Futbol, şampiyon olmanın değil duyguların oyunu olarak bize yaşamı yaşamayı öğretiyor. Kazanmanın kaybetmenin önemsiz olduğunu anladığımız günlerdeyiz. İstanbul’da taraftarın çok sevdiği ilkbahar havası olmasına rağmen stadın etrafı kalabalık ama bir o kadar sessizdi. Cezalı Jesus, Samet’e olan güvenini yeni transfer Oostervolde’ye göstermeyerek oyuna yedek başlattı. İlhan Palut sonrası zor günler geçiren Konyaspor ise moralsiz olarak İstanbul’daydı. Eksik oyuncularının yanına maç günü kaleci Sehic ve iki oyuncu daha eklenince misafir takım için maç öncesi işler iyice sıkıntılı hal aldı. Taraftar maç öncesi atkılarını sahaya kenarına depremzedeler için yolladı.

Hakem Halil Umut Meler olunca oyunda iki taraf için stresli ve 20 dakikaya 4 sarı 1 kırmızı ve bir penaltı sığdı. Zajc sahada olduğunda Fenerbahçe ofansif anlamda daha üretken oluyor. Ferdi ve Rossi’de buna eşlik edince atakların çoğu sağ bölgeden gelişti. Konyaspor durağan maç bitse de gitsek havasında olunca sarı-lacivertliler rahat kendilerini yormadan tabiri caiz se koşmadan bir ilk yarı geçirdiler. Gaza basıp organize çıkılan son atak da Rossi’nin güzel asistini kolay pozisyonları atamayan, zorun zorunu seven Valencia ‘goat’ lakabının hakkını verdi.

İkinci yarı Fenerbahçe ilk yarıya göre temposunu arttırarak başladı İrfan Can son pasları iyi yapabilse kopan oyun tamamen bitmiş olacaktı. Pas hatalarına dayanamayan kenar yönetim İrfan’ı oyundan aldı. Lincoln ,Szalai golleri rahat olan maçı daha da rahatlattı. Ali Başkan’ın sahaya inerek doğum gününü kutladığı Arda oyuna girdikten sonra hünerlerini gösterdi. İrfan’ın bu kadar formsuz olduğu dönemde genç yıldızın ilk 11 de olmaması çok düşündürücü. Jesus dün akşam kenarda değildi, locadan belki farklı gözle izlediyse konu ile ilgili bir müdahale yapabilir.

İlhan Palut gönderilmesi sonucu bazı futbolcuların tavırları, bazılarının gitmek istemeleri yönetimde oluşan sıkıntılar Arabam Konyaspor için büyük sıkıntı herhangi bir müdahale gelmez ise son haftalar da düşme tehlikesi bile yaşayabilirler.

Trabzon Basel maçı ile başlayan kulüp başkanlarının birlik beraberlik mesajları bu maçta da devam etti. Çoğu kulüp başkanı beraber maç izlediler. Şimdi bu birlik beraberliği derbi maçlarına da taşımak hatta yüzde 10 kapasite değil, stadı yarı yarıya bölerek maç izlenmesini sağlamak. Kötü günlerimizde yakaladığımız birlik beraberliği yaşam amacı haline gelen keyifli futbol maçlarında da devam ettirmek. Zor gibi ama neden olmasın.