalabilirsiniz. YouTube’de hem İngilizce hem Türkçe Bloom videoları var. Bunlardan biri de tam bizim yardımcı test kitapları gibi. Uzman Öğretmenlik Sınavı içinmiş: https://youtu.be/7V8EZ7Cld_o Bırakın bu zor işleri. Bütün yapmanız gereken şu cümleyi hatırlamak: “Bloom, öğretmenleri sevmeyen, öğretmenleri zora sokan KÜSDAH biriymiş.” Küstah’ı yanlış yazdın diyeceksiniz. Yok, doğru yazdım. Çünkü böyle yanlış yazınca kutu doldurmacada net puan kazanıyorsunuz. K= Kavrama, Ü= Uygulama, S = Sentez, D= Değerlendirme, A= Anlama, H= Hatırlama. (Biliyorum, biliyorum Ü değil U olacak ama idare ediverin.)
Hani fiiller? En önemlisi, hani aşağıdan yukarıya sınıflandırma; hiyerarşi nerede?
El cevap: Sen bu kafayla testten zor geçersin. Ezberle, uzman öğretmen ol! Al maaşını. İlla anlaman mı lazım?