“Beraber yürüdük biz yollarda”dan “ekmek bulamıyorsanız çay için”e…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, on yıl önce, başbakanlığı döneminde Erzurum’da şöyle demişti:
“AK Parti olarak biz on yıllar boyunca oluşmuş yoksulluğu, sefaleti, terk edilmişliği, ihmali bir an olsun aklımızdan çıkarmadık. Asla şımarmadık, kibre, gurura, büyüklenmeye asla prim vermedik. Biz, hiç kimseye tepeden bakmadık. Biz, sizlere efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Güç zehirlenmesi yaşamadık. Bize geçmişte yapılmış olanları biz hiç kimseye yapmadık. Milletin aynasında kendimize baktık.” (11 Haziran 2011)
Sayın Erdoğan’ın on yıl önce yaptığı bu konuşmadan yola çıkarak, müsaadenizle bütün AK Partililere sormak isterim.
AK Partili siyasetçiler olarak sizler bugün böyle bir konuşmayı yapabilir misiniz?
Biz hiç değişmedik diyebilir misiniz?
Biz hiç kimseye tepeden bakmıyoruz, diyebilir misiniz?
Biz hiç kimseye haksızlık yapmıyoruz, diyebilir misiniz?
2002’de tıpkı sizlere vaat ettiğimiz gibi “3 Y” ile mücadele ettik, yoksulluğu, yolsuzluğu, yasakları bitirdik, sözümüzü tuttuk diyebilir misiniz?
Güç zehirlenmesi yaşamadık, halktan kopmadık, gurura, kibre kapılmadık, diyebilir misiniz?
Diyelim ki siyasetçisiniz, dilin kemiği yok, bugün de çıktınız böyle laflar ettiniz... İnandırıcı olabilir misiniz? Kendi tabanınızda bile böyle bir konuşma ne kadar karşılık bulur?
Bütün AK Partililere soruyorum:
İçinizde “çocuklarım aç” diyerek kendini yakan vatandaş hakkında nobranca “Böyle ucuz siyasi manevraları millet yemez” yorumunda bulunabilen milletvekilleriniz varken “güç zehirlenmesine yakalanmadık” diyebilir misiniz?
Sahi o milletvekili CHP’li olsaydı, AK Parti milletvekilleri TBMM’de kızılca kıyameti kopartmazlar mıydı? Ellerinde o CHP’li milletvekilinin resmi bütün televizyon kanallarını dolaşır “işte CHP zihniyeti” lanetlemesi yapmazlar mıydı? Büyük bir heyecanla ekmek kuyruklarının olduğu “Eski Türkiye’yi” anlatmazlar mıydı?
Bu vicdansızlık, bu nobranlık karşısında AK Partili milletvekillerinden ses çıkıyor mu? Çıkmıyor.
***
Ya Malatya’da yaşanan hadise?
Malatya’da, “eve ekmek götüremiyoruz” diyen vatandaşa “abartıyorsun”, “keyif çayı iç” diye hitap eden “devletli bir tavır” ortaya koymuşken AK Parti çıkıp da “biz güç zehirlenmesi yaşamadık” diyebilir mi?
Ya sonrasında yaşananlar, AK Parti iktidarına dair nasıl bir fotoğraf ortaya koydu?
Minibüsçüler Odası Başkanı Mesut İnce, sonrasında bir şekilde “geri adım attı” ve Anadolu Ajansı’na kağıttan okuduğu cümlelerle “Dün irticalen söylediğim ‘eve ekmek götüremiyoruz’ cümlesini mecazi olarak kullandım. Cumhurbaşkanımız da o sözü espri amaçlı söylemişti” açıklaması yaptı.
Mesut İnce “eve ekmek götüremiyoruz cümlesini irticalen söylemiştim”, diyor.
Ne demek irticalen? İçinden geldiği gibi, doğal, hazırlıksız konuşmak.
Mesut İnce de içinden geldiği gibi bir hakikati dile getirmiş. Devlete sitem etmiş, geçinemiyoruz demiş. Nitekim “Eve ekmek götüremiyoruz” sözleri geçim sıkıntısındaki tahammül eşiğinin aşıldığını gösterir.
Peki, Mesut İnce’nin Anadolu Ajansı’na da “irticalen” konuştuğunu söylemek mümkün mü?
Bir devlet eve ekmek götüremediğini söyleyen vatandaşa “abartıyorsun”, “al burada çay var, keyif çayı iç” der mi?
Eve götürülemeyen ekmek devlet için espri konusu olabilir mi?
***
Mesut İnce geri adım atınca mesele kapanmış oldu mu? Cumhurbaşkanı Erdoğan “askıda ekmek” kampanyası yapan iktidar ortağı MHP’ye neden “Abartıyorsunuz, vatandaşımızın ekmek sorunu yok” demiyor?
Diyemez. Çünkü bu ülkede evine ekmek götüremeyen insanlar var. Bu ülkede yoksulluk var. Ve bu yoksulluk her geçen gün artıyor.
Hatta evine ekmek götüremediği için, iş bulamadığı için, elektrik, su faturasını ödeyemediği için intihar eden insanlar var. İntihar eden müzisyenler var. İktidara yakın medya bu dramları yazmayabilir, görmeyebilir, üstünü örtebilir ama iktidara yakın medyanın bunları yazmaması, görmezden gelmesi bu vahim gerçeği değişmiyor.
***
Soralım Mesut İnce’nin “Cumhurbaşkanımız espri amaçlı abartıyorsun demiş” açıklaması Sayın Erdoğan için iyi mi oldu?
18 yıl aralıksız ülkeyi yöneten bir iktidar partisinin döneminde ortaya çıkacak fotoğraf bu mu olmalıydı?