Anlaşılan VAR’sız bir hayatımız olmayacak. Sık sık kesen, maçların sahadan değil de Riva’dan yönetildiği kanaatini veren VAR ile bu sezon yine zor geçecek. Dün de derbide Cüneyt Çakır’ın verdiği ya da değiştirdiği kararlar gündeme damgasını vurdu. Galatasaraylılar tartışmaya açık 2 penaltısının verilmemesi ile TFF’ye yönelik derin kuşkularına yeni deliller topladı.

Oysa ilginç bir derbiydi. İki takım da sakat ve cezalıların çokluğu nedeniyle gençlerini sahaya sürmüştü.

Beşiktaş maçın ilk bölümünde baskındı. Neredeyse ilk 25 dakika Galatasaray yarı alanında geçti. Beşiktaş bu baskı sırasında penaltıdan golü de buldu. Ancak konuk ekip bu baskıyı atlattıktan sonra oyunun hakimi durumuna geldi. Galatasaray ilk yarıyı gol atarak bitirebilse bu maçı alması işten bile değildi. Ancak Vida’nın pozisyonunda Cüneyt Çakır’ın devam kararı Galatasaray için eşitlik umudunu ikinci yarıya bıraktı.

Şenol Güneş orta alanı kazanmak için Güven’i çıkarıp ikinci yarıya Atiba ile başladı. Takımının maça hakim olamamasını dengelemek istiyordu. Ancak Galatasaray’ın baskısını gole çevirecek ayağı yoktu. Eren’in yararı değil penaltıdaki gibi zararı olmaya başladı. Onyekuru savrukluğu ile forvette olup da gole nasıl bu kadar uzak kalınabileceğini gösterdi. Feghouli ise yine kafasına göre katıldı. Hal böyle olunca da etkin olduğu maçta yetkin olamadı.

Beşiktaş’ta ise Şenol Güneş ‘kazanan takım bozulmaz’ diyerek derbi için olabilecek en zayıf 11’i sahaya sürmüştü. Bunun bedelini ödememesinin tek sebebi Galatasaray’ın başsız, sahadakilerin de gol noktasında beceriksiz olmasıydı.