Kısa adı AfD olan Alternative für Deutschland (Almanya için Alternatif), Stuttgart’ta düzenlediği kongreyle iktidar yürüyüşüne hazırlanıyor.

Malum; yabancı düşmanlığını -bilhassa İslam/Müslüman düşmanlığını- meslek edinen bu parti, son eyalet seçimlerinde ‘rüştünü’ fena halde ispat etmişti.

Stuttgart’taki kongre münasebetiyle nümayişler tertipleyip polis tarafından coplanmak ve derdest edilmek pahasına AfD’yi tel’in eden birkaç bin Alman başımız gözümüz üstüne, fakat Almanya siyasetinde yabancı düşmanlığının yükselişi önlenebileceğe benzemiyor.

AfD ile kalsa gene iyiydi; kalmıyor ama.

AfD’yi doğuran kültürel ve sosyal iklim, “merkez partileri”ni de bu yönde ‘ses’ vermeye sevk ediyor.

Hıristiyan Birlikçileri değil sadece; Sosyal Demokratları da.

Yeni değil, öteden beri.

***

Sosyal Demokrat Partili eski başbakanlardan Gerhard Schröder daha 2005 senesinde “Almanya’da paralel cemiyetler istemiyoruz” diye haykırmış, o dönemin Yeşiller kökenli Sosyal Demokrat Partili İçişleri Bakanı Otto Schily de “En iyi entegrasyon asimilasyondur” diye kestirip atmıştı; tam AfD’nin ağzına layık.

Aynı partiden Thilo Sarrazin, 2009’da verdiği bir mülakatta çok daha ileri gidip, Almanya’daki Türklerin ve Arapların entegrasyona direnen asalaklar olduğunu ‘tespit’ etti, 2010’da yayımlanan bir kitabında Türklerin Almanya’yı işgalinden ve dahî cahilleştirmesinden dem vurdu, şimdilerde de Suriyeli muhacirlerin teşkil ettiği kültürel tehdide dikkat çekiyor!

Schily’den bahsederken “Yeşiller kökenli” dedik… “Yeşiller” demişken: Geçen senenin kasım ayındaki parti kongresinde Yeşiller’in liderlerinden Cem Özdemir, masum insanların katledildiği terör eylemlerinden İslam’ı sorumlu tutmamak gerektiğine dair laflara artık katlanamadığını söyleyince kongre salonu alkıştan yıkıldı. Böylece, “multikulti” partisi Yeşiller’in “Islam is an evil religion” (“İslam kötücül bir din”) diyen ABD’li evanjelist kanaat önderi -11 Eylül saldırıları üzerine “Yeni bir Haçlı Seferi” ilan eden George W. Bush’un da akıl hocası- Franklin Graham’a katıldığını öğrenmiş olduk!

***

Siyasette İslam düşmanı görmek için Almanya’ya kadar gitmeye gerek yok.

Efendimiz’e (sallallahu aleyhi vesellem) hakareti marifet belleyen CHP’li ve HDP’li siyasetçiler malum.

Bu partilerin ‘yabancı’ düşmanlığı da malum. (“Yabancı”yı tırnak içine aldım, çünkü düşmanlık ettikleri Suriyeliler bize yabancı filan değil.)

Kahramanmaraş’ta Suriyeliler için bir mülteci kampının inşa edilmesini engellemek isteyen CHP’li ve HDP’li milletvekilleri geçenlerde beraberce nümayişe koştu. O milletvekillerinden Hüseyin Çomak (CHP), Suriyeli muhacirlere niçin karşı olduklarını anlatırken “Çünkü kültürleri, ahlâk anlayışları bizden farklı” dedi. AfD’liler, PEGIDA’lılar da Müslüman göçmenlere düşmanlık ederken aynı şeyi söylüyorlar.

Almanya ve genel olarak Batı’daki yabancı düşmanlığının dayandığı “Yabancılar işlerimizi elimizden alıyor”, “Sosyal güvenlikten geçinen yabancılar ekonomimize yük oluyor”, “Yabancılar suç makinesi” gibi argümanlar da aynen tekrar ediliyor Suriyeli muhacirler meselesinde.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Suriyelilerin daha maliyetlerinin farkında değiliz. Yarın göreceksiniz bu insanlardan yeraltı dünyasının önemli aktörleri çıkacak. Bütün düzenimiz bozulacak” demeye kadar vardırdı ‘yabancı’ düşmanlığını. Al sana AfdT: Alternative für die Türkei!

Geçen seçim döneminde “Gaziantep’den 500 bin Suriyeli gidecek, 500 bin turist gelecek” diyen MHP’li Ümit Özdağ ve “Ordu beni seçerse, buraya bir tane bile Suriyeli sokan namussuz şerefsizdir” diyen MHP’li Cemal Enginyurt’u anmadan geçmeyelim.

Almanya’da “Türkler dışarı!”, Türkiye’de “Suriyeliler dışarı!”

Al birini, vur ötekine!

***

Bu vesile ile, yol kesip Kürt olmayan sürücülerin arabalarını yakan PKK’lıları ve “Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz. Haddinizi bileceksiniz!” diyen HDP’li Sırrı Sakık’ı da analım.

Onlara göre Çerkesler, Boşnaklar, hatta Türkler bile düşmanlığı hak eden yabancı kategorisinde!