Yaşasın faiz indi (mi?)
Sekiz aydır faizi yüzde 50’de sabit tutan Merkez Bankası dün politika faizini yüzde 47,5’a düşürdü. Günlerdir iktisatçılarımız ‘Merkez Bankası’nın faiz indirimi yapma ihtimalini’ tartışıyorlardı. Kimi iktisatçılarımıza göre faiz indirimi için henüz vakit erkendi, kimi iktisatçılarımıza göre ise Merkez Bankası artık faizde indirim kararı verebilirdi.
Faiz indirim kararını erken bulan iktisatçılarımızdan biri de Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp’ti. Demiralp günlerdir gerek köşesinden gerek sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla Merkez Bankası’na “erken faiz indirimiyle enflasyona mücadelede son bir yıldır ödenen bedel, yapılan fedakarlıklar boşa gider” uyarıları yapıyordu.
Hatta geçen hafta sosyal medya hesabından 2024 yılının ilk günlerinde yazdığı bir yazısını “endişelerimin gerçekleştiğini görmek son derece üzücü” sözüyle ve paylaşmıştı.
Merkez Bankası ekonomi çevrelerinin beklentilerinin de üzerinde bir faiz indirimine gitti, çünkü beklenti 150 bazdı.
★★★
Merkez Bankası’nın eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara “Mevcut kısıtlarda bana göre gayet makul ve dengeli bir başlangıç yaptılar. Emeği geçenleri tebrik ediyorum” sözleriyle Merkez Bankası’nın faiz indirim kararına destek verdi.
Ülkemizin saygın iktisatçılarından Mahfi Eğilmez ise “TCMB, politika faizini 2,5 puan indirerek % 47,5’a düşürdü. Son iki günde önce resmi enflasyonun yüzde 33 altında asgari ücret açıklanarak, ardından 2,5 puanlık faiz indirimiyle küçük ve büyük esnafın isteklerine yanıt verilmiş oldu. Enflasyon nöbeti hep olduğu gibi emekçide” sözleriyle faiz indirim kararını eleştirdi.
Prof. Demiralp de Merkez Bankası’nın faiz kararından sonra önceki gün Dünya gazetesinde son bir uyarı niteliğinde kaleme aldığı “Merkez Bankası ne zaman faiz indirebilir?” başlıklı yazısını paylaştı. Hem de iki kez üst üste paylaştı. Demiralp diyor ki:
“TCMB’nin uzunca bir süre faizi yüksek tutmak zorunda kalması şüphesiz ki ağır çok ağır bir maliyet. Ancak bu yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız enflasyonu düşürmenin bedeli olan “acı reçete”nin ta kendisi. Bu reçeteden kaçınmak için baştan enflasyonun bu kadar kontrolden çıkmasına izin verilmemesi gerekiyordu. Özellikle Eylül 2021 sonrası zirve yapan politika hataları sadece bu ağır maliyeti yaratmakla kalmadı, aynı zamanda Merkez Bankası’nın kredibilitesini yıpratarak o ağır maliyeti ortadan kaldırma becerisini da son derece zorlaştırdı. TCMB’nin ilk faiz indirime gitmeden önce aylık enflasyonda birkaç ay üst üste düşüş trendini tespit edip bu şekilde beklentileri çıpalama konusunda bir mesafe katettikten sonra gelecek senenin ilk çeyreğinde ilk faiz indirimini planlaması ve ağırdan alması bence daha uygun olacaktır.” (25 Aralık, Dünya Gazetesi)
Anadolu Ajansı iş dünyasının faiz indirim kararını olumlu karşıladığını, indirim kararının ekonomide öngörülebilirliği sağlayan, 2025 yılına girerken faiz planlamalarının düşüş yönünde yapılabilmesine yönelik beklentileri karşılayan bir hamle olarak yorumlandığını duyurdu.
★★★
Ben ekonomist değilim, faiz indirim kararının doğru olup olmadığı yönünde iktisadi analiz yapamam ama adım kadar emin olarak Merkez Bankası’nın kararına en çok sevinenin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söyleyebilirim.
Merkez Bankası’nın faiz indirim kararı metninde asıl dikkatimi çeken hususu paylaşmak isterim. Faizde indirim kararına giden Merkez Bankası bir indirime daha giderek, Para Politikası Kurulunun 2025 yılında her ay toplanmayacağını, 12 olan toplantı sayısını 8’e düşürdüğünü açıkladı.
Artık Para Politika Kurulu her ay toplanmayacak. Ekonomi çevrelerine göre bu hamleyle 2025 yılında toplantılar öncesinde MB üzerinde oluşan faiz indirimi baskısı hafifleyecekmiş. 12 kez depresyona girmeyeceklermiş. Yani,”faizi indirin” diye baskı gelirse, “bu ay toplantımız yok” diyeceklermiş.
★★★
Biliyorsunuz Murat Çetinkaya’nın başkanlığı döneminde PPK toplantılarının sayısı 10’e indirilmiş, toplantı sayılarının 10’düşürülmesi kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert tepkisini çekmişti.
10 Temmuz 2019 tarihinde Bosna Hersek ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönemin Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasıyla ilgili yaptığı açıklamada “Para politikası noktasında hep Para Politikası Kurulu toplandığı zaman “Acaba buradan bu defa ne çıkacak?” Bir diğer taraftan ayda bir toplanan Para Politikası Kurulu, beyefendinin zamanında biliyorsunuz senede 10 aya indirildi. Tabi bütün bunlar da niçin? Bunlar bize sorularak değil kendi kendine yapılmış şeyler” demişti.
Faiz indirim kararına sevinen Cumhurbaşkanı Erdoğan Merkez Bankası’nın bu kararını nasıl karşılamıştır acaba?
Merkez Bankası’nın faiz kararı hayırlı olsun. Doğru bir karar olup olmadığını ilerleyen zaman gösterecek. Gerçekten ekonomik şartlar indirime gitmelerini mi gerektiriyordu “yüksek faiz” sevmeyen, “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” tezine inanan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sabrı kalmadığı için mi beklentilerin bile üzerine çıkılarak faiz indirimine gidildi?
Bilmiyoruz.
Bunu zaman gösterecek…