Sorunun kaynağı bulunmuş!

AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin birinci yıldönümünde sistemde bazı aksamaların görüldüğünü ve bir rehabilitasyona ihtiyaç olduğunu ifade etmiş “Bir yıllık tecrübeyi masaya yatırıp değerlendirerek, nerede problemler görüyoruz, gerçek bir analiz ile nerelerde rehabilitasyona ihtiyaç var bunlara bakıp yola devam edeceğiz. Böyle bir çalışma yapılıyor. O çalışma bize daha nesnel bir fikir verecektir” demişti. (29 Haziran 2019)

Naci Bostancı’nın bu açıklaması AK Parti sözcüsü Ömer Çelik’e sorulmuş, o da “Milletvekillerimizin de gündeme getirdiği, vatandaşlarımızın da şikayet ettiği hususlar var. Bazı yerlerde kireçlenmeler, tıkanmalar söz konusu olabilir. Bazı yerlerde sistemden yeterince verim alınamadığı şeklinde şikayetler var. Bunlar kapsamlı bir şekilde masaya yatırılıyor. Çalışmayı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Bey yapıyor. Bunlar değerlendirilecek, analiz edilecek ve bunun sonunda bir çıktı meydana gelecek. Bu çıktılarda ‘sistemin şu yönlerini güçlendirmemiz lazım’ gibi sonuçlar çıkacaktır, bunlara bakacağız ve revize edeceğiz” demişti. (11 Temmuz 2019)

***

Tam ben “Sayın Fuat Oktay 20 ay geçti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin neresinde arızalar gördünüz, sistem nerede tıkanıyor? Hastaya hala bir teşhis koyamadınız mı, yaptığınız tahliller, çektiğiniz röntgenler ne söylüyor? Sorun neredeymiş?” diye soracaktım ki…

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın açıklamasını okudum. Sayın Oktay’ın özellikle CB sistemiyle ilgili açıklamalarının ve tespitlerinin gündemin yoğunluğu arasında gerekli ilgiyi göremediğini düşünüyorum. Oysa Sayın Oktay’ın sözleri tartışılmaya değer nitelikteydi. Ben yine de ülkemizin hukuk bilginlerinden Kemal Gözler hocamızın dikkatinden kaçmadığını düşünüyorum. En kısa zamanda kendisinden Fuat Oktay’ın tespitleriyle ilgili bir değerlendirme yazısı beklediğimi de söylemeliyim.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne çok acımasızca yaklaşıldığını, bir şey değişince hemen yarın sonuç alınması lazım gibi bir beklentiye girildiğini söyleyen Sayın Oktay’a göre sorun sistemde değil uygulamada:

Sistem hemen oturdu demek de hemen oturmasını beklemek de doğru değil. Sorunlar ya da eksiklikler, sistemden mi yoksa uygulamadan mı kaynaklanıyor diye baktık. Yüzde 95’in üzerinde uygulamadan kaynaklandığını gördük.”

Sayın Oktay uygulamadaki soruna ise şu örneği veriyor:

Bu birinci mesele. İkinci mesele ise Külliye metaforu. Yani bir şef ya da daire başkanı kendi alanıyla ilgili inisiyatif almıyor ‘Külliye’ye soralım’ diyorlar. İnisiyatif almayan, almak istemeyen yöneticiler, bürokratlar var. Sorunun onlardan kaynaklı olduğunu gördük.” (11 Mart 2021)

Sayın Oktay kusura bakmasın ama yaptığı bu tespite ve verdiği örneğe sahiden inanıyorsa sistemi anlamadığı sonucu ortaya çıkıyor.

Bütün yetkileri tek elde toplayan bir sistemde nasıl bir sonuç çıkacaktı ortaya?

Bütün yetkileri tek elde toplayan bir sistemde bürokratlar nasıl inisiyatif alabilirler?

Sadece “Beştepe’ye sormam lazım” diyen bürokratlar mı? Yargı sistemi nasıl işliyor?

Ekonomi koltuğundaki bakan değişti, ekonomideki sorun çözülebiliyor mu? Adalet Bakanı “yargıya güven gelecek” diye açıklamalar yapıyor, yargıya güven sağlayacak adımlar atma konusunda inisiyatif alabiliyor mu?

Bu sistemde kendilerini “Züğürt Ağa” gibi hissettiklerini söyleyenler CHP’li değil AK Partili milletvekilleri! İktidarın kendi milletvekilleri ‘bu hükümet sisteminde’ kendi iktidarlarının bakanlarına ulaşamadıklarından şikayet etmiyorlar mı?

***

Sayın Oktay, bir sistemin iyi mi kötü mü olduğu uygulamada ortaya çıkar. Dolayısıyla bulduğunuz tespit olağanüstü, muhteşem bir tespit falan değil. Bunun için 20 ay çalışmanıza, efor sarf etmenize falan gerek yoktu.

Bu sistemin mevcut sorunları derinleştireceği ve sorunlara yeni sorunlar ekleyeceği bilinmedik bir husus değildi.

Ülkemizin saygın hukukçuları, çalıştığınız model ortaya çıktığında bu sistemin yürümeyeceğini, uygulamada büyük sorunlarla karşılaşılacağını söylediler.

Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Kemal Gözler hocamız CB Hükümet Sistemi’nin uygulamadaki değeri üzerine makaleler yazdı. Sayın Gözler, Türkiye’de istihdamı artıracağını, istikrarı sağlayacağını, dışarıda itibarını parlatacağını, ekonomisini uçuracağını söylediğiniz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ‘Bir Buçuk Yıllık Bilanço’sunu kalem kalem yazdı. Sayın Gözler hocamız, Cumhurbaşkanlığının yaptığı pek çok işlemde ağır ve apaçık fahiş hukuki hatalar olduğunu anlattı.

Sayın Oktay “Yüzde 95’in üzerindeki uygulama” hatasına galiba siz de giriyorsunuz. Hem de dakika bir hata bir olarak. Sayın Gözler hocamızdan okuyalım. Biraz uzun bir alıntı olacak ama okumaya değer:

Birinci gün hata bir. 10 Temmuz 2018 günü saat 09:10 ile 15:00 arasında Türkiye’de görevde bir Cumhurbaşkanı var mıydı? Bilindiği gibi Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı sistemine 9 Temmuz 2018 günü geçildi. 9 Temmuz 2018 tarih ve 1 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla, Fuat Oktay, Cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine atanmıştır. Fuat Oktay, TBMM önünde 10 Temmuz 2018 günü saat 15:00’da açılan oturumda and içmiştir. Dolayısıyla Fuat Oktay, 9 Temmuz 2018’de atanmış olsa da, görevine ancak 10 Temmuz 2018 günü saat 15:00’dan sonra başlayabilmiştir. Bu nedenle kendisine Cumhurbaşkanlığına vekalet etme görevi ancak 10 Temmuz 2018 günü saat 15:00’dan sonra verilebilirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Temmuz 2018 günü saat 09.10’da Azerbaycan’a hareket etmiştir. Oysa bu saat itibarıyla “Cumhurbaşkanı Yardımcısı” Fuat Oktay henüz and içmemiş ve dolayısıyla görevine de başlamamıştı. Yani bu saat itibarıyla Türkiye’de, Cumhurbaşkanına vekalet edebilecek bir “Cumhurbaşkanı Yardımcısı” hukuken yoktu. Cumhurbaşkanının ülkeden ayrıldığı saat 09:10 ile Cumhurbaşkanı Yardımcısının TBMM önünde and içtiği saat olan 15:00 arasında ülkemizde, resmî sıfata sahip bir “Cumhurbaşkanı vekili” bulunmamakta idi. Dolayısıyla devlet başkanlığı makamı, Türk tarihinde ilk defa olarak, 10 Temmuz 2018 günü saat 09:10 ile 15:00 arasında hukuken boş kalmıştır.” (Kemal Gözler, Türkiye Nereye Gidiyor, Sh.522)

Sadece bir örnek Sayın Oktay, sistemin uygulamadan kaynaklanan ilk hatasını yazdım. Bu konuda ne düşündüğünüzü samimiyetle merak ediyorum…

YORUMLAR (68)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
68 Yorum