Gelişim olmazsa geriye gidersin!
Galatasaray için artık her maç varoluş maçı. Puan kaybettiğinde sadece 2 ya da 3 puan değil, şampiyonluk gidebilir. Bu süreçlerin en büyük rakibi de strestir. Takıma kısmı felç yaşatabilir. Dün Galatasaray’da bu ağır stres yoktu. Hafta içindeki kupa maçında rakibine gol atamamasına rağmen dün başka bir Galatasaray vardı sahada. Pek bir rahattı. 34’üncü dakikada Feghouli’nin iptal edilen gol vuruşu da durduramadı Sarı-Kırmızılıları. 45+2’de çalınan penaltıyı Diagne’nin gole çevirmesi psikolojik üstünlüğü ev sahibine getirdi.
Bir hafta içinde oynanan iki maç arasındaki fark neydi de futbolda bu değişim yaşandı, Malatya gol pozisyonları verdi? Fatih Terim, Emre Akbaba’nın form tutamaması ve Ndiaye’nin olmaması nedeniyle oyun planını kanatlar üzerinden planladı. Sağdan Mariano doğrudan Diagne’ye yüksek toplar indirdi ancak Diagne ilk yarıda o bitirici vuruşları yapmaktan uzaktı. Solda da Linnes vardı ve Terim resmen sağ gösterip sol vurdu. Linnes ilk yarıda sayılmayan golde de penaltıda da başroldeydi. Erol Bulut bu hamleyi göremedi, kesemedi.
Burada Bulut’un oyun anlayışını da sorgulamak gerekir. Topu rakibe bırakıp oyunu kendi alanında kabul etmek, kontratakla puan aramak, oynamaktan çok oynatmamayı amaçlamak ve takım oyununu geliştirme konusunda ilerlememek tartışılması gereken bir durum. Gelişim olmazsa geriye gidersiniz, pozisyonunuzu da koruyamazsınız. Bulut iyi bir çıkış yakaladı ama üzerine koymazsa işi zorlaşır.
Bu maçta Muslera’ya pek iş düşmedi. Donk her derde deva olarak stoperde oynadı. Bekler ve özellikle Linnes farkı ortaya çıkaran isimlerdi. Linnes ikinci golü de hazırlayarak iki gol atan Diagne’nin de önüne geçti. Belhanda-Feghouli ikilisi uzun süredir Galatasaray’ın başrol oyuncusu değildi ama kötü de değillerdi. Onyekuru’daki düşüş ise devam etti.
Galatasaray dün kazandı ama F.Bahçe derbisinde farklı şeyler yaşanacaktır.