Zatürre

Her yeni başlangıç içinde soru işaretleri barındırır. Kolay değildir. Abdullah Avcı için de kolay olmayacağı belliydi. Nitekim olmadı da. Başarıya doymuş ve son kullanım tarihi yaklaşmış kadroya istediği takviyeleri yaptırma sıkıntısı çekti. Şimdi de geç transferlerin takıma adaptasyon sürecini yaşıyor Avcı. Takımda bloklar arasında büyük bir uyumsuzluk var ve ekip olma konusunda sıkıntıyı giderebilmiş değiller.

Dünkü maç özeline gelirsek; Gazişehir’in tarihinde ilk kez çıktığı Süper Lig maçında, Fenerbahçe karşısında aldığı farklı yenilgi ‘Gidici’ algısı yarattı ama sonra aldığı skorlar ve ortaya koyduğu futbol aslında taş gibi bir takım olduğunun işaretini vermişti. Nitekim Beşiktaş savunmasının yarattığı boş alanlar Gazişehir’in kendini kanıtlamasına imkan verdi. Dikine ve hızlı oyun planı, takım yardımlaşması Beşiktaş karşısında önemli bir patlama yapmasının yolunu açtı.

Peki bunlar olurken Beşiktaş neredeydi? Sivas’ta olduğu gibi bu deplasmanda da yoktu. Bunda, Beşiktaş savunmasının temel taşı Vida’nın 6. dakikada yaptığı hatayı daha büyük bir hatayla kapamaya çalışmasının penaltı ve kırmızı kartla sonuçlanmasının payı vardı. 1-0 geriye düşmek neyse de savunmadan Vida’nın çıkması Beşiktaş’ı duman etti. İlk kez görev alan Elneny bu gediği kapamada zorlandı. İkinci yarıda bu görevi üstlenen Dorukhan da süratli rakip forvet karşısında tutunamadı, oyunun sonunu bile göremeden kenara alındı ama suç savunmada değil, yumuşak orta sahada, hatta en uçtaki Güven’deydi. Topsuz oyunda ortada olmayan Güven’in ‘adamları’ geriden rahat rahat oyun kurmakla kalmadılar, sık sık hücuma da katıldılar. Baş döndüren hızlarıyla Gazişehirliler, düşük tempolu ve yumuşak futbol oynayan Beşiktaşlıların yanlarından gelip geçerken az daha rakip oyuncuları zatürre yapacaklardı! Yani bir bakıma Gazişehir, hızlı futbolun sevdalısın Abdullah Avcı’nın öğrencilerini kendi silahıyla vurmuş oldu. Peki Burak Yılmaz olsa fark eder miydi? Vida’nın maçın gidişatını kökünden değiştiren hareketinden bağımsız düşünürsek, ederdi çünkü Burak savunmayı hücumdan başlatır ve lider vasıfları ile tüm takımı bu ‘savaşa’ sokardı. Kusura bakmasın ama Gökhan lider değil, iyi bir futbolcu, o kadar.

Dünkü maçta yenilgi önce, maçın başında atılan Vida’ya, sonra takımı hala işler hale getiremeyen Avcı’ya yazılır. Elneny’nin kırmızı kartı ise skora yansımayan sorumsuzluk olarak not düşülür. Artı ise Karius’un olur. Üç gol ve direkten dönen iki şuttan bağımsız olarak Karius daha büyük farkı önleyen isimdi. Alman kaleci gününde olmasa Beşiktaş mahcup olacağı bir farkla Gaziantep’ten dönerdi. Son bir not; oyuna sonradan giren Umut ve Atiba’nın peşpeşe bulduğu goller, Avcı’ya kadro tercihini yaparken nereye bakması gerektiğini de işaret etti.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.