Gergerlioğlu’nu susturmak!
Gazetemizin yazarlarından Ahmet Taşgetiren, HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında kaleme aldığı yazısında “Dünyada insan hakları savunucusu olmak zordur. Çünkü insan haklarını güçlüler ihlal eder, insan haklarını savunmak da güçlüleri sorgulamayı, gerekirse onların gücünü sınırlamayı, güce karşı olmayı gerektirir” dedi. (21 Şubat 2021)
Ahmet abiye ufacık bir ilavede bulunmak istiyorum.
Bizim gibi coğrafyalarda “insan hakları savunucusu olmak” daha da zordur. İnsan hakları savunucusu olmak ideolojiyi, siyaseti, fikirleri, inançları hatta mahalleleri bir kenara koyarak bir saniye dahi düşünmeden “amasız, fakatsız, lakinsiz” bir şekilde mazlumun, mağdurun yanında durabilmek, hukuksuzluğa, zulme karşı çıkabilmektir.
***
Bizim gibi coğrafyalarda çoğunluk hala bu gömleklerini üzerlerinden atabilmiş değil. Bizde hala çoğunluk “kendi mahallesinin, bulunduğu toplumsal sınıfın, siyasi görüşün, ideolojik kampın” insan hakları savunucusu durumunda.
Bir de buna devletin, muktedir iktidarların “vatan haini”, “terörist” ithamlarını eklediğinizde insan hakları savunuculuğu ateşten gömlek haline geliyor.
KHK mağdurlarını savunduğunda vatan haini, FETÖ davalarında hukuk dışına çıkıldığını söylediğinde kripto FETÖ’cü, kayyım atamalarına karşı çıktığında bölücü terör örgütü gibi etiketler alnına yapıştırılıyor.
Ömer Faruk Gergerlioğlu hayatını insan hakları savunuculuğuna adamış bir insan. Amasız, fakatsız, lakinsiz mağdurun, mazlumun yardımına koşan bir siyasetçi. Güçlünün yanında değil hak ekseninde çizgisini hiç bozmamış bir isimdir Gergerlioğlu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hukuksuzlukları, KHK mağduriyetlerini, cezaevlerinde yaşanan işkenceleri, adam kaçırmaları, adaletsizlikleri dile getiren birkaç nadir isimden biridir.
590 milletvekili var ama insan hakları savunucusu olarak sadece birkaç isim olması ne kadar hazin!
Ve yine ne hazindir ki, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin verdiği karar kesinleşip, TBMM’ye gönderildiğinde artık KHK mağduriyetlerini, hukuksuzlukları, adaletsizlikleri dile getiren “o ses” TBMM’de olmayacak!
***
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin, HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında yerel mahkemenin “terör örgütü propagandası yapma” suçundan verdiği 2.5 yıllık mahkumiyeti onama kararının bende şaşkınlık ve tedirginlik duygusu yarattığını söylemeliyim.
Şaşkınlık yarattı çünkü ben Sayın Gergerlioğlu’na yöneltilen “PKK/KCK propagandası yapma’ suçlamasının da bu suçlama nedeniyle Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden çıkan 21 Şubat 2018 tarihli mahkumiyet kararının da Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nden oy birliği ile geri döneceğine inanıyordum. Gergerlioğlu, milletvekilliğinin düşmesine sebep olacak ne suç işlemiş?
Gergerlioğlu’nun, T24’te 20 Ağustos 2016’da yayımlanan “PKK: Devlet adım atarsa barış 1 ayda gelir” başlıklı yazının linkini sosyal medya hesabından paylaşması!
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin Gergerlioğlu’na verdiği 2 yıl 6 ay hapis cezasını onama gerekçesini şöyle açıklıyor.
Dikkatle okuyun lütfen:
“Sanığın, 20 Ağustos 2016 tarihli paylaşımında, örgüt mensuplarının silahlı fotoğraflarının görsel olarak kullanıldığı, örgütün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösteren ve teşvik eden ifadeler içerdiği anlaşılmıştır. Sanığın, PKK silahlı terör örgütünce yayımlanan bir açıklamanın yer aldığı habere link vermesi, böylece haberin sahiplenilmesi, PKK’nın meşru gösterilmeye çalışılması şeklindeki eyleminin bağlamı ve mahiyeti itibariyle örgütün siyasi ve sosyal etkinliğini artırmak, sesinin kitlelere duyurulmasını sağlamak, halkın örgüte sempatisini artırmak ve aktif desteğini sağlamak amacı taşıdığı belirlenmiştir. Bu hususlar nazara alındığında sanığın savunmasına itibar edilmeyip cezalandırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.”
Yayınlanmış bir habere link vermesi Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun 2 yıl 6 ay hapis cezası almasına sebep oldu…
Gergerlioğlu sosyal medya hesabından verdiği link ile PKK’yı meşru göstermeye çalıştı!…
Yine Gergerlioğlu sosyal medya hesabından paylaştığı haber linki ile PKK’nın sesinin kitlelere duyurulmasını sağladı, halkın örgüte sempatisini artırmayı amaçladı!
Örgütün siyasi ve sosyal etkinliğine katkı sundu!
Soru şu değil mi?
Gergerlioğlu link paylaşmakla bunlara sebep olduysa bu yazının yayınlandığı yere ne oldu?
Hayır, dava falan açılmadı, yazı da internet sitesinde duruyor. Ayrıca yayımlanan yazının hukuki olarak suç unsuru taşıdığı falan da yok.
***
Yargıtay 16. Ceza Dairesi açısından daha da vahimi şudur: Daire 1982 Anayasasına referans vererek Gergerlioğlu’nun cezasını onamış:
Okuyun lütfen:
“Hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılması yasağına, 1982 Anayasasının 14, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ise 17. maddelerinde yer verilmiştir.
Anayasamızın 14/1. maddesinde “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri Devletin ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik, laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.” şeklinde temel ilke ortaya konulduktan sonra aksine davranışlara ilişkin müeyyidelere mevzuatta yer verilmiştir. Nitekim seçimden önce bu madde kapsamında suç işleyen milletvekili, Anayasanın 83/2. maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır.”
Dün bu konuyu yazan Yıldıray Oğur’un şu tespitlerinin altına ben de imzamı atıyorum:
“Eğer bu linki paylaşmak terör propagandasıysa, Karayılan’ın Kandil’deki geri çekilme basın toplantısını canlı yayınlamak, ana haberlerde uzun uzun göstermek, Öcalan’ın Nevruz mitinglerindeki mektuplarını canlı olarak vermek, TRT dahil bütün kanalların canlı yayınladığı Dolmabahçe Zirvesi’nde yine Öcalan’ın çağrısının okunması ve son olarak 23 Haziran İstanbul seçimleri öncesinde Öcalan’ın HDP’ye tarafsız kalma mektubunu gece yarısı son dakika gelişmesi olarak haber yapıp, sosyal medyasından duyuran Anadolu Ajansı’nın yaptığı ne oluyor acaba?” (Karar gazetesi, 22 Şubat 2021)
***
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin Gergerlioğlu kararı 22 sayfa. Yok, hayır Yargıtay 22 sayfada Gergerlioğlu hakkında oy çokluğu ile verdiği onama kararının hukuki gerekçelerini uzun uzun anlatmıyor. Kararın birinci sayfasında zaten dosyanın esas ve karar numarası, incelenen kararın mahkemesinin adı, karar tarihi, sanığın adı gibi vesaire hususlar yazılı.
Kararın birinci sayfası dahil Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Gergerlioğlu hakkında neden onama kararını verdiğinin gerekçesini 3,5 sayfada anlatmış.
Diğer sayfalarda ne mi yazılı?
Yargıtay üyesi Yusuf Hakkı Doğan’ın Gergerlioğlu kararı hakkında usul ve suç vasfına yönelik yazdığı karşı oy. Şunu söyleyebilirim ki Yargıç Doğan’ın yazdığı karşı oy, hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak nitelikte.
Çok tuhaf günlerden geçiyoruz. Anayasa Mahkemesi verdiği kararlarda yargıçlara hukuk devleti dersi veriyor, AYM’nin kararlarının bağlayıcı olduğunu anlatıyor. Adalet Bakanlığı’na, kamu kurumlarına, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na “anayasal düzeni koruyucusu sadece Anayasa Mahkemesi değildir, siz de anayasal düzenin koruyucularınız” diyerek görev hatırlatması yapıyor.
Nitekim, Yargıtay üyesi Yusuf Hakkı Doğan da “yargıç arkadaşlarına” hukuk dersi verir gibi çoğunlukla aynı görüşte olmamasının hukuki sebeplerini uzun uzun anlatıyor. Anayasal, yasal ve uluslararası sözleşmelerdeki düzenlemelerin altını çiziyor. Yasama dokunulmazlığının hukuki boyutunu anlatıyor.
Gerçekten anlamakta zorlanıyorum Yargıtay 16. Ceza’nın bu kararını!