Sabredin!
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kurban Bayramı mesajında sabır isteyerek şunları demişti: “Küresel ekonomideki bozulmanın ülkemize olan etkileri yanında kurdaki dalgalanmanın ve hayat pahalılığının insanlarımızın günlük hayatlarında yol açtığı zorlukları elbette biliyoruz. Aldığımız tedbirler ve hayata geçirdiğimiz programlarla bunların üstesinden geldikçe elimizdeki imkanların ve kat ettiğimiz mesafenin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Milletimden hayata geçirdiğimiz programlara daha güçlü destek ve biraz daha sabır talep ediyorum.”
Ama bu sabır isteme işi yeni değildi... Mesela Ekim 2020 Van Kongresinde yeni bir kurtuluş savaşı verdiklerini belirterek “Ekonomide önemli adımlar atıyoruz. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle 2023’e kadar bu süreci tamamladığımızda diğer alanlarla birlikte ekonomide de bambaşka bir Türkiye’yi milletimizin hizmetine sunacağız. Bunun için milletimizden biraz daha sabır, metanet, gayret bekliyorum” demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sabır tavsiyesi aslında çok defa yapıldı. Nisan 2022’de de “Allah’ın izniyle hem vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmeyecek hem de bizi ekonomideki hedeflerimizden uzaklaştırmayacak bir yöntemle bu işin içinden çıkacağız. Eskiler ‘Sabırla koruk helva olur.’ derler. Biz de milletimizle birlikte sabredecek, azmedecek, mücadele edecek ve mutlaka neticeye ulaşacağız” demişti.
Sabretmeyi sadece makro ekonomik olarak görmeyip bireye ve inanca da dayandırmıştık: Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan Ekim 2020’de “Bu hayatın albenisine kendisini kaptıran insan, dünyasını da ahiretini de kaybeder. Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir” dedi. Ardından Aralık 2021’de de “Muhakkak ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele!” dedi.
Güzel günler için sabredilmesi gerektiğini sıkça dile getiren Erdoğan Şubat 2022’de de “Biz çalışacağız, milletimiz sabredecek ve inşallah güzel günlere hep birlikte kavuşacağız. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım.” diye konuşmuştu.
***
Aralık 2021’de yeni model için önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan aynen şu şekilde durumu izah etmişti:
“Türkiye’yi üretimle büyütmek, faiz kıskacından çıkarmak ve bunun tamamen bitirilmesi için ‘ekonomide yeni dönemi’ başlattık. Kararları da bu yönde alıyoruz. Bu kararlar yeni Ekonomi politikasının uygulanması noktasında önemli. Altı aylık bir süreç öngörüyoruz. Zor olanı seçtik ama 4-5 aya toparlanacağız, 6 ay sonra ise meyvelerini yiyeceğiz. Vatandaş da bunu hissedecek. Üretimle yabancı yatırımcıların dikkatini çekeceğiz. Çin böyle büyümüş. Biz pazara daha yakınız, onlardan daha avantajlıyız”
Ve 3 gün önce Kayseri konuşması:
“Milletimizin geleceğine balta vuran gözü doymazların hesaplarını ellerine tutuşturmakta kararlıyız. Bir kısmı piyasalardaki tedirginlikten bir kısmı da fırsatçılıktan kaynaklanan dengesiz fiyatlamalar yavaş yavaş durulmaya yerli yerine oturmaya başladı. Türkiye’yi son 20 yılda nasıl her badireden çıkarmış asırlık hizmetlerle buluşturmuşsak inşallah bugünkü sıkıntıları da yine biz çözeceğiz. Son 20 yıldır olduğu gibi Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023 senesinde de vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz. Bunun için insanlarımızdan sabır bekliyorum. Denizi geçen Türkiye’yi derede boğma hesabı yapanların heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakmak için sizlerden destek istiyorum”
***
İşin özetini size bırakayım. 2018 seçimlerine giderken Trabzon'da iş insanlarına yaptığı konuşmada da ‹sabır› diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'da belki de en istikrarlı değişmeyen tek şey bu olsa gerek.
Sabır istiyor ama sabır için ne geliyor? Bunu da sizlere bırakıyorum...
Ucuz işgücü üzerinden kalkınma modeli kısa sürede meyve verecek bir model olamaz. O nedenle eğer Çin Modeli için sabrediyorsak en azından önümüzde daha bir kaç 10 yıl daha var demektir.
Ama ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yıl sabır için iki temel dayanağı olduğunu düşünüyorum. Kış aylarında yaz ayları için beklediği sabır gerçekleşmedi. Tarımda hasat olacak ve gıda fiyatları düşecekti ama olmadı... Hatta önümüzdeki kış asıl sabretmemiz gereken tarih olacak gibi. Çünkü tarla fiyatları bile şu anda feci şekilde yüksek...
İkinci sabır noktası önümüzdeki şubat-mart ayları... Orada da enflasyondaki baz etkisinden yararlanmayı düşünüyor. Fakat bence bu beklentisi de boş çıkacak... Çünkü maliyet tarafı ve belirsizlik riski fiyatlandırma davranışlarını çoktan bozdu bile...
***
Kala kala tek sabır noktası kalıyor... Ülke ekonomi yönetiminin akla ve bilime dayalı yönetilmesi.
Onun işçin de tek seçenek seçim sandığı... Başka sabredecek nokta görülmüyor.