‘Savaş suçları turistik eğlence değildir’
Burger King 1999 senesinde Batı Şeria’daki gayri meşru İsrail yerleşimlerinden birinde şube açmıştı.
Amerika Birleşik Devletleri’nden bir sivil inisiyatif grubu (American Muslims fır Jerusalem / Kudüs’e Adanmış Amerikan Müslümanları) ‘Uluslararası hukuku çiğniyorsunuz, işgal suçuna ortak oluyorsunuz. Bundan vazgeçin, aksi takdirde size karşı boykot kampanyası başlatacağız’ diyerek Burger King’i uyardı. Uyarı işe yaramayınca boykot kampanyası başladı. Arap Birliği’nin de -hayret!- bir ucundan tuttuğu kampanya etkili oldu ve Burger King özür dileyip o şubesini kapattı.
Bu gelişme üzerine Amerika Birleşik Devletleri’ndeki İsrail lobisi ayağa kalktı, hükümeti harekete geçirdi ve İsrail’in Batı Şeria’daki işgal politikasına darbe vuran o grubu dağıttırdı.
***
İşgal suçuna ortak olan uluslararası şirketler sorunu günümüzde de var maalesef.
Uluslararası AF Örgütü (UAÖ) dün yayımladığı “İstikamet: İşgal” başlıklı raporunda, internet üzerinden otel ve etkinlik rezervasyonu yapmayı sağlayan Airbnb, Booking.com, Expedia ve TripAdvisor şirketlerinin Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerinde faaliyet gösteren müesseselere de portföylerinde yer vermek suretiyle “hukuka aykırı İsrail yerleşimlerinde turizmi destekleyerek yerleşimlerin varlığına ve genişlemesine katkı sağladığı”nı belgeliyor. Rapora göre “İsrail’in İşgal Altındaki Filistin Toprakları’na İsrailli sivilleri yerleştirmesi uluslararası insancıl hukukun ihlali ve savaş suçudur. Buna rağmen, dört şirket, yerleşimlerdeki faaliyetlerini sürdürüyor ve hukuka aykırı bu durumdan kazanç elde ediyor.”
Raporda incelenen yerleşimlerden biri, Han el-Ahmer Bedevi köyüne iki kilometreden daha az bir mesafede yer alan ve turizm merkezi olarak gelişen Kfar Adumim. İsrail Yüksek Mahkemesi, Han el-Ahmer köyünün İsrail güçleri tarafından tamamen yıkılmasına yeşil ışık yakmıştı. UAÖ, Kfar Adumim ve civarındaki diğer yerleşimleri, “yerel Bedevi topluluğuna yönelik insan hakları ihlallerinin temel nedeni” olarak niteliyor.
UAÖ Küresel Ölçekli Tematik Konular Direktörü Seema Joshi konuya ilişkin yaptığı açıklamada dedi ki: “İsrail’in Filistinlilere ait topraklara hukuka aykırı biçimde el koyması ve yerleşimleri genişletmesi, çok büyük acıları kalıcı hale getiriyor. Filistinliler evlerini terk etmeye zorlanıyor, geçim kaynakları yok ediliyor ve içme suyu gibi temel haklarından yoksun bırakılıyor. Airbnb, Booking.com, Expedia ve TripAdvisor, paylaşımı ve karşılıklı güveni şiar edindiklerini ileri sürüyor, ancak yerleşimlerde sürdürdükleri ticari faaliyetlerle insan hakları ihlallerine katkı sağlıyorlar. İsrail hükümeti yerleşimlerde gelişimini sürdüren turizm endüstrisini yerleşimlerin varlığını ve genişlemesini meşrulaştırmanın bir yolu olarak kullanırken, internet üzerinden rezervasyon şirketleri de bu amaca ortak oluyor. Söz konusu şirketlerin işgal altındaki topraklarda yer alan hukuka aykırı yerleşimlerdeki tüm ilanlarını kaldırarak insan haklarını savunmasının zamanı geldi. Savaş suçları turistik eğlence değildir.”
UAÖ’nün raporu, Filistinlilere ait toprağı ve doğal kaynakları sömürmeleri için İsrail hükümetinin yerleşimcilere izin verdiğini ve onları teşvik ettiğini, söz konusu şirketlerin de bu sömürüden yararlandığını ortaya koyuyor.
Seema Joshi’yi dinemeye devam edelim: “Bu şirketler doğal koruma alanlarına düzenlenen gezilerin reklamını yapıyor ve turistleri patikalarda yürüyüş yapmaya, çöl safarilerine katılmaya ve yerel üzüm bağlarında üretilen şarapları tatmaya davet ediyor. Tüm bunlar Filistinlilerden hukuka aykırı bir biçimde el konulan doğal kaynaklar olsa da söz konusu etkinliklerden yalnızca yerleşimciler ve onlarla iş yapan internet şirketleri kazanç sağlıyor.”
Söz konusu şirketlerin hepsi, Kfar Adumim yerleşimi içinde veya civarında yerleşimcilerin işlettiği kiralık mülklerin ilanlarını yayımlıyor. Airbnb, Booking.com ve Expedia bunlara ilaveten “İsrail’de Çöl Kampı”nın reklamını da yapıyor; gecede 235 Amerikan dolarına kadar ödeme yapan misafirlere “çölün sükunetini deneyimleme ve İsraillilerin sıcak misafirperverliğini tatma imkânı”!
Söz yine Joshi’de: “Pazarlanan kamp deneyimleri bir zamanlar Bedevilerin sürülerini otlatmak için kullandığı topraklar üzerinde yer alıyor. Kfar Adumim yerleşimi büyüdükçe geçim imkanını kaybeden birçok Bedevi çoban artık insani yardıma bağımlı durumda. Bu şirketlerin Kfar Adumim’de turizmi destekleyerek kazandıkları her kuruş, insan hakları ihlallerinden elde ediliyor. Yerleşimciler, bölgeye turist çekmek için Bedevi kültürünü kullanarak Bedevilerin yaralarına tuz basıyor.”
***
“İstikamet: İşgal” raporunda Batı Şeria’da başka yerlerden ( Doğu Kudüs dahil) de hukuk ihlali örnekleri veriliyor ve söz konusu şirketlerin bu ihlallere desteği anlatılıyor.
O şirketleri ve İsrail’i fevkalade rahatsız edecek bir rapor… Neyse ki Uluslararası Af Örgütü, İsrail lobisinin şikayeti üzerine kapatılabilecek bir kuruluş değil.