Kalp çarpıntılı bir hikaye
Avrupa macerasını çok erken noktaladı. Tarihin en uzun ligine, çok kötü başladı. Spor medyası Sergen hoca 10. haftayı göremez dedi. Başkan ve yönetim ile devam eden sorunlar. Sergen Yalçın rahat kişilik stres kaldırmaz, istifa eder arkasına bile bakmaz. Kaybedilen maç sonları, oynattığı genç oyuncular ve yaptığı transferlerle ilgili eleştiriler. Tek korkusu, büyük taraftarını üzmekti. Unutulmayacak, Milli maç arası, şampiyona o kadar iyi geldi ki, planlama yapılsa bu kadar iyi olamazdı. Saha içerisinde birbirlerine inanmış futbolcular, saha kenarında zafere kenetlenmiş teknik ekip. Beşiktaş oynuyor, rakibi seyretmek zorunda kalıyordu. Sergen hoca maçı ilk 45 dakika da bitirmeliyiz, sonrası bizim için kabus oluyor dedi. Kartal bir çok maçı ilk yarıda bitiriyordu.
Kısıtlı, dar ve yıldızı az kadronun ne zaman takılacağını, yarışta büyük yara alacağını bekleyenlere sahada alınan sonuçlar en güzel cevap oluyordu. Üstelik çok uzun bir galibiyet serisi yakalamadan.(6 Galibiyet)
Tarih’in en uzun ligini, oynadığı oyunla domine eden son haftalara stres ve sakatlıklar girmese rahat kazanacağı şampiyonluğa kalp çarpıntılı bir hikaye ile noktalayan kara kartal mucizevi bir destan yazdı.
Sergen Yalçın’ın gözyaşları bu hikayeyi ve daha fazlasını anlatıyor aslında. Gerçekten içten, gerçekten Sergen. Dünyanın en vurdum duymaz büyük yeteneklerinden biri olarak geçirdiği futbolculuk kariyeri sonrası, dar ama doğru yönettiği kadroyla yakaladığı şampiyonlukla, yıllardır hepimizden sakladığı o içten, o gerçek Sergen’i gösterdi.
Beşiktaş’ın geçmişte kazandığı kupaların en unutulmaz mimarlarından Gordon Milne, genç bir öğrenciyi, çok iyi bir futbolcuyu, kalbini, ruhunu Beşiktaş’a vermesi çok önemliydi. Onun olgunlaştığını gördüm. İlk sezon şampiyon oldu. Sergen Yalçın ile gurur duyuyorum.
Ali ECE: Kimse benim gibi düşünmek zorunda da değil ama herkes düşünmek zorunda: Sezon başı Beşiktaş’ın ilk 5’e dahi giremeyeceğini iddia edip çifte kupa başarısını takdir edenlere sakın kızmayın, onlar objektif şekilde Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek deyimindeki gibi Sergen’in hakkını Sergen’e teslim ediyorlar! Sergen Yalçın, Beşiktaş’ın ta kendisi. Fulya’nın tozlu toprağı var ayaklarında, Çarşı’nın ruhu var arkasında, Süleyman Seba’nın öptüğü elinin duası var.
Namağlup, statsız şampiyon olan Beşiktaş seyircisiz, yönetimsiz, dar kadrosu ile çift kupa alarak yıllarca hafızalarda kalacak bir hikaye yazdı.
Kolay kazanılan zaferler ucuzdur, Kazanmaya değer olanlar ise zorlu bir mücadelenin sonunda gelir.