Haftaya Anayasa yazılıyor
Gelecek hafta Yeni Anayasa’nın yazımı için start veriliyor. Mutabakat Komisyonu’nun yazamadığı Anayasa metnini üç akademisyen yazacak.
Ankara’dan güzel haberler var.
Anayasa Mutabakat Komisyonu dağıldığı günden bu yana kimileri peşin hükümle diyor ki: AK Parti kendi Anayasası’nı yazacak.
Kimileri de gerçekten samimiyetle soruyor: AK Parti kendi Anayasası’nı mı yazacak bu durumda?
Tamam, bu Meclis’ten yeni bir Anayasa çıkması mümkün değil de.
Peki nasıl olacak?
Yoksa, Mutabakat Komisyonu dağıldı, Anayasa da havaya mı uçtu hepten?
Değil.
Bir şeyler gerçekten ters gitmezse, bu kez hem yeni Anayasa’ya kavuşacağız hem de kavuştuğumuz Anayasa AK Parti’nin değil hepimizin Anayasası olacak.
Şimdi hep birlikte kulağımızı Ankara’ya verelim: Anayasa Mutabakat Komisyonu dağıldıktan sonra, Başbakan Davutoğlu, partisinin içinden bir Anayasa Komisyonu kurdurdu ama işi sadece komisyona bırakmadı. Bir buçuk ay içerisinde Ankara’da, Başbakanlık’ta “Yeni Anayasa” için dört toplantı gerçekleştirdi.
Toplantının dördüncüsü 2 Nisan Cumartesi akşamı gerçekleşti.
Sadece akademisyenlerin yer aldığı bir toplantı.
Sadece AK Partili hukukçuların, Anayasa uzmanlarının yer aldığı bir toplantı.
Akademisyen, AK Partili hukukçular ve bazı MKYK üyelerinin yer aldığı iki karma toplantı. Bu toplantılarda, Yeni Anayasa’da belli başlı tartışmalı alanlara yanıt aranmış.
Daha doğrusu bu toplantılar 10 başlık altında gerçekleşti. 10 başlığa yanıt arandı.
Bu toplantılar bir anlamda ortak akıl aramasıydı.
Bir parantaz açalım:
10 başlık ve 10 başlığın alt maddeleri, ayrıntısını duyunca... Başbakan Davutoğlu tam bir akademisyen disiplini içerisinde çalışıyor, hiçbir şeyi şansa bırakmıyor dedim.
Kapatalım parantezi.
İşte, Başbakanlık Konutu’nda yapılan toplantıda tartışılan 10 başlık:
1) Anayasanın başlangıç kısmı olmalı mı, olmamalı mı?
n Eğer Anayasa’nın başlangıç kısmı olacaksa, içeriği nasıl olmalı? Metnin içinde mi yer almalı, dışında mı yer almalı?
2) Anayasa’nın değişmez maddelerini ne yapalım?
- Değiştirilemez maddeler kalsın mı?
- Değiştirilemez maddelerin metninde yeni bir düzenlemeye mi gidelim?
3) Anayasa uzun bir metin mi olsun, çok fazla detayın yer almadığı, anlaşılır kısa bir metin mi olmalı?
n Uzun bir metin olmasının dezevantajları nedir, kısa metnin avantajları nedir?
4) Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin arasındaki denge, bağlantı ve sınırlar nasıl olmalı?
5) Yargıda yeniden bir düzenlemeye, yapılandırmaya gitmeli miyiz? Yargıyı tek çatı altında toplasak ne olur?
6) Yeni Anayasa’nın bel kemiğini Başkanlık Sistemi oluşturacağına göre, Siyasi Partiler Kanunu, seçim sistemi gibi düzenlemelerde ne yapmalıyız? Siyasi Partiler Kanunu ve seçim sistemini ‘Başkanlık Sistemi’yle revize etmeli miyiz?
7) Başkanlık modelinde, ‘karşılıklı feshetme yetkisi’ olsun mu? Nasıl bir model ortaya konulmalı?
8) Anayasa metnini Meclis tatile girmeden mi Genel Kurul’a gönderelim? Yoksa Eylül-Ekim ayına kadar kamuoyu ortaya çıkan Anayasa metnini tartışsın, kamuoyunun tepkisini görelim. Eylül-Ekim ayında da metni Meclis’e mi gönderelim?
9) Anayasa’nın çerçevesinde etnisite meselesini nasıl çözelim? Yeni Anayasa’da ‘vatandaşlık’, gibi ‘millet’ gibi kavramların vurgusu nasıl yer alsın?
10) Resmi dil sorunumuz yok ama ana dilde dil sorununu nasıl çözelim?
***
Başbakanlık Konutu’nda yapılan toplantılar sona erdi.
Ve... Önümüzdeki hafta Yeni Anayasa’nın yazılması için start veriliyor.
İki ihtimal var.
Ya AK Partili hukukçulardan oluşacak bir ekip yazacak.
Ya da üç akademisyenden oluşacak bir ekip oturacak Yeni Anayasa metnini yazacak.
Doğru olan, toplumsal mutabakatın sağlanması için de, Anayasa metnini AK Partili siyasetçiler yerine akademisyenlerden oluşacak bir ekibin yazmasıdır.
Peki, Anayasa metnini yazacak üç akademisyen kim mi?
Aldığım duyuma göre, Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, Prof. Dr. Adem Sözüer ve Prof. Dr. Yavuz Atar.
Bu isimlere AK Partili bir ismin katılması da ihtimal dahilinde.