Beşiktaş’ın gücü, uyumlu kadrosundan ve rakibi şaşkına çeviren temposundan geliyordu. Bu sezon eksik olan, o temposundan bir şeyleri yitirmesi. Dünkü maçın ilk yarısında da bu tempo problemi vardı. Yavaş futbol koca bir 45 dakikayı çöpe attı. Neredeyse pozisyon yoktu.

Norveç Ligi’nin ortalarında yer alan, bırakın Süper Lig’i, Spor Toto 1. Lig’de bile yer alamayacak Sarpsborg sadece fiziksel güce dayanan bir takımdı. Belki rakibin zayıflığı, belki de patates tarlasını andıran zeminin kötülüğü Beşiktaş’ı rehavete sürükledi ama ne olursa olsun ilk yarıda hayal kırıklığı yaşatan bir Beşiktaş vardı sahada.
Şenol Güneş bu maçta Gökhan Töre’yi denemek istemişti ama olmayacağını anlayınca ‘acil servis’i çağırdı, ikinci yarıya Babel’le başladı. Hollandalı da girer girmez krizi çözdü!

Üç tur geçerek gruplara kalan Beşiktaş için başlangıç önemliydi ve istediğini ikinci yarıdaki performansı ile aldı. Pepe’nin yanında oynayan Roco’ya savunmada pek iş düşmedi ama attığı golle skora katkı yapmasını bildi. Medel çalışkan, Karius güven veren, Ljajic çizgiden ortaya yaklaştıkça daha etkili olan bir görüntüdeydi. Larin ise şaşırtıcı bir şekilde tutuk ve savruktu. Negredo’nun gittiği, Love’un kredisini tükettiği bir süreçte bu altın fırsatı kullanacak ve mevkisini dolduracak bir mesaj vermedi.

Son bir söz de zemine. Yönetim, oldukça değerli bir ürün haline gelen patates-soğan işine girmeyecekse kendi takımına fren olan bu zemini bir an önce düzeltmeli.