Bir Fenerbahçe mucizesi...
Fenerbahçe kötü dönemlerinde, en kötü devirlerinde bile Galatasaray’a sürpriz yapmayı sever. Acaba bu zor zamanlarda yeni bir mucizeye imza atacak mıydı? Maç başladığında görüldü ki dün mucizeye sanki yer yoktu. Çünkü ilk yarıda sahada Fenerbahçe diye bir takım yoktu. Cocu’nun Türkiye’ye uymayan 4-2-4 taktiğinden Türk futbolunun sevdiği 4-2-3-1’e dönülmüştü. Hedef, Galatasaray’ın depar oyuncularına boş alan bırakmamaktı. İlk yarım saatte bunda başarılı da oldular ama atak yapmamak, oyunu kendi yarı alanında kabul etmek, topu rakibe bırakmak Galatasaray’ın baskı kurmasına zemin hazırladı. Bunda Slimani’nin olmaması ve sağlam bir oyun planının oluşturulmaması ana etkendi.
Galatasaray dün en iyi maçlarından birinde değildi ama Fenerbahçe’nin pasif futbolu ilk yarıda Sarı-Kırmızılı takımı ön plana çıkardı. Son 5 maçında sadece 2 gol atan ve Gomis’i arayan Galatasaray’a ilk golü gizli santrfor Donk kazandırdı. İkinci yarının hemen başında Linnes’in nefis golü fark bekletilerini arttırdı ama Fenerbahçe’nin sürpriz yapma alışkanlığı nüksetti. Valbuena’nın penaltısının ardından Jailson’un nefis golü gelince Türk Telekom Stadı buz kesti.
Hocasız, moralsiz, ritimsiz Fenerbahçe’nin Türk Telekom’dan puan alması sanırım sezonun ilk sürprizi. Ama Galatasaray açısından tatsız sürprizlerin ilki olmayacak gibi.
Isınırken sakatlanan Eren’in yerine oynayan Sinan da kanatlardaki Rodrigues ve Onyekuru da etkisiz elemandı. Belhanda duran toplarda etkin, akan oyunda kayıptı. İleri hat böyle oynamaya devam ederse Galatasaray’ın canı daha çook sıkılır...