Peki nasıl oldu bu?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz “Bu seçim, tarihimizin en büyük şaibelerinden biridir” dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Neredeyse bütünü usulsüz”, “Organize suç” dedi.
AK Parti yayın organı Star “sandıkta darbe” dedi.
Bu ifadeler yerli yerinde ise, İstanbul seçimlerinde AK Parti müthiş bir gaflet ve acziyet manzarası sergiledi demektir.
Öyle ki, “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” diyerek girdiği seçimlerde her zamankinden daha uyanık olması gerekirken horul horul uyuyarak sandıkları muarızlarının insafına terk etti.
Öyle ki, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz tecrübelerine rağmen ve devletin bütün aygıtları elinde olduğu halde, “tarihimizin en büyük şaibelerinden biri” olan “neredeyse bütünü usulsüz” bir seçimle “sandıkta darbe” yapma hazırlığını önceden haber alıp boşa çıkaramadığı gibi, bu “organize suç”un icrası sırasında da duruma uyanamadı.
Öyle ki, iktidar partilerinin ve dahî ordunun ‘İrticaya geçit yok!’ diye haykırdığı eski Türkiye’de Refah Partisi’nin İstanbul’u kazanmasını engelleyebilecek hileler yapılamazken AK Parti’nin -Tek Parti dönemindeki CHP’den beri başka hiçbir partinin elde edemediği bir güçle- iktidarda olduğu yeni Türkiye’de AK Parti’ye böyle bir tuzak kurulabildi.
***
AK Parti’nin İstanbul’daki seçim sonuçlarına itiraz etmesi tabiidir, hukuki yolları tabii ki sonuna kadar deneyecektir, bunda yadırganacak bir şey yok; ama bunu yaparken seçim hakkında “tarihimizin en büyük şaibelerinden biri”, “neredeyse bütünü usulsüz” gibi ifadeler kullanması kendi kendini tahkirdir vesselam.