Gazetemiz iki gün önce ‘Biz dünyada değil miyiz’ başlıklı bir manşet ile çıktı, ekonominin değişkenliği ile ilgili. Biz de futbolda bu harcamaları görünce artk uzayda olduğumuzu düşünmeye başladık. Ekonomi kurmayları üç yıllık bir plan çalışması çıkardılar ortaya A’dan Z’ye 2026’da neyin nereye geleceği, döviz kurunun ne kadar olacağını devlet büyüklerinin hangi araçlara bineceğini ek vergileri, büyük güç olacağımızı tabi ki Hans’ın bizi kıskanacağını.
Sahibi olmadıkları kulüp yöneticilerinin kendi reklamlarını yapmak, egolarını iyi yerlere getirmek düşüncesi ile birbirleri ile girdikleri uçak kaldırma yarışında son üç güne girdi. Kim daha iyisini getirecek, manajer ihalesine sokulan oyuncuları kim ikna edecek. A takımdan oyuncuya 1.5 milyon euro maaş + sınırsız uçak bileti + dayalı döşeli ev, B takımdan 1.6 milyon euro maaş ev + araba + istediği zaman gezeceği içi hazırlatılmış özel uçak.
Türkiye Futbol Federasyonu her sezon için transfer bütçesi hazırlar, aşağı yukarı bu limitlerde çok değişim olmaz en fazla Fenerbahçe-Galatasaray arasında değişir, arkadan Beşiktaş gelir sonrası sırası ile devam eder. Yeni yükselen takım az bütçe ile lige başlar. En fazla bütçeyi alan takımlar en çok borcu olan takımlardır, bu da değişmeyen bir gelenektir. Fenerbahçe ilk defa borçlarında biraz düşüşe geçti, baştan kadro yenilemeye gitmese yaptığı 60 milyon euro satış ile borçlarını minimum seviyeye çekebildi. Beşiktaş kendi yağında kavrulmamın peşinde ona da tataftar izin vermiyor. Son şampiyonu ise çözebilen yok 150 milyon euro bonservisi olan oyuncu topluluğu Galatasaray aşkından dolayı 30-40 milyonlara imzalar atmış. Ndombele, Zaha, Florya doğumluymuş, Tete, Ziyech efsanesi ise kuruluş 1905’lere dayanıyormuş.
Transfer bitimine saatler kala Trabzonspor son atakları ile biraz kendini göstermeye başladı, transferde aşk yaşayan Galatasaray, yabancı oyuncu alımını bitirdi, Türk aşkı bulursa transfer yapabilir.
Fenerbahçe’nin olmazsa olmazı 6 numara eğer alınmaz ise ilk mağlubiyet taraftar ile Ali Koç başkanı karşı karşıya getirebilir. Beşiktaş ise ucuz yerli oyuncu peşinde. Sonuç olarak baktığımızda ekonomistler, ekonominin içinde olanlar Türkiye’yi uzun sürede sıkıntılı günlerin beklediğinden bahsediyor olsa da bu ekonomi futbolu vurmadı. Belki de transfer alımlarını çok iyi yapan kulüp yöneticilerini ekonominin başına geçirsek sıkıntılı zamanlardan bizi kurtararırlar!
