O eski halinden eser yok şimdi
Hoca değişikliği…
Yönetim değişikliği…
Yine hoca değişikliği…
Kadro dışı kararları…
Sakat futbolcuların sayısının sağlamlardan fazla olduğu kadro…
Afrika Kupası’na giden oyuncular…
Sahaya çıkaracak yabancı futbolcu kalmaması…
Bir türlü gelmeyen yeni hoca…
Öze dönüş, gençlerin ilk 11’de kendisine yer bulması…
Taraftarın küsüp tribünü boş bırakması…
Kısa bir zaman zarfı içinde yaşananları alt alta yazınca bile nasıl yorucu ve belirsizliklerle dolu bir sezon yaşandığını görebiliyoruz. Sezonun ortası, yeni yılın ilk maçı ama sahada sezonu bitirmiş gibi oynayan bir Beşiktaş var. “O eski haliden eser yok şimdi” şarkısı gibi biraz. O hırçınlığından, isyankarlığından, savaşçılığından bir şey kalmamış.
Beşiktaş gençlerle takviyeli bir 11 ile sahadaydı. Kalede Mert, orta sahada Salih, Gedson, Hadziahmetoviç, ileride Rashica, Muleka gibi isimlerle hala güçlü isimleri kadrosunda barındırıyordu ama bu kadro sahada fark yaratamıyordu. Tam aksine Aytaç başta olmak üzere Kasımpaşa oyuna daha hakim bir görüntü sergiliyor, gole daha yakın duruyordu. Nitekim Mert’in kurtarışlarına rağmen ilk gol Kasımpaşa’dan, Da Costa’dan geldi.
Siyah- Beyazlılarda skoru eşitleyen ise 18 yaşındaki Semih Kılıçsoy oldu. Rashica’nın pasında neredeyse sıfır noktasından attığı gol belki maçı kazandırmaya yetmedi ama Beşiktaş’ın iyi bir forvet kazandığının işareti oldu.
Beşiktaş’ın hala sonuçlanmayan teknik adam arayışları neticesinde kulübedeki tek seçiciliği devam eden Serdar Topraktepe, temposuz takımı biraz hareketlendirmek için 60. dakikada oyuna müdahale etti.
Salih’in yerine Ghezzal, Muleka’nın yerine Cenk Tosun’un sahaya girmesi oyunda küçük bir kıpırdanma yarattı, ama hepsi o kadardı.
Gücü sınırlı Kasımpaşa haddini bilerek oynuyor, enerjisini doğru kullanıyordu. Gücü eksikler nedeniyle büyük ölçüde kaybolan Beşiktaş ise maçı çevirecek güçten ve beceriden yoksundu. Buna bir de tecrübeli bir teknik adamın dokunuşlarından mahrum kalma etkinince Beşiktaş’ın oyunu iyiden iyiye sıradanlaştı.
Oyun disiplininden kopmayan Kasımpaşa 80. dakikada yine Da Costa’nın golüyle öne geçerken Beşiktaş’a bu sene kadro mühendisliğinden yönetimlerin beceriksizliğine kadar her aksaklığı bir kez daha hatırlatıyordu. Beşiktaş o kadar oyundan ve oyun disiplininden kopmuştu ki, Da Costa farkı üçe çıkarırken artık zorlanmıyordu bile.
Kasımpaşa oyun aklı ile üç puanı hak etti ama ben şunu sormadan edemedim, “Rıza Çalımbay takımın başında olsaydı bundan daha kötü mü olurdu?”
Ya da direkt şöyle diyelim; Yeni bir hoca bulmadan geminin dümenini neden boş bıraktınız?