Selahattin Bey bu bildiriyi imzalar mı?
Tamam mıyız, yani? HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın söylediği gibi hala “tek yürek” olmaya devam ediyor muyuz? Selahattin Demirtaş dün de “terörü” ve “acımasızlığını” kınadı mı?
PKK’nın dün Şemdinli ve Uludere’de patlattığı bombalar da ülkemizde “iç savaş” ve “kaos” çıkartmaya yönelik miymiş?
PKK da “barbar” mıymış? Bizler de bu barbarlığa karşı direnmeli miymişiz?
Seslendi mi Selahattin Demirtaş ayrım yapmadan Hakkari ve Şırnak milletvekillerine?
Bulundu mu çağrı da?
***
Dün de acı haberler peş peşe geldi. PKK önce Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde askeri aracın geçişi sırasında yola döşediği bombaları infilak ettirdi. Sonra Şırnak Uludere’de uzun namlulu silahlarla saldırdı.
Sonuç mu?
Dün 3 askerimiz yaralandı, 1’i üsteğmen 2 askerimiz şehit düştü.
***
Ee, madem ki, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Gaziantep’teki katliam sonrası çıktı ve “Antep’teki saldırıyla kaos ve iç savaş hedeflendi. Antep’teki tüm siyasi partiden milletvekili arkadaşlara sesleniyorum: Gelin taziyede bir olalım, yan yana duralım” dedi.
Ee, madem ki, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “Fazlasıyla kan aktı, bizim ihtiyacımız olan şey kan ve gözyaşı değil, barıştır, özgürlüktür, adalet içerisinde yaşamaktır” dedi.
***
Ben de bu köşeden dilim döndüğünce seslenip, bu kez ve bir kez olsun söylediği bu sözlerin gereğini yapması için Sayın Demirtaş’a çağrıda bulunacağım.
Sözlerinizin gereğini yapınız Selahattin Bey, diyeceğim.
PKK’ya silah bıraktırın, PKK ile aranıza mesafe koyun, falan demeyeceğim.
Çünkü bu saatten sonra PKK’ya silahı Öcalan’ın dahi bıraktırmayacağının, Kandil’e gücünün yetmeyeceğinin farkındayım.
Çünkü gelinen bu süreçte, HDP’nin PKK ile arasına mesafe koymasının bir anlamı yok.
PKK’yı direkt kınayın, sırtınızı dönün. Öldürürler mi? Hayatınıza mı kast ederler? Sizi HDP’den atalar mı?
Her gün masum insanlar ölüyor, kadınlar ölüyor, çocuklar ölüyor.
Gün geçmiyor ki hayatlara, yaşamlara kastedilmemiş olsun...
HDP’yi PKK’nın uzantısı olmaktan kurtarın, HDP’nin üzerindeki silah vesayetini kaldırın. Size oy veren, sizi Meclis’e gönderen seçmenlerinize, bu ülkeye dönün yüzünüzü.
15 Temmuz bu ülke için milat oldu, sizin için de olsun. Daha fazla geç kalmadan yapın bunu.
***
Mesela bakın şuradan başlayabilirsiniz.
Son dönemlerde yaşananlardan kaygı duyan ve sorumluluk hisseden, iş adamından aktivistine, gazetecisinden akademisyenine kadar bu işin sorumluluğunu hisseden, kısaca ‘61 Kürt’ bir bildiri kaleme aldı, siz de bir siyasetçi olarak o bildirideki 62. isim olun. Hadi, omuz verin onlara. Hadi siz de ses verin. Korkmayın. Kaybetmezsiniz.
Bildiride ressam Ahmet Güneştekin’in imzası da var, Kürt sorununun çözümü üzerine 5 kitap yazacak kadar kafa yormuş Mesut Yeğen’in de, Diyarbakır eski baro başkanı Emin Aktar’ın da... Rahmetli Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi de “PKK şiddeti terk etsin” diye imza atmış, Tarık Ziya Ekinci’nin de imzası var, akademisyen Vahap Coşkun’un da...
Sayın Demirtaş, okuyup imzalamanızı istediğim bildiri:
“Son günlerde peş peşe gelen bombalama eylemleri toplumu derinden sarsıyor, hepimizi üzüntüye sevk ediyor ve aynı zamanda endişeye kapılmamıza neden oluyor. Çok sayıda vatandaşımızın hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına neden olan bu eylemleri kınıyoruz.
Her bombalama eylemi demokratik siyaset alanlarını daraltıyor. Her ölüm bizi çözümden biraz daha uzaklaştırıyor. Şiddeti bir bütün olarak reddediyoruz. Bu bağlamda PKK’yi şiddet yöntemlerini terk etmeye ve şiddet eylemlerine bir an önce son vermeye çağırıyoruz.
Hepimizi rahatlatacak olan sivil siyaset sahasının genişletilmesidir. 15 Temmuz’daki meş’um darbe girişiminin püskürtülmesini, demokratik siyasi zeminin inşası için büyük bir fırsat olarak görüyoruz.
Bu çerçevede başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Başbakan’ı, muhalefet liderlerini, Meclis’i ve sorumluluk sahibi her kişi ve kurumu Kürt meselesinin çözümü için diyalog ve işbirliğini ilerletecek adımlar atmaya davet ediyoruz.
Bizler aşağıda imzası bulunanlar;
Toplumsal uzlaşmayı pekiştirmeyi, demokratik ölçütleri yukarıya taşımayı ve sorunları barış içinde çözmeyi hedefleyen bütün çabalara destek olmaya ve her türlü sorumluluğu üstlenmeye hazır olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.”