Devlet Bahçeli ülkeyi erken seçime götürebilir mi?
Dikkatinizi çekiyor mu, erken seçim tartışmaları Türkiye’nin gündeminden bir türlü düşmüyor. AK Parti iktidarı ısrarla reddediyor, seçimlerin 2023’te olacağını söylüyor ama erken seçim tartışması yine de bitmiyor. Çünkü ekonomi öyle bir durumda ki, iktidarın 2023’e kadar devam edemeyeceği inancı kamuoyunda gittikçe yaygınlaşıyor.
Muhalefet partileri kamuoyuna olası bir erken seçime karşı hazır oldukları mesajları veriyorlar.
Partisinin Adıyaman kongresinde konuşan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu şöyle demişti:
“Enflasyon, işsizlik 20 yılın zirvesinde, faizler son 20 yılın zirvesinde, ekonomik küçülme, bütçe açığı son 20 yılın zirvesinde, dolar son 20 yılın zirvesinde. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile Türkiye uçacaktı, refaha kavuşacaktı… Türkiye çok ağır bir ekonomik krizden geçiyor. Türkiye’nin erken seçimsiz 2022’yi görmesi zor.” (26 Eylül 2020)
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Diyarbakır’da partisinin kongresinde erken seçimi çıkışında bulundu:
“Ekonominin gerçek durumu ortada. Hükümet bambaşka bir tablo sunmaya çalışsa da hayat pahalılığı ve işsizliğin toplumumuzu nasıl etkilediğini görüyorum. Türkiye her geçen gün yoksullaşıyor. Normalde seçimler 2023 Haziranı’nda ama istikrarsızlığın arttığı dönemde erken seçim olur. Haziran 2023’e kadar sistemin dayanmasını açıkça zor görüyoruz.” (10 Ekim 2020)
İYİ Parti lideri Meral Akşener de sistemin 2023’e kadar dayanmayacağını söylüyor:
“Çok erken bir seçim beklemiyorum. 2021 Haziran’a olabilir. Ama işsizlik almış yürümüşken, mutfakta yangın varken, geçim derdinden babalar canlarına kıyıyorken, bu arkadaşlar vatandaşa gidip nasıl oy isteyecekler.” (11 Ağustos 2020)
***
KRT televizyonunda Akif Beki ve Yavuz Oğhan’ın sorularını yanıtlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye çağrıda bulundu:
“Aç olan binlerce çocuk, çöp konteynerlerinden geçinen binlerce insan var. Ülke yönetilemiyor. Bu ülkenin kurtuluşu bir an önce erken seçime gitmektir. Sayın Bahçeli’ye söylüyorum, ülkeyi seviyorsan ‘yeter artık de’ ve Türkiye’yi seçime götür.” (9 Ekim 2020)
***
Şimdi yazımın başlığındaki soruya gelelim ve soralım:
Devlet Bahçeli ülkeyi erken seçime götürebilir mi? Bu kez götürebilir mi? Sayın Kılıçdaroğlu’nun çağrısını duyar mı, kulak verir mi? Haydi sandıklar kurulsun der mi?
Biliyorsunuz erken seçim denildiğinde akla gelen siyasetçidir Bahçeli. O ne zaman “erken seçime” gidilsin demişse, Meclis çatısı altındaki bütün siyasi partilerin payına düşen tek şey olabilecek en uygun tarihte uzlaşmak, Meclis’ten erken seçim kararını çıkartmak olmuştur.
Türkiye’nin bütün ekonomisi çökse, insanlar yiyecek ekmek bulamaz duruma gelse, Bahçeli çıkıp da “bu ülke yönetilemiyor” diyerek erken seçim çağrısında bulunabilir mi?
Galiba bu hükümet sisteminde hayır. Sayın Bahçeli erken seçim çağrısında bulunsa bile teknik olarak bunun herhangi bir karşılığı olmaz. Sözünün havada asılı kalacağı bir hükümet sistemi var çünkü.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop şu açıklamayı yapmıştı:
“Erken seçim, hukuken mümkün ancak bu hükümet sisteminde çok zor. Malum bu sistem erken seçimi zorlaştıran bir sistem. Erken seçim, Meclis’te milletvekillerinin 5’te 3 çoğunluğu ile alınıyor. Milletvekillerinin önünde 3 yıl varken, ‘Gidelim bir daha geliriz’ mi diyecek. Mantıklı değil. Niye böyle bir karar alacak? Diğer seçenek, erken seçim için Cumhurbaşkanı’nın karar vermesi lazım. Cumhurbaşkanı önünde daha 2 yıl varken niye seçim kararı alsın?” (6 Ağustos 2020)
Gördünüz mü? Çok vahim değil mi? Vatandaş kötü yönetimden dolayı sofrasına ekmek koyamayacak duruma gelse. Muhalefet partileri sabah akşam erken seçim çağrılarında bulunsa TBMM’de 5’te 3 çoğunluğu sağlayamayacakları için erken seçim kararı alamayacaklar! Teknik olarak aslında AK Parti ve ortağı MHP için de aynı seçenek söz konusu? Onlar da isteseler Türkiye’yi erken seçime götüremez. Çünkü erken seçim kararı TBMM’den çıkacaksa 360 milletvekilinin oyu gerekiyor ki AK Parti ve MHP’nin sayısı bile yetmiyor. Şunu diyebilirsiniz erken seçim kararına muhalefet partileri hayır mı diyecek? Tabii ki demez ben sadece işin teknik kısmından bahsediyorum.
Diyelim ki Sayın Bahçeli etik davrandı, sorumluluk hissetti ve erken seçim çağrısında bulundu. Türkiye’yi daha önce üç kez erken seçime götüren (2002, 2007, 2015) Sayın Bahçeli’nin bu sistemde gücü Türkiye’yi erken seçime götürmeye yetmez, yetmiyor.
***
Bu durumu bir de CHP Aydın milletvekili hukukçu Bülent Tezcan’a sordum. Türkiye’nin tarihinde hiç olmadığı kadar derin bir ekonomik buhran içinden geçtiğini söyleyen Sayın Tezcan, bu hükümet sisteminin kriz çözme yerine kriz üreten bir sistem olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını ifade etti. Özetle şunları söyledi:
“Türkiye derin bir ekonomik buhran içinde. İktidar bu buhrana çözüm üretemiyor. Ülkeyi yönetemiyor. Demokrasilerde böyle durumlarda halka sorulur. Halk karar vermelidir, bu kötü yönetim ülkeyi yönetmeye devam etsin mi, etmesin mi? Bugün ekonomik ve siyasal sorunlar içinde Türkiye, bunu çözebilecek en önemli mekanizma olan erken seçim şu anda işlemiyor. Erken seçim konuşuluyor ama işlemiyor. Neden? Getirilen yeni hükümet sistemiyle erken seçim tek adamın iki dudağı arasına sıkıştırıldı. Çünkü sistem böyle kurgulandı. Bu sistemde parlamento etkisizleştirildi. Eskiden parlamento basit çoğunluk ile erken seçim kararı alabiliyordu, bu sistemde 5’te 3 çoğunluk getirilerek, ülkenin Meclis eliyle erken seçime gitmesi neredeyse imkansız hale sokuldu. Düşünün ki Cumhurbaşkanı aynı zamanda parti genel başkanı olduğu için kendi grubunu da kontrol edebildiğinden bir kişi istemezse erken seçim kararı alınması mümkün değil. Kötü yönetiliyor ama kötü yönetimin bir bedeli yok. Tek adamın iki dudağı arasına sıkışmış durumda Türkiye! Bu buhrandan çıkışının tek bir çıkış yolu vardır o da bir an önce sandığın milletin önüne konulmasının ve milletin karar vermesinin sağlanmasıdır.”
Ne dersiniz? Galiba erken seçim tartışmalarına madalyonun bir de bu yüzünden bakmakta fayda yok mu?
Ekonomi bakanı bu yüzden rahat ve konforlu olabilir mi? Eski Türkiye’de olsa bu kadar kötü yönetimin bir maliyeti olurdu? Bir iktidar partisi bilirdi ki ülkeyi çok kötü yönetirse, işler yolunda gitmezse, işsizlik, faiz, enflasyon alır başını giderse ülkeyi dar boğaza sokar, ülke dar boğaza girdiğinde iktidar partisinin masasında erken seçim kartı açılır! Önceden öyleydi…
CB hükümet sisteminde böyle değil; Cumhurbaşkanı’nın iktidar süresi hesabına bağlı.