İYİ Parti’li Ağıralioğlu’na selam
Sorsanız hepimiz medeniyiz, uygarız; ama fikrî ve siyasi tartışmaları medenîce/uygarca yürütmeyi becerenlerimiz pek az.
İster iktidar adına olsun ister muhalefet adına, ister dindarlık adına olsun ister laiklik adına, ister şu ekol adına olsun ister bu ekol adına, muarız gördüğü kişiyi veya cenahı eleştirirken kabalaşmayı ve dahî belden aşağı vurmayı marifet belleyen belleyene.
Eleştiride edep can çekişiyor.
Son çarpıcı örnek: Mariam (Meryem) Kavakçı’nın maruz kaldığı çamur fırtınası.
***
Kuala Lumpur Büyükelçisi Merve Kavakçı’nın kızı Meryem Kavakçı ne diye cumhurbaşkanı danışmanı yapıldı?
Bu tabii ki sorgulanacak, tartışılacak.
Meryem Hanımın şu veya bu sosyal medya paylaşımının yadırganmasında, eleştirilmesinde de bir fevkaladelik yok.
Ama…
“Ama”sını İYİ Parti TBMM Grup Başkan Vekili Yavuz Ağıralioğlu dün Meclis kürsüsünde şöyle anlattı:
“Akraba olanları tercih etmenizin bürokrasiyi çözen, çökerten; bürokrasideki üslubu, istihdam etme ahlâkını, geleneğini bozan bir tarafı vardır. Tefessüh eder. Şimdi buna karşı çıktığım kadar, bir şeye daha karşı çıkıyorum. Muhalefet de dinlesin, istirham ediyorum. Bu kızımızın soyadı üzerinden istihdam edilmesini mevzu ederken izzete, iffete, ahlâka, namusa mugayir, bu kadar pespaye, bu kadar iğrenç, bu kadar dinle, imanla, vicdanla, izanla bir araya gelmeyecek cümleyi kurup, sosyal medyada bir de böyle koca koca adamların etiketle rozetle arz-ı endam etmelerinden vallahi şu kadar rencide oldum: İnsanın milletinden ümidi kesilir mi? İnsanın milletinden ümidi kesiliyor. Biz iktidara kızarken, iktidarın yaptıklarını tenkit etme imkânı elimize geçince limitsiz hakaret, üslupsuz, izansız, ferasetsiz, ahlâksız bir siyasal dil nasıl kullanırız? Bugün bu mevzuyu tenkit edeceğiz diye bir hanımefendinin, bu sizin kızınız da olabilirdi, ben istihdamını asla meşru görmüyorum, ama buna hükümeti tenkit etmek için bir mevzi yakaladık hevesiyle canhıraş yapışıp, bir hanımefendinin, bir kızımızın, bir kadının izzetine, iffetine, namusuna bu kadar pespaye cümle kurulmasına da asla razı olamayız. Yani siyasete bir üslup kazandıracaksak, siyasetin tenkit diline de bir üslup kazandıracaksak; benim hususiyetle kendi nefsime de çok rahatlıkla bu payları verdiğim için konuşabiliyorum, hükümeti tenkit etmek başka bir şeydir, hükümete kızacağız diye mukaddesat saldırganlığı başka bir şeydir. Hükümete kızacağız diye bir kızcağızın izzetine, iffetine, namusuna bu kadar galiz cümlelerle cümle kurmak başka bir şeydir.”
***
Hülasa, “Edeb, Yâ Hû” diyor Yavuz Bey.
Selam olsun, Allah razı olsun.