“Ama öyle ama böyle...’’
Doğruya doğru; müsebbibi olduğu böylesi bir ülke konjonktüründe Erdoğan’ın seçimleri kazanması hiç de sıradan bir hadise değil, büyük bir başarıdır.
Siyasi kariyerinde 1994 yılından bu yana girdiği her seçimleri kazanan Erdoğan’ın seçim başarısından bahsedilecekse o seçim bu seçimdir. Çünkü normal şartlarda ekonomiyi batıran, ülkeyi uçurumun kenarına götürüp bırakan bir siyasetçinin seçim kazanması mümkün değildir.
Bizim ülkemizde 2023 seçimlerinde mümkün olmayan gerçekleşti.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Erdoğan kazandı.
Devletin enkaz altında kaldığı 50 bin can kaybının yaşandığı depremde iktidarın kötü yönetimini konuşturmamayı başardı…
Merkez Bankası’nın buharlaşan 128 milyar dolarını konuşturmamayı başardı, seçmene unutturdu.
‘Sandıkta değişim olursa aile birliğiniz dağılacak’ diye kara propaganda yürüterek, kara para ve rüşvet iddialarını, orman yangınlarındaki ihmallerini seçmenin düşünmesini, sorgulamasını engellemeyi başardı.
Ayasofya’nın cami statüsü iptal edilecek, bunlar gelirse Ayasofya müzeye dönüşecek propagandalarıyla seçmenin gündeminden hayat pahalılığını çıkarmayı başardı.
Onlar gelirse terörist başı Öcalan’ı ve hapisteki bütün PKK’lıları serbest bırakacaklar propagandalarıyla kara para ve rüşvet iddialarını, devlet kurumlarındaki yozlaşmayı, çürümeyi seçmenin gündeminden çıkarmayı başardı.
Vatandaşlarının bir kuru ekmeğin yanına yaklaşırken kırk tane hesap yaptığı bir ülke gerçeği ortadayken ve ülkemizde terör tehdidinin en az olduğu bir dönemde “ülkeyi böldürmeyeceğiz” sloganıyla seçim kazanması elbette muazzam bir başarıdır.
Ve bütün gerçeğin kendi ağızlarından “ama öyle ama böyle” diyerek itiraf etmelerine rağmen, her yol mubahtır diyerek seçim kazanılması bir başarıysa evet Erdoğan sandıktan başarıyla çıktı, seçmenin yüzde 52 oyunu alarak yeniden cumhurbaşkanı seçildi.
***
Elbette Erdoğan’a seçimleri kazandıran tek şey “terör ve milliyetçilik” üzerinden kopardıkları yaygara değildir. Sahte afişlerle, montaj videolarla yaptıkları kara propagandalar da etkili oldu… Bunlar seçmenin kafasını karıştırarak seçimi kazanmasını sağlayan önemli faktörler oldu ama başlı başına bu değil, sacın tek ayağı yok çünkü.
Taha Akyol’un “Erdoğan kamu kaynaklarıyla bir tür siyasi sınıf da yarattı. Bunlar elbette iktidara sadık kalacaktı. İktidarla doğrudan ilişkisi olmayan dar gelirli kitleleri ise seçim ekonomisiyle bir ölçüde tatmin etti” tespiti oldukça önemlidir. (Karar, 30 Mayıs 2023)
Bütün bunlar üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi gereken hususlardır.
Seçimin sonuçları üzerine uzun uzun konuşacağız.
***
Benim asıl kafama takılan husus -ki önemli olduğunu da düşünüyorum - Erdoğan’ın seçim akşamı kutlamasını Beştepe’de yapması oldu.
Beştepe demek devlet demek. Beştepe devletin yeri, makamı.
Seçime AK Parti girdi, devlet girmedi.
Devam edelim tane tane seçimi AK Parti kazandı seçimi kazanan devlet değil.
Peki durum bu kadar açık ve net iken Erdoğan ve partisi seçim kazanma kutlamasını neden AK Parti Genel Merkez’de değil de Beştepe’de yaptı?
Partisinin seçim zaferini partilileriyle birlikte Beştepe’de devletin yerinde gerçekleştirmesi doğru mudur?
***
Erdoğan’ın o gece yaptığı konuşma alışkın olmadığımız bir tarzdı. 21 yıllık iktidarında girdiği her seçimin balkon konuşmalarında toplumun tamamını kucaklayan bir konuşma yapardı. 85 milyonu kuşatan ifadeler olurdu, toplumu kutuplaştıran söylemler yer almazdı konuşma metninde. Geçmiş balkon konuşmalarında umut vaad ederdi, birlik beraberlik mesajları verirdi ve herkesin “başbakanı, cumhurbaşkanı” olacağını anlatırdı.
Balkon konuşmalarında muhalefet partileriyle polemiğe girmezdi, siyasi nezaket gösterirdi.
28 Mayıs akşamı siyasi tarihinin en sert, en tuhaf en çelişkili konuşmasını yaptı; hem kucakladı hem de hedef gösterdi.
Kendi seçmeni, taraflarını kucaklarken muhalefeti hedef gösterdi. Seçim kampanyasındaki mühimmatını orada da kullandı. Millet İttifakı’nı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu yuhalattı.
O akşam seçmenlerine “Benim milletim Kandil’den talimat alanlara geçit vermiyoruz dedi, Selo’yu dışarı çıkarmak isteyenlere benim sevgili milletim cevabını verdi, ülkemizi bölmek isteyenlere milletim cevabını verdi” diyerek bir kez daha neye oy verdiklerini teyit ettirdi.
Önümüzde beş yıl var, seçim kazanma kutlamaları bitecek. İster yedi gün sürsün isterse de kırk gün kırk gece sürsün en nihayetinde ülkenin gerçek gündemine ekmek aş, işsisizlik, hayat pahalılığı sorunlarına dönülecek.
Erdoğan bir enkaz devraldı, bu enkaz maalesef kendi enkazı. Şimdi bu enkazı kaldırmaya, düzeltmeye çalışacak. Yükünü milletçe hepimiz çekeceğiz.
28 Mayıs akşamı “Büyük Türkiye zaferi ile başlasın Türkiye Yüzyılı” diyerek yeni dönemini başlattı.
Umarım başarılı olur, enkazı kaldırır, Türkiye Yüzyılı kabusa dönüşmez…