Demek ki ülkemizde oluyormuş böyle şeyler…
Mehmet Şimşek’in Türkiye’yi Gri Liste’den çıkartacak adımların atılmasına yönelik 10 Temmuz 2023 günü ilgili bakanlıklar ve kurumların yöneticileriyle yaptığı toplantının ardından bu sütunda şöyle yazmıştım:
“Önümüzdeki günlerde ülkemizde terörün finansmanı ve kara parayla mücadele ettiğine dair soruşturmalar ve kovuşturmaların yapıldığına dair bolca haberler göreceğiz” (18 Temmuz 2023)
Nitekim terörün finansmanı suçuna yönelik ilk önemli operasyon haberi Konya’dan geldi. MASAK tespit etti, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı, İçişleri Bakanlığı, PKK/KCK terör örgütü ile irtibatlı, yurt dışı merkezli derneklerden gelen paraları dağıtarak, terör örgütüne finans sağladıkları tespit edilen kişilerin yakalandığını duyurdu. (23 Temmuz 2023)
Haberi Anadolu Ajansı “Terörün finansmanında yürütülen ortak mücadele meyvelerini verdi” manşetiyle duyurdu. Türkiye’nin Gri Liste’den çıkmak için önemli adımlar attığını, Konya’daki operasyonun da bu konuda ilgili kamu kurumlarının uygulamada gösterdiği etkinliğin en önemli göstergesi olduğunu ifade eden Bakan Şimşek sosyal medya hesabında AA’nın haberini alıntılayarak iki bakana şu sözlerle teşekkür etti:
“Yasal düzenlemelerde uyum, FATF tarafından teyit edildi. Şimdi uygulama zamanı… Başarılı uygulamaları için İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya ve Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç’a teşekkür ederim.” (23 Temmuz)
Bakan Şimşek’in bu açıklamaları önemli, “rasyonel zemin”de politika yapmaktan bahseden Şimşek, bunu eyleme de geçirmiş durumda… Çünkü ekonominin düzelmesini sağlayacak, ekonomik kalkınmanın gerçekleşebilmesinin en önemli ayaklarından biri ülkemizin FATF’ın ayıplı listesinden çıkmasını sağlamaktır. Yine çünkü FATF’ın gri listesi, bir ülkenin sermaye girişleri üzerinde büyük ve önemli bir etkiye sahip.
***
Oysa Süleyman Soylu, 20 ay önce Gri Liste konusunda şöyle demişti:
“Osman Kavala’yı serbest bırakmadık, Demirtaş’ı serbest bırakmadık, PKK ve FETÖ ile mücadelede kimseden talimat almadık diye Türkiye’yi Gri Liste’ye aldılar. Sebep siyasi.” (22 Ekim 2021)
Kafayı görüyor musunuz?
Neymiş; demek ki bizi Gri Liste’ye alan FATF adlı ‘dış güç’ hiçte öyle Soylu’nun kafadan attığı gibi Türkiye’ye düşman değilmiş.
Türkiye’ye iftira etmiyorlarmış, “Türkiye’ye diz çöktürmek istiyorlar” değilmişler.
Gerçekten de ülkemizde bu tür şeyler varmış. Nitekim her ülkede olabilir, mesele bu tür şeylerin olması değil, önemli olan ülkelerin bu tür suçlarla etkin bir şekilde hukuk yoluyla kararlı bir şekilde mücadele etmeleridir.
Nitekim FATF’da Türkiye’ye bunu söylüyor, diyor ki “Türkiye karmaşık kara para aklama vakalarıyla etkin bir şekilde başa çıktığını ve Birleşmiş Milletler’in terör organizasyonu olarak tanımladığı IŞİD ve El Kaide gibi örgütlerin mali finansmanına soruşturma açmakta kararlı olduğunu göstermelidir.”
Bu sadece Türkiye’ye söylenen, Türkiye için geçerli bir ilke, bir prensip de değil. 40 madde, ya da siz adına 40 ödev başlığı diyebilirsiniz, bu 40 madde FATF’a üye olan ve “FATF’ın tavsiyelerine uyacağını taahhüt eden” 200’den fazla ülkenin hepsi için geçerli.
Dolayısıyla neymiş, sebep siyasi değilmiş, altını imzaladığımız uluslararası anlaşmada yer alan ve her ülkenin uyması gereken ilkelere uyulup uyulmamasıyla ilgiliymiş.
Üzerimize düşen görevleri yerine getirince mesele halloluyormuş.
Nitekim FATF, Türkiye’nin 40 FATF standardının 39 adedinden uyumlu olduğunu tescil etti.
Bu kadar basit işte.
Kurallara uyulacak… Gri Listeye 20 ay önce Türkiye hangi kurallara uymadığı, hangi ilkeleri yerine getirmediği için girdiyse, şimdi işte o ilkelere uyduğu, ödevini yerine getirdiği için yeniden o ayıplı listeden çıkacak.
Görüyor muyuz, bakın ekonomi nasıl da hukukla ilgiliymiş. Kurumların başına nitelikli, liyakat ve ehliyet sahibi kişiler geldiğinde pozitif etkileri hemen nasıl da görülüyormuş.
İktidarın yanlış politikalarının, hamasi, popülist söylemlerinin sonucu, ekonomide rasyonellikten uzaklaşması yaşadığımız iktisadi kriz oldu, maliyeti ortada. Maliyetini ülke olarak ödüyoruz.
Devleti kurumlar ve kurallar ayakta tutar, hukuk olmadan ekonomik kalkınma mümkün değil.
İnşallah atılan bu adımlar ülkemiz için hayırlı sonuçlar doğurur.